Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Üstat Sezai Karakoç Seyyid Kutub için neşrettiği o yazı bugün hala capcanlı: Şehidin mirası zaferdir

Üstat Sezai Karakoç, daha önce Mısır Firavunlarının şehit ettiği Seyyid Kutub için yazdığı yazıyı Mursi'nin şehadeti sonrası Düşünce Mektebi okurunun dikkatine sunuyoruz. "Seyyid Kutub'un Mısır'da asılması göstermiştir ki, İslam, tam anlamıyla, çağın içindedir, çağın aksiyonunun ortasındadır. "



Çağın trajiÄŸini de, muÅŸtusunu da, nurunu da o yüklenmiÅŸtir. ÇaÄŸdışı olmuÅŸ hiçbir inanç ve dünya görüÅŸünün adamı asılmaz. Asılan bir adamın ülküsü, asıldığı ülke için bir fantazya deÄŸil, tersine, statükocuların, yöneticilerin, bir anda toplumu zabtedeceÄŸi korkusuyla geceleri kabus üstüne kabus geçirdikleri, gündüzleri çılgınlık nöbetleri içinde ne yapacaklarını bilemedikleri, düÅŸünce planından taÅŸarak hayat haline gelmeÄŸe baÅŸlamış, ülkenin geleceÄŸi için kaçınılmaz bir ölçüde söz sahibi olmuÅŸ bir ülküdür. Bu ülkünün düÅŸünürlerinin bile asılmaya baÅŸlaması, yürürlükteki rejimin, son günlerinde, kıran kırana bir ölüm kalım savaşına giriÅŸmesi anında olabilir.

Ä°slam düÅŸüncesi ve ülküsü artık ayaÄŸa kalkmış ve büyük bağımsızlık savaşını açmıştır. Elbet ÅŸehit verilecektir. Ama her ÅŸehide karşılık Ä°slam saflarına bir melek ordusu katılacaktır. Her ÅŸehidin yere düÅŸmesi ortalığı bir ÅŸimÅŸek gibi aydınlatacak ve o ÅŸimÅŸeÄŸin ÅŸiddetinden düÅŸmanın bir ordusu kahrolacaktır. Bir Seyyid Kutub aşılırsa, doÄŸacak bir çocuÄŸa Seyyid Kutub ismi verilecektir. "Seyyid Kutub'u astık ve kurtulduk" sananlar bilsinler ve bilmeliler ki, en kısa zamanda bin Seyyid Kutub'la karşılaÅŸacaklardır. Bin Seyyid ve bin Kutub'la karşılaÅŸacaklardır. Çünkü "Åžehitler, diridirler." Åžehit, topraÄŸa düÅŸmüÅŸ öyle bir tohumdur ki, verdiÄŸi baÅŸakta bin mümin kalbi çarpar...

...Ä°slam, düÅŸüncede, inançta, aksiyonda sesini yükseltmeye baÅŸlamıştır. Bütün akımlar, doktrinler, rejimler, kendilerine ait en küçük olayı ÅŸiÅŸirip dünyaya duyururlar. Sadece Küba için komünistlerin ve komünizmin suyunda gidenlerin yazdıklarını bir düÅŸünün. Çağımızın en büyük hareketi olduÄŸu halde Ä°slam'ın uyanışını sürekli ve planlı bir ÅŸekilde gizlemek, saklamak, unutturmak, duyurmamak, küçük göstermekten bir an geri durmuyorlar. Bugüne kadar hep böyle yapıldı. Ama artık, Ä°slam'ın sesi, hiç bir insan ve eÅŸya gücüyle kısılamayacak, boÄŸulamayacak bir çapta yükselmeye baÅŸlamıştır. Verilen her ÅŸehit, giriÅŸilen her savaÅŸ bu sesi biraz daha yükseltecek ve bu ses, bu çağın en yüksek sesi olacaktır.

Saatler Ä°slam'ın lehine çalışmaya baÅŸlamıştır artık. Endonezya'da Ä°slam liderlerini asıp Ä°slam'a savaÅŸ açan Sokarno'nun bugün durumu, ölümden de ötede, komiktir. Kendini putlaÅŸtırması tutmamış, sadece gülünçleÅŸtirmiÅŸtir. Pakistan'daki durum, Ä°slam'ın lehine sonuçlanma yolunu tutmuÅŸtur. Mevdudi'ye yapılan suikast, partilerini kapatmak için baÅŸvurulan zorbalık, hapis üstüne hapislerden sonra, Pakistan Devleti, daha yumuÅŸak bir politika gütmek yolunu tutmuÅŸtur...

... Ä°slam dünyası, böyle iyi bir yolda geliÅŸirken, yalnız Mısır'da Nasır'dır ki, çıkmazlardan çıkmazlara saplanmakta, gün geçtikçe, ekonomik ve sosyal baÅŸarısızlığı arttıkça çığırından çıkmakta, Ä°slam'a karşı düÅŸman tutumunu gittikçe kabartmaktadır. Nasır'ın asıl dramı, Ä°slam dünyasında doÄŸan kendine dönüÅŸ akımının gereÄŸi kadar deÄŸerlendirememesindendir. Yeni geliÅŸmeler, Ä°slam ve Arap dünyasını hızla Ä°slam görüÅŸüne doÄŸru çekmektedir. Bu görüÅŸ, hemen, Nasır'ın sarıldığı ırk temeline dayalı Arap birliÄŸi tezini eskitmiÅŸ ve aÅŸmıştır. Nasır'a düÅŸen, yeni duruma göre görüÅŸlerinde bir revizyon yapıp ayarlamakken, kepaze olmuÅŸ her devlet adamı gibi, geçmiÅŸteki baÅŸarılarının tatlı hatırası ve gündüz rüyasından kendini bir türlü sıyıramamasından olacak, ülkesindeki müslüman liderleri asmakta ve Ä°slam birliÄŸi tezine Moskova aÄŸzı ve üslubuyla saldırmaktadır. Hatta Seyyid Kutub'u Faysal Türkiye'yi ziyaret ederken asmakla, Ä°slam birliÄŸi yolundaki bu çok önemli yakınlaÅŸmaya diplomatik tepkinin en sert ve en uygunsuzunu göstermiÅŸ oluyordu...

...Artık, Ä°slam dünyasında, devrim ve devrimciler, terör ve totalitaryanizm, dikta dönemleri geçmiÅŸ, bir kültürün ve medeniyetin kendini yeniden kurma dönemi baÅŸlamıştır. Her müslüman insanın hayatını kendi hayatına tercih edecek olan üstün ve erdem dolu liderler geliyor.

Bu yolda az ÅŸehit verilmedi. Zenci müslüman lider Malcolm X, Ebubekir Tavafa, Ahmedu Bello, Seyyid Kutub ve daha niceleri. Malcolm X'i ÅŸehit edenler, öbür lider Hristiyan Martin Luther King'i Nobel armaÄŸanıyla taçlandırıyorlardı. Ä°ÅŸte, Batı'nın Ä°slam'a takındığı tavrın en keskin örneÄŸi, iÅŸte Nasır ve benzerleri de bu paralele girmiÅŸlerdir. Bu terör yüzünden az ÅŸehit vermiyoruz. Ama, her ÅŸehit verildikçe ülkümüz, bir adım daha ilerliyor. Åžehit verildikçe ilerliyor. Åžehit kanı, dul anaların ve öksüz çocukların gözyaÅŸları toprağın derinliklerine iÅŸliyor. Toprak kabarıyor.

Şehit Seyyid Kutub'un bize bıraktığı miras, zaferdir.

(Sezai Karakoç, DiriliÅŸin Çevresinde, s. 111-115, DiriliÅŸ Yay. 1966, Ä°stanbul) 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.