Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

ABD ile yakınlaşma, Hindistan ile Çin arasındaki gerilimi arttırıyor

Krizin temeli Hindistan ile Büyük Okyanus’taki hakimiyetini onaylatmak için fırsatçı davranışlar arayışına giren Çin devletinin gerçekçi politik hesaplamalarına dayanıyor.



Hindistan ve Çin arasında son yıllarda birçok kriz patlak verdi. Bunların en ünlüsü ise 2017 yazında Doklam platosunda yaÅŸanan kriz oldu. Sorun, o dönemde medyanın da büyük ilgisini çekmiÅŸti. O dönemde Hint kuvvetleri, bir Çin askeri inÅŸaat ekibinin Bhutan’da ‘Çin kuvvetlerine ayrıcalıklı bir konum verecek olan tartışmalı bir alanda’ yol inÅŸaatını engellemek üzere müdahalede bulunmuÅŸtu. Kriz, 73 gün boyunca devam etti. Doklam krizi, en uzun ve en tehlikeli krizdi. Pekin, Hint kuvvetlerinin tek taraflı olarak geri çekilmesi için Hindistan’a karşı doÄŸrudan ve artan tehditleriyle alışılmadık bir adım atmıştı.
 
Hint kuvvetleri, iki taraf karşılıklı bir geri çekilme anlaÅŸmasına ulaşıncaya kadar bölgede konuÅŸlu kaldı. Doklam krizi, 2018 yılında Hindistan BaÅŸbakanı Narendra Modi ve Çin CumhurbaÅŸkanı Åži Cinping arasında bir zirvenin toplanmasına yardımcı oldu. Ä°ki taraf arasındaki iliÅŸkilerde daha fazla istikrarın saÄŸlanmasına büyük bir katkı saÄŸladı. Geçen haftalar boyunca iki taraf arasında gerçekleÅŸen manevralara gelince, 3448 km boyunca uzanan ve iki ülke arasındaki gerçek sınırları temsil eden ‘fiili kontrol hattı’ boyunca çatışmalar yaÅŸandı. Bazı tahminler, bu sınırların ÅŸaşırtıcı olmayacak ÅŸekilde dünyanın en uzun tartışmalı sınırlarını temsil ettiÄŸini gösteriyor. Ä°ki ülke arasındaki sınırın henüz ÅŸekillenmediÄŸi göz önüne alındığında sınırlar, hala her iki taraftan farklı iddialara tanık oluyor. Son çatışmaların patlak verme vakti ise dikkat çekici.
 
En göze çarpan soru ise ÅŸu: YüzleÅŸmeler neden ÅŸu an kötüleÅŸti?
 
Gerçekten de jeopolitik krizler tesadüf deÄŸil. Gerginliklerin aniden alevlenmesi de bir tesadüf deÄŸil. Analistlere göre aksine bu durum, güç dengesini kendi lehine çevirme ve çıkarlarını artırma çabaları ortasında aynı anda birden fazla mesaj göndermek ve Hindistan ile Büyük Okyanus’taki hakimiyetini onaylatmak için fırsatçı davranışlar arayışına giren Çin devletinin gerçekçi politik hesaplamalarına dayanıyor.
 
Bu baÄŸlamda Hindistanlı analist Huma Sıddıki, “Hindistan’ın ABD veya (dört yönlü güvenlik diyaloÄŸundaki) diÄŸer dört ortağıyla iliÅŸkileri geliÅŸmeye ve birleÅŸmeye baÅŸlarken, Hindistan söz konusu olduÄŸunda Çin ise genellikle Hindistan ile sınır çatışmasıyla uÄŸraşıyor” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
 
Mevcut koÅŸullar ışığında Çin, koronavirüsün patlak vermesindeki rolü nedeniyle ABD, Japonya, Avustralya ve birçok Avrupa ülkesi tarafından kuÅŸatılmış halde. Aynı zamanda ABD de Hindistan ile yakınlaşırken, durumun birçok ÅŸirketi faaliyetlerini Çin’den Hindistan istikrarına taşımaya yöneltmesi de güçlü bir ihtimal. Washington’un 2017 Doklam krizi sırasında Hindistan hükümetine ‘Çin kuvvetlerinin takviyeleri ve konuÅŸlandırmaları hakkında’ bilgi saÄŸladığı yönünde haberler ortaya koyuldu. Hindistan’ın bilgi paylaşımına dahil olarak bu düzenlemeleri güçlendirme arzusunun, Yeni Delhi’nin 2018 yılında ABD ile önemli bir askeri anlaÅŸma imzalamasının arkasındaki katalizörlerden biri olduÄŸuna inanılıyor.
 
Yeni Delhi’deki Ä°ndira Gandi Ulusal Açık Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde danışman Dr. Raj Kumar Sharma, “Çin askeri sınıfı, sadece Hindistan'a karşı deÄŸil, ABD ve Güney Çin Denizi’ni kontrol etme haklarıyla ilgili iddialarını reddeden diÄŸer ülkelerle de karşı karşıyadır” dedi.
 
Hindistanlı analist Srimany Talukdar, son sınır çatışmasının Dünya SaÄŸlık Örgütü (WHO) ile baÄŸlantılı olabileceÄŸini, ayrıca hükümet onayı olmaksızın komÅŸu ülkelerden yabancı yatırımlara karşı koyma hususunda Hindistan’ın sergilediÄŸi kararlı tavırdan kaynaklı olabileceÄŸini belirtti. Analist, söz konusu yatırımların dolaylı olarak Çin’i hedef aldığını da ifade etti.
 
Ancak Çin hükümeti sözcüsü, Çin’in diÄŸer ülkelerin koronavirüsle mücadelesine yardım ederek küresel liderlik için yarıştığı söylentilerinin, mantıksız olduÄŸunu ve dar görüÅŸlülüÄŸü yansıttığını vurguladı. Danışma organı olan Çin Halkının Siyasi Danışma Konferansı sözcüsü Guo Weimin, Çin Yasama Konseyi’nin yıllık toplantısı öncesinde bir basın toplantısı düzenledi.
 
Hindistan, geçen ay sınırları paylaÅŸtığı ülkelerden gelen yatırımların, öncelikle hükümetin onayını alması gerektiÄŸi hususunda bir karar yayınladı. Kararın, Çin’in yatırım yaptığı Hint ÅŸirketlere yönelik hegemonya eylemlerini önlemeyi amaçladığı belirtildi. Karar, Çin’den tepkiyle karşılaÅŸtı.
 
Öte yandan Hindistan, WHO içerisinde yürütme kararı alınması sürecine baÅŸkanlık edecek. Hindistan’ın Çin üzerindeki artan küresel baskı ve Washington ile Pekin arasındaki artan boÅŸluk ortasında bir odak noktası olacağına inanılıyor. Hindistan, ABD’nin Tayvan’ın WHO’da bir gözlemci olması talebi karşısında tavrını belirlemek zorunda kalacak ve bu durum da Çin’in, ‘Tek Çin’ politikasına aykırı bir durum. Aynı ÅŸekilde Çin’in Tayvan’ı, 18- 19 Mayıs tarihlerinde WHO tarafından düzenlenen toplantı dışında tutmayı baÅŸarması da dikkat çekici bir durum.
 
DiÄŸer taraftan Tayvan, takip ve önleme alanındaki çabaları sayesinde 440 vaka ve 7 ölüm kaydedilmesi sonrasında koronavirüs ile mücadelede baÅŸarılı deneyimini dünyayla paylaÅŸmaya istekli olduÄŸunu açıkladı.
 
Bununla birlikte Tayvan’ın egemen bir ülke olarak uluslararası kuruluÅŸlara katılma hakkının bulunmadığına inanan Çin, Tayvan’ın WHO’ya katılmasına ÅŸiddetle karşı çıktı. Çin, Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduÄŸunu kabul etmesini isterken, Tayvan ise bunu reddediyor.
 
Bu çerçevede Tayvan DışiÅŸleri Bakanı Joseph Wu, “Tüm çabalarımıza ve benzeri görülmemiÅŸ düzeydeki uluslararası desteÄŸe raÄŸmen Tayvan, katılım daveti almadı” dedi.
 
Öte yandan Cevahirlal Nehru Üniversitesi Profesörü Rajesh Rajagopalan, “Hindistan’ın Çin’e karşı nüfuzunu artırma fırsatı bulduÄŸu anda Pekin’in, Yeni Delhi’ye nüfuzunu abartmaması gerektiÄŸini hatırlatmak için baskı yapmaya yönelmesi tesadüf deÄŸil. Çünkü Çin, Hindistan’daki güvenlik durumunu karmaşıklaÅŸtırabilir ve sınırlarında istikrarı koruma maliyetini artırabilir. Çin’in bu davranışı, Narendra Modi hükümeti için bir meydan okumadır” deÄŸerlendirmesinde bulundu. Bununla birlikte Çin’in uluslararası kuruluÅŸlar içinde büyük bir nüfuz kazanmamasının saÄŸlanması, Yeni Delhi’nin çıkarlarına görülüyor. Zira bu nüfuzun, Hindistan çıkarları için istenmeyen sonuçları bulunuyor.
 
Müellif: Prakriti Gupta (Yeni Delhi) / Kaynak: Åžarkul Avsat

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.