Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Sultan İkinci Abdülhamid'i tahttan indiren Çeçen: Mahmut Şevket Paşa

Bağdat’ta doğup büyüdü, bundan ötürü Arap lakabıyla da anılır. Abdülmecid devri mutasarrıflarından Çeçen asıllı Kethüdâzâde Süleyman Bey’in oğludur.



Köklü bir Türk ailesinden gelen annesinin soyu IV. Murad dönemine kadar uzanır. BaÄŸdat’taki rüÅŸdiyede bir yıl okuduktan sonra askerî okula devam etmek üzere Ä°stanbul’a geldi (1870). Üsküdar Atlamataşı Askerî RüÅŸdiyesi’ne iki yıl devam edip Kuleli Askerî Ä°dâdîsi’ne kaydoldu (1873). Burayı bitirince 1876’da Mekteb-i Harbiye’ye girdi ve 1878’de mezun olup erkân-ı harbiyye sınıfına geçti. 1880’de burayı da yüzbaşı rütbesini almış olarak bitirdi ve Erkân-ı Harbiyye Dairesi’nin ikinci ÅŸubesinin telif ve tercüme bürosunda göreve baÅŸladı. Arapça yanında Almanca ve Fransızca da biliyordu. Daha sonra Mekteb-i Harbiye’de cebir ve hendese, fenn-i esliha, endaht nazariyeleri gibi dersler vermeye, çeÅŸitli dergilerde yazılar ve tercümeler yayımlamaya baÅŸladı. Mekteb-i Harbiye’yi ıslah çalışmalarını sürdüren Von der Goltz PaÅŸa’nın muavinliÄŸini yaptı ve takdirlerini kazandı. 1884’te kolaÄŸası oldu. 

Alman askerî misyonunun yönlendirmesiyle yeni silâhların büyük ölçüde Almanya’ya sipariÅŸ edilmesi kararlaÅŸtırılınca Vidinli Tevfik Bey riyâsetinde kurulan silâh satın alma komisyonlarında çalıştı. 1890’da miralaylığa yükseldi. Bu arada incelemelerde bulunmak üzere Almanya ve Fransa’ya seyahat etti ve alınacak silâhların seçiminde önemli rol oynadı. Uzun yıllar Almanya’da kaldı. 1895’te mirlivâ oldu. 1901’de ferikliÄŸe terfi etti ve aynı yıl Hicaz demiryolu hattında Mekke-Medine telgraf hattının yapılmasına memur edildi. Bu vazifeyi bir sürgün gibi algılaması II. Abdülhamid’e karşı duygularını deÄŸiÅŸtirdi. Altı yedi ay kadar sonra döndüÄŸünde tekrar eski görevinin başına geçti. 1905’te birinci ferikliÄŸe yükseltilerek Kosova valiliÄŸine getirildi. Burada Ä°ttihat ve Terakkî Cemiyeti ile iliÅŸki kurdu ve rejim aleyhtarlığına göz yumdu. 1908’de Üçüncü Ordu kumandanlığına tayin edilen Mahmud Åževket PaÅŸa, II. MeÅŸrutiyet’in ilânıyla ve Ä°stanbul’dan MeÅŸrutiyet’in korunması için Üçüncü Ordu’dan avcı taburlarının istenmesi üzerine siyaset sahnesinde hızla yükselmeye baÅŸladı. 
 
31 Mart Vak‘ası’nın ardından Ä°stanbul’a yürüyen Hareket Ordusu’nun başında Ä°stanbul’a geldi ve ÅŸehirde sıkı yönetim ilân etti. Kısa zaman içinde etkin bir rol oynayarak II. Abdülhamid’in hal‘i ve Sultan ReÅŸad’ın (V. Mehmed) tahta çıkarılmasıyla sonuçlanacak olan saltanat deÄŸiÅŸiminde etkili oldu. 18 Mayıs 1909’da Birinci, Ä°kinci ve Üçüncü ordular müfettiÅŸliÄŸine getirildi. Hükümet ve meclis üzerinde otorite kurarak sıkı ve sert bir yönetim uyguladı; nihayet giderek Ä°ttihat ve Terakkî Cemiyeti ile ters düÅŸmeye baÅŸladı. Hüseyin Hilmi PaÅŸa’nın sadâreti Mahmud Åževket PaÅŸa’nın tahakkümü altında geçti ve Ä°brâhim Hakkı PaÅŸa kabinesinde Harbiye nâzırı olması önlenemedi (25 Ocak 1910). Her üç ordunun müfettiÅŸliÄŸi görevini bırakmaya razı olmadı. Aynı yıl baÅŸlayan Arnavut isyanını sert bir ÅŸekilde bastırmış olması Balkan Savaşı’ndaki çözülmenin sebeplerinden birini teÅŸkil edecektir. Yemen isyanlarını bastırmak için Trablusgarp’tan asker çekmesi Ä°talyan saldırısındaki (1911) zayıf direniÅŸin sebeplerinden biri olarak görülmüÅŸ ve kendisi için ayrı bir eleÅŸtiri konusu olmuÅŸtur. Ä°brâhim Hakkı PaÅŸa kabinesinin düÅŸmesiyle kurulan Said PaÅŸa kabinesinde de Harbiye nezâretini korumakla beraber bir müddet sonra istifa etmek zorunda bırakıldı (Temmuz 1912). Said PaÅŸa kabinesinin de istifasıyla Gazi Ahmed Muhtar PaÅŸa baÅŸkanlığında kurulan “büyük kabine” kendisini Balkan Savaşı esnasında Alasonya Ordusu kumandanlığına getirmek istediyse de Mahmud Åževket PaÅŸa zafer ümidi görmediÄŸinden bu görevi kabul etmedi. Savaşın ardından basın ve muhalefet kendisini yenilginin sorumluları arasında gösterdi. 
 
Balkan Savaşı’nda Bulgarlar’ın Edirne’yi de alarak Ä°stanbul önlerine kadar gelmeleri barış yapılmasını kaçınılmaz kılmıştı. Bulgaristan’ın Romanya’nın da iÅŸtirakiyle komÅŸularına karşı savaÅŸa devam etmek zorunda kalması hiç olmazsa Trakya ve Edirne’nin kurtarılması için bir fırsat vermekteydi. Büyük kabinenin kayıplara razı olması üzerine Ä°ttihat ve Terakkî Cemiyeti Bâbıâli’ye baskın düzenleyerek bir hükümet darbesi yaptı ve Sadrazam Kıbrıslı Kâmil PaÅŸa istifaya mecbur edildi (23 Ocak 1913). Yeni kabine Ä°ttihatçılar’ın teklifini kabul eden Mahmud Åževket PaÅŸa tarafından kuruldu. Çatalca istihkâmlarında ordunun durumunu teftiÅŸ eden yeni sadrazama göre ordunun tekrar savaÅŸması mümkün deÄŸildi. Ancak Ä°ttihatçılar’ın baskısı karşısında Edirne’nin kurtarılması amacıyla saldırı kararı alındı. KomÅŸularının sürdürdüÄŸü savaşın baskısı altındaki Bulgaristan, Trakya’daki Türk ileri harekâtı karşısında duracak halde deÄŸildi. Edirne’nin tekrar ele geçirilmesi, ucuz kahramanlıklarla II. MeÅŸrutiyet’in ilânından beri kendilerine zafer destanları düzülmesine alışmış son dönem askerlerine iktidar yolunu açan bir manevra havasında geçti ve “Edirne fâtihi” sanı etrafında baÅŸta Enver PaÅŸa olmak üzere pek çokları arasında amansız bir yarış baÅŸladı, dolayısıyla düÅŸmanlık tohumları ekildi. 
 
Eskiden beri tam olarak anlaÅŸamadığı Ä°ttihat ve Terakkî ileri gelenleriyle, sadrazam olarak iktidarının paylaşılmasına izin vermeyen bir kiÅŸiliÄŸe sahip olan Mahmud Åževket PaÅŸa arasındaki sürtüÅŸmeler giderek büyüdü ve cemiyet onu bir tehdit olarak görmeye baÅŸladı. Öte yandan muhalefet de sadrazama karşı sertleÅŸmiÅŸti. Mahmud Åževket PaÅŸa, Ä°stanbul muhafızı olan Cemal PaÅŸa’nın kendisine karşı bir suikast düzenlenebileceÄŸine dair uyarılarına ise pek itibar etmemekteydi. 11 Haziran 1913’te Harbiye Nezâreti’ndeki çalışmalarını bitirdikten sonra sadârete doÄŸru yola çıkan Mahmud Åževket PaÅŸa Çarşıkapı civarında silâhlı bir saldırıya uÄŸradı ve öldürüldü, ertesi günü Hürriyet-i Ebediyye tepesinde topraÄŸa verildi. Silâhı ateÅŸleyen Topal Tevfik ve diÄŸer iÅŸ birlikçileri kısa zamanda yakalanarak idam edildi. Suikast olayında paÅŸadan kurtulmak isteyen Ä°ttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin rolü olduÄŸunda ÅŸüphe yoktur. Dönemin padiÅŸahı gibi bir kukla olacak olan Said Halim PaÅŸa’nın sadâretiyle cemiyetin elinde olay, Ä°ttihatçılar’ın sıkı ve sert bir idare oluÅŸturularak muhalefeti susturmalarına vesile olmuÅŸtur. 
 
Mahmud Åževket PaÅŸa, Ä°ttihatçı olmamakla beraber iktidar kapısını açtıkları ve iktidarına ortak olmak istemedikleri sürece bunlara sempatiyle bakmıştır. Çehresi ürküntü veren bir görünüÅŸe sahipti; asabî ve sert mizaçlı, süratle iÅŸ gören ve görülmesini isteyen bir ÅŸahsiyetti. Bununla beraber cesareti az, ancak fazla ihtiyatlı ve temkinliydi. Bazı devlet sırlarını dönemin padiÅŸahından bile gizlediÄŸi söylenir. Hareket Ordusu’nun başında Ä°stanbul’a girmesinden ötürü her devrin kalemleri kendisini Napolyon, Mithad PaÅŸa ve II. Fâtih gibi unvanlarla yüceltmeye çalışmışlardır. Diktatörce icraatı bu gibi söylemlerin etkisinde kaldığına iÅŸaret edebilir. Mekteb-i Harbiye’de de okutulmuÅŸ olan Logaritma Cedâvili Risâlesi (Jean Dupuis’den tercüme, Ä°stanbul 1301, 5. bs., 1330), Fenn-i Esliha (Ä°stanbul 1301), Usûl-i Hendese (I-II, Ä°stanbul 1302-1304) gibi bazı derleme kitaplar ve tüfeklerle ilgili risâleler (Asâkir-i Åžâhânenin Piyade Sınıfına Mahsus 87 Modeli Mükerrer AteÅŸli Mavzer TüfeÄŸi, Ä°stanbul 1303; Mükerrer AteÅŸli Tüfekler, Ä°stanbul 1308; Küçük Çaplı Mavzer Tüfekleri Risâlesi, Ä°stanbul 1311; Küçük Çaplı Mavzer Tüfeklerine Mahsus Atlas, Ä°stanbul 1311) kaleme almış olduÄŸu bilinmektedir. En önemli eseri Devlet-i Osmâniyye’nin Bidâyet-i Tesîsinden Åžimdiye Kadar Osmanlı TeÅŸkilât ve Kıyâfet-i Askeriyyesi’dir (I-III, Ä°stanbul 1320). Kitap, kuruluÅŸundan 1902 yılına kadar Osmanlı askerî teÅŸkilâtını ele alır ve bu konuda ciddi bir araÅŸtırma olarak kabul edilir. 
 
Ä°slam Ansiklopedisi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.