Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

İhsan Şenocak İstanbul Sözleşmesini yazdı: Namussuzluğun adı 'Onur Yürüyüşü' oldu



Allah Azze ve Celle, erkekte ona özel ses, duygu, davranış, heyecan ve yöneliÅŸ yarattı. Kadını da erkeÄŸe nisbetle daha zarif daha latif daha duygusal olma husûsiyetleriyle donattı. Biri kız diÄŸeri erkek olan ikiz kardeÅŸte bu farklılığı bütün kareleriyle müÅŸâhade etmek mümkündür. Kızların oyunlarıyla erkeklerinki birbirinden farklıdır. Biri bebeklerle oynamaktan hoÅŸlanırken diÄŸeri atlar, arabalar ister. Biri ev ortamındaki oyunlardan diÄŸeri savaÅŸ aletlerinden zevk alır. Biri daha süslü elbiseler arzularken diÄŸeri sadeliÄŸi tercih eder. Aile, çocuklardaki bu fıtrî farklılığı önce himâye etmeye sonra da eÄŸitimle aslına uygun bir ÅŸekilde geliÅŸtirmeye memurdur.
 
“Ä°NSANLARIN HAYÂ DAMARLARI UYUÅžTURULDU”
 
Menfaati için çevre dahil mâlik olduÄŸu her ÅŸeyi kirleten modern zaman insanı, nesilleri de bozdu. Ahlak yobazları, kız ve erkeklerin önce oyunlarının içeriÄŸine müdahale etti sonra da ‘Cinsiyet eÅŸitliÄŸi’ projesine baÄŸlı olarak beÅŸeriyetin genleriyle oynadı. Siyâsî ve ictimâî hayatın figürleri bu ifsad hareketine tam destek verdi. Bu noktada bazı üniversiteler kız-erkek tuvaletlerini birleÅŸtirirken bazı belediyeler de kızlı erkekli karışık evler/yurtlar açtı. Diziler, yarışma programları cinsler arasındaki farklılığı yok sayan formatta ekranlara taşındı. Ä°nsanların hayâ damarları uyuÅŸturuldu.
 
“BEÅž YILDIZLI FUHUÅž EKONOMÄ°SÄ° DESTEKLENDÄ°”
 
Kur’an-ı Kerim’in ‘yaklaÅŸmayın’ buyurduÄŸu, ÅŸeriat gibi aklın da büyük bir cürüm olarak kabul ettiÄŸi zina, suç olmaktan çıkarıldı. Kadın üzerinden para kazanan nâmus yobazlarını memnun etmek için ‘Ahlâken çöküyoruz’ diyen hocalar susturuldu. Turizm adı altında ‘beÅŸ yıldızlı fuhuÅŸ ekonomisi’ desteklendi. Erkekler hangi oyunları oynuyorsa kızlar için de aynı oyunlar tertip edildi. Ä°ffetsiz projelerin, narkozlanan cemiyeti ahtapot gibi sarıp sarmalamasına seyirci kalındı. Ä°nsan niçin yaÅŸadığını bilmezse hayatı tersine döner, akıl ÅŸehvetinin kölesi, nefis de ruhunun sultanı olur. Nihayet öyle bir çukura düÅŸer ki nikahsız iliÅŸkiler de kendini tatmin etmez. Hem ÅŸeriata hem akla ve hem de fıtrata muârız yollara baÅŸvurur. Bu yüzden kadının erkekle nikahsız münâsebeti olan zinanın da tatmin etmediÄŸi güruhtan erkekler erkeklerle, kadınlar da kadınlarla birliktelikte teselli arıyor.
 
“BATI, MEZARINI KENDÄ° ELLERÄ°YLE KAZDI”
 
Nikahın yerine zinayı, zinanın yerine de eÅŸcinselliÄŸi koyan Batı, aslında hızla bitiyor. Ä°nsanlığı yok etmek için yaktığı ÅŸehvet ateÅŸi kendini çepeçevre kuÅŸattı. Allah’ın tâyin ettiÄŸi sınırlara tecavüz eden milletlerin nasıl savrulacağının çaÄŸdaÅŸ bir misâli olarak bir felaketten diÄŸerine savruluyor. Kadından usanan erkek erkekle, ondan da usanan hayvanla, hayvandan usanan ise kurtuluÅŸu intiharda arıyor. Hangi Batı ülkesindeki kadın ya da erkeÄŸin sahip olduÄŸu milyon dolar, bir Ä°slâm ailesindeki bir anlık huzur eder. Papazlar, ‘30 yıla varmaz Avrupa’da Hristiyanlar azınlık olurken Müslümanlar sayısal çoÄŸunluÄŸa ulaÅŸacak’ diye ağıtlar yakıyor, “Evlenin, çoÄŸalın ey kilise baÄŸlıları’ diyor. Allah’ın yaratış kanunlarıyla oynayan her uygarlık gibi Batı, mezarını kendi elleriyle kazdı. Zina ve eÅŸcinsellik propagandasıyla da Müslümanları kazdığı bu mezara çekmek için çırpınıyor.
 
“ÂLÄ°MLER YA SUSTURULDU YA DA ÅžEHÄ°D EDÄ°LDÄ°”
 
Büyük sermaye sahiplerinin desteklediÄŸi iffetsizlik projesi, insanlığın yarınlarını  tehdit eden bir noktaya geldi. Bu büyük felakete karşı Millet-i Ä°slam’ı ikaz eden alimler ya susturuldu ya da ÅŸehid edildi. Fransa ve Hollanda’nın öncülüÄŸünde Mali’de yapılan eÅŸcinsellik propagandasına sert tepki gösteren Ulemâ-i Ä°slam’dan Ä°slâm Konseyi Genel Sekreteri Abdoulaye Aziz Yattabaré 19 Ocak 2019 tarihinde sabah camiye giderken öldürüldü. Büyük haber ajanslarının sessiz kaldığı bu hadise, projenin ne kadar kapsamlı ve tehlikeli olduÄŸunu gözler önüne sermektedir.
 
 “ZÄ°NAYI AÅžK, NAMUSSUZLUÄžU DA ‘ONUR YÜRÜYÜŞܒ DÄ°YE NÄ°TELENDÄ°RDÄ°LER”
 
Zinayı aÅŸk, namussuzluÄŸu da ‘onur yürüyüÅŸü’ olarak niteleyenler; Türkiye’yi de aynı felâkete sürüklemek için yeni tuzaklar kuruyor. Namussuzluk vebasından kurtulamayacağını anlayan Batı ve iÅŸbirlikçileri, fuhuÅŸ albümüne dönen gazete ve muzahrafât oluÄŸundan farksız ekranları kullanarak öldürücü mikrobu Ä°slâm dünyasına da taşımakta ve adeta; “EÄŸer ben yok olacaksam, sen de yaÅŸamayacaksın” demektedir. Ne gariptir ki Batı’nın silahla yok edemediÄŸi Bilâd-ı Ä°slâm; basiretsiz idareciler, yüreksiz âlimler ve ferâsetsiz mütefekkirlerin elinde bu vebanın yayılmasını seyretmektedir.
 
MÄ°LLETLERÄ° YOK EDEN MANEVÄ° HASTALIKLAR Ä°ÇÄ°N ÖNLEM ALINMALI
 
Alenen tel’in edilmesi gereken onursuz iliÅŸkileri, “Allah ve Resul düÅŸmanları ne der?” endiÅŸesiyle “serbest iliÅŸkiler” terkibiyle tenkid eden bir irâde elbetteki bu ahlaksızlık tûfânında Nuh’un Gemisi olamaz. Hayvanlar âleminde dahi görülmeyen bu ameliyeden gençliÄŸi ondan nefret edecek bir ruh mikyasında yoÄŸuramaz. Verem olan bir hastaya üzülmemesi için “grip” olduÄŸunu söyleyen bir tabib ona merhamet deÄŸil, ihanet eder. Hastalığın vahâmetini gizleyerek hastanın tedaviyi basite almasına ve ölümcül bir hale dönüÅŸmesine yol açar. Milletleri kemirip yok eden mânevi hastalıklar için de vaktinde önlem alınmaz; âlimler, mütefekkirler îkaz edici açıklamalar yapmazlarsa sükûtlarıyla helak sürecine katkıda bulunurlar.
 
“Ä°NSANI, HAYVANLAR ÂLEMÄ°NE MAHKÛM EDEN BÄ°R ZÄ°HNÄ°YETÄ°N ÜRÜNÜDÜR”
 
Ä°nsan hayatından evlenme kavramını çıkaran ‘serbest iliÅŸki’ terkibi esasında, erkeÄŸin de kadının da dilediÄŸi birisiyle birlikte olmasını normal kabul eden, insanı hayvanlar âlemine mahkûm eden bir zihniyetin ürünüdür. Serbest iliÅŸkinin eÅŸcinsellik boyutu ise “Belhum edal”den daha aÅŸağı bir hayata savrulma hâlidir. Darwin’in evriminin bir masaldan ibaret olduÄŸunun güneÅŸ gibi zâhir olduÄŸu günümüzde Kur’an-ı Kerîm’in haber verdiÄŸi ters bir evrim var ki, mevcut hâlleriyle Batı ve mukallitleri onu ilan etmektedir. O da insanın maymunlaÅŸması/hayvanlaÅŸmasıdır.
 
“LGBT’YÄ° SELAMLAYANLAR GENÇLİĞİ FELAKETE ÇAÄžIRIYOR”
 
DiÅŸini tırnağına takan, çalışan, aile olan, çocukları için her nev’i fedâkarlığa katlanan, onları okutup yarınlara hazırlayan bir baba ya da anne için erkek evladından, “Ben bir erkekle beraber olmak istiyorum’ ya da kız çocuÄŸundan, ‘Kız arkadaşımla karı-koca olacağım” sözünü duymaktan daha kahredici bir ifade olabilir mi? Ä°nancı ya da ideolocyası ne olursa olsun hangi ebeveyn böyle bir ifade karşısında ayakta durabilir. Cinsiyet eÅŸitliÄŸi diyenler ya da devletin ve milletin imkanlarıyla belediyelerden LGBT’yi selamlayanlar gençliÄŸi böyle bir felakete çağırıyor. Ä°nsanın kadın ve erkek olarak yaratıldığı gerçeÄŸini inkar anlamına gelen ‘Ä°stanbul SözleÅŸmesi’ sadece Allah ve Resulüyle sözleÅŸmesi olan Müslümanların deÄŸil, akıl ve vicdan sahibi her tür insanın reddetmesi gereken bir metindir.
 
“MÜSLÜMANLAR OLARAK HEPÄ°MÄ°Z SORUMLUYUZ”
 
Ne acıdır ki ‘Bu Ülkede’ tarihselcilerin Kur’an-ı Kerim’i, sünnet-i seniyyeyi reddedenlerin de Peygamberi sorgulaması ‘bilimsel ameliye’ ya da ‘düÅŸünce özgürlüÄŸü’ olarak kıymetlendirilirken, Batı uygarlığının sefâhatini sorgulamak ise gericilikle yaftalanmaktadır.  Sinemadan internete kadar medyanın her çeÅŸidinden cemiyete oluk oluk iffetsizlik akarken sessiz kalmayı ‘maslahat’ telakki edenler, nesillerini kaybettikten sonra bütün makamlara sahip olsa ne önemi var. Manzaradan siyâsî irade baÅŸta olmak üzere âlimler, ârifler, ilahiyatçılar, muallimler, müderrisler, yazanlar, okuyanlar, ve Müslümanlar olarak hepimiz sorumluyuz.
 
SÄ°YASÄ° Ä°RADE, BU UCUBE SÖZLEÅžMEYÄ° Ä°MZALAMAKTAN SORUMLUDUR
 
Siyasi irade Ä°stanbul SözleÅŸmesi gibi ailenin intiharı anlamına gelen  bir ucubeyi imzalamaktan sorumludur. Hocalar da Allah Resûlünün en iffetsiz bir çaÄŸda inÅŸa ettiÄŸi o en iffetli millet yapısını esas alarak insanları ‘münkerden’ nehyetmemekle mesuldür.  Fesad yolu kanunla meÅŸrulaÅŸtırılır, ulema da susarsa gençlik içerisinde bir güruh gider, güzeli bırakıp çirkine mahkum olur. Hz. Lut  zamanında olduÄŸu gibi kadınları bırakıp erkeklerle birlikte olma ameliyesini meÅŸrulaÅŸtırmaya matuf sefih ameliyelere ‘onur yürüyüÅŸü’der.
 
“BU HAYÂSIZLIK YOLUNUN SONU DA HZ. LUT’UN  KAVMÄ° GÄ°BÄ° HELAKTiR”
 
Gece gelince gündüz zâil olur, Bâtıl hâkim olunca Hak baÅŸka bir diyara hicret eder. Ä°ffetsizlerin hâkim olduÄŸu bir çaÄŸda en büyük cürüm ise Müslümanların ‘iffet’ çaÄŸrısıdır. Bu yüzden Hz. Lut’un  kavmi, insan suretindeki melekler ona misafir olarak geldiÄŸinde evini basmıştı. Hızını alamamış, Hz. Lut  ve ümmeti için; ‘Çıkarın onları ülkenizden. Güya onlar (eÅŸcinselliÄŸe karşı çıkarak) temiz kalma davasında olan insanlarmış’ diye kendilerince ironi yapmışlardı. Batı’nın girmiÅŸ olduÄŸu bu hayasızlık yolunun sonu da Hz. Lut’un  kavmi gibi helaktır.
 
“ÇAÄžIN SORUNLARI, NAZARA VERÄ°LEREK YENÄ°DEN OKUNMALIDIR”
 
Âlem-i Ä°slâm’ı felâkete çağıran bu halden Müminler Allah’ın lütfuyla bu çaÄŸda da kurtulacaktır. Bu ise Hz. Lut  gibi sefil iliÅŸkilere karşı toplu bir seferberlik baÅŸlattığımızda tecelli edecektir. Siyasi irade fesad yollarını kapatmalı, reklam, yarışma, dizi adı altında kadın ticareti yapan kalanları tecziye etmeli. Âlimler, ârifler bu inkar hareketine karşı toplanmalı ve sürekli güncellenen Ä°blis’in taarruzlarına, geliÅŸtirdikleri yeni davet usulleriyle karşı koymalı. Ezbere konuÅŸma yerine gençlerin dünyalarının rontgenini çekip ona göre teÅŸhis ve tedavide bulunmalı. Kur’an-ı Kerim ve Allah Resûlünün sünneti çağın sorunları nazara verilerek yeniden okunmalıdır.
 
HAZRETÄ° PEYGAMBER’Ä°N ZÄ°NADAN ALIKOYDUÄžU GENÇ SAHABE
 
Åžu muhâvere, mücadeleye nasıl ve nereden baÅŸlayacağımıza esas olsun. Bir gün Allah Resûlünün yanına ‘zina’ arzusunun idrak yollarını kapattığı bir genç gelip, ‘Ey Allah’ın Resûlü zina etmeme müsade et’ dedi. Orada bulunan sahabe de kızıp gencin üzerine yürüdü ve ‘Dur, dur’ dedi. Bunun üzerine Efendimiz  gence, “Bana doÄŸru yaklaÅŸ’ buyurdu. Genç biraz yaklaşıp oturdu. Ardından Allah Resûlü ona, ‘Annenle zina edilmesini ister misin?’ diye sordu. Bu sual karşısında irkilen genç, ‘Anam-babam yoluna feda olsun Ya Rasûlellah elbette istemem’ diye karşılık verdi. Daha sonra Allah Resûlü  sırasıyla kızı, kız kardeÅŸi, halası ve teyzesini sayarak hiç kimsenin yakınlarıyla zina edilmesine rıza göstermeyeceÄŸi gerçeÄŸini gence ‘Elbette istemem’ ifadesini tekrar ettirerek tasdik ettirdi. Sonra da elini omuzuna koyarak,‘Allah’ım bu gencin günahlarını  bağışla, kalbini temizle, iffetini koru’ diye dua etti.
 
“AÄ°LE BAKANLIÄžI, Ä°SLÂM AÄ°LE YAPISI ESAS ALINARAK YENÄ°DEN YAPILANDIRILMALIDIR”
 
Osmanlı Ä°slam devletini parçalayanlar lisandan medreseye kadar her ÅŸeyi elimizden aldı. Büyük müktesebattan bir aile kaldı. Millet, dağıttığı ailenin tesellisini köpek beslemede ve kavimlerin helakına sebeb olan onursuz iliÅŸkilerde arayan emperyalist Batı’nın her nev’i iÅŸgaline aileyle direndi.  Varlığımızın teminatı olan aile, onu yıkan Avrupa’ya uyum yasaları çıkararak deÄŸil, ihyâ eden Ä°slâm’a kayıtsız ÅŸartsız ittiba ederek korunur. Bunun için Aile Bakanlığı, Ä°slâm aile yapısı esas alınarak yeniden yapılandırılmalıdır. Başına aile yapısıyla milletimize örnek olacak bir zat getirilmelidir.
 
FEMÄ°NÄ°STLERÄ°N DEVLETE TAHAKKUM KURMASI ENGELLENMELÄ°
 
Ä°slâm’a muhâlif olmanın yanında erkekleri de evlenmekten soÄŸutan süresiz nafaka gibi düzenlemeler laÄŸv edilmelidir. Ä°slamcı görünümlü feminist vakıf ya da derneklerin devlet üzerindeki ‘buyurgan’ tasarruflarına fırsat verilmemelidir. Aileyle alakalı kararların alınmasında bir kaç feministin deÄŸil Allah’ın murâdı esas alınmalıdır. Cinsiyet eÅŸitliÄŸi üzerinden hayvanlar âleminde dahi örneÄŸi olmayan iffetsiz bir hayatı meÅŸrulaÅŸtırarak aileye ölümcül darbe vuran Ä°stanbul SözleÅŸmesi hemen fesh edilmelidir. Çocuklarının ruhunu iffet kalıbında mayalayan atalarımızın yolunu bırakıp onursuzluÄŸa “aÅŸk” diyenlere; sanatçı, yazar, çizer deÄŸil, ahlak ve nâmus yobazı denilerek tavır alınmalı, yeni yobazların üremesine mâni olunmalıdır” dedi.
 
“MÜMÄ°NLERÄ°N ELÄ°YLE Ä°NSANLIK BU BUHRANDAN ÇIKACAKTIR”
 
Ankara Barosu hadisesinin dolaylı yoldan müsebbibi ‘Harama haram’ demekten korkan, ‘bunlar haramdır’ diyen hocaları aşırılıkla itham eden, vaazların suya sabuna dokunulmadan yapılmasını isteyen yetkililerdir. Lut kavmi baÄŸlılarının yüzyıldır eÅŸcinselliÄŸi ‘hayvandan daha aÅŸağı bir hayat’ olarak anlatıp, gençleri büyük fitneye karşı uyaran Diyanet’i bugün hedef almaya cüret etmesinin arkasında Ä°stanbul SözleÅŸmesi vardır.  EÄŸer kulluk ödevini yerine getirirsek, Câhiliyye’den Ä°slâm Devleti çıkaran Rabbimiz, bu çağın Müminlerinin eliyle de insanlığı bu buhrandan çıkaracaktır.
 
Kaynak: Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.