Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Doğan Cüceloğlu: Yaşamın anlamıyla ilgili üç soru

Kaynak: Haber Türk



Ä°lk soru: Ä°nsanın yaÅŸamının anlamlı olması niçin önemli?
 
Çünkü anlam insanın en temel gereksinmesi. Victor Frankel Avusturyalı bir Yahudi psikiyatrist ve temerküz kamplarında eÅŸini ve çocuklarını kaybediyor. Kendisi kamplarda en kötü ÅŸartlar altında sefil, aç, pislik içinde sürünüyor; bedensel ve psikolojik iÅŸkence her gün var. Anılarını ve düÅŸüncelerini “Ä°nsanın Anlam Arayışı” adlı kitapta topladı. Bedenen kuvvetli olan deÄŸil, manen kuvvetli olanların hastalıklara dayanabildiÄŸini gözlüyor o kamplarda.
 
Çocuk büyütmek ne kadar meÅŸakkatli bir iÅŸtir. YaÅŸamın en zor, en sorumluluk isteyen, en yorucu iÅŸidir. Ama çocuÄŸu olmayan çok insan nice zahmetlere girerek o meÅŸakkatli iÅŸe soyunur, ana baba olmaya çalışır. Niçin? Çünkü anne ve baba olmanın bir anlamı vardır.
 
Bir arkadaşım, “Annem deÄŸiÅŸik hastalıklarla mücadele edip duruyordu, sanki ölmeyi bekliyordu, mutsuzdu. Ben çocuk doÄŸurunca torununa bakmaya baÅŸladı, o hasta kadın gençleÅŸti, dinçleÅŸti, turp gibi oldu, hiçbir ÅŸeyi kalmadı; ÅŸimdi çok mutlu,” dedi.
 
YaÅŸamını anlamlı bulanlar mutlu oluyor ve mutlu insanlar ortalama olarak daha saÄŸlıklı ve uzun ömürlü oluyorlar. Bu araÅŸtırmalarda ortaya çıkmış bir olgu.
 
İkinci soru: İnsan anlam verme sistemini nasıl inşa eder?
 
DoÄŸuÅŸtan altı saat sonra anlam verme sisteminin inÅŸası baÅŸlıyor. Ä°lk duygusal bellek hipokampusta yer alıyor. Çocuk, “Güvende miyim?” “Seviliyor muyum?” sorularına yanıt arıyor. Ve yanıtları buluyor. BulduÄŸu yanıtlara göre anlam verme sistemini inÅŸa ediyor. Anlam verme sistemi aÅŸağıdaki yetiÅŸme ortamlarının birinde geliÅŸir:
 
1-    Umursamaz ortam: Bu ortam çocuÄŸun ve çocuÄŸun gereksinmelerinin farkında bile deÄŸildir. Çocuk bir ot gibi tesadüflere baÄŸlı olarak ya ayakta kalır ya da ezilir, çiÄŸnenir. Kafası karışık, etrafta gördüÄŸü en baskın kiÅŸilerin anlam verme sistemini taklit ederek büyür.
 
2-    Kalıplayan korku kültürü ortamı: ÇocuÄŸu yetiÅŸtirenler çocuÄŸa sürekli ÅŸu mesajı verirler: “Her ÅŸeyin doÄŸrusunu ben bilirim: “Sen kimsin?” “Neye, niçin, nasıl inanmalısın?” “Amaçların ne olmalı, neyi niçin isteyeceksin ve nasıl elde edeceksin? Kısacası, “Nasıl ve niçin yaÅŸayacaksın?” sorularının cevabını sen aramayacaksın, ben sana öÄŸreteceÄŸim. Benden farklı düÅŸünmeyeceksin, sana öÄŸrettiklerimi sorgulamayacaksın. Ä°nanman ve itaat etmen gerekir. Bizim gibi olursan seni severiz ve ödüllendiririz, bizim gibi olmazsan seni sevmeyiz ve ÅŸiddetle cezalandırırız. Yalnız ve çaresiz kalırsın.
 
3-    GeliÅŸtiren saygı kültürü ortamı: ÇocuÄŸu yetiÅŸtirenler çocuÄŸa sürekli ÅŸu mesajı verirler: Sen muhteÅŸem bir potansiyelsin gözlem yaparak, soru sorarak, deneyerek yaÅŸamı öÄŸrenebilecek ve kendi anlam verme sistemini geliÅŸtirebilecek gücün var. Bu gücün var olduÄŸuna inanıyorum; sen de kendine inan. Ben sana sürekli yardımcı olacağım, koçluk yapacağım, soruların olunca birlikte cevaplarını araÅŸtıracağız, ama anlam verme sistemini sen inÅŸa edeceksin. Senin için en iyisini ancak sen kendin inÅŸa edebilirsin. 
 
Üçüncü ortamda yetiÅŸenler birey olma olanağı ve özgürlüÄŸüne sahip olurlar. Bu üç ortamdan en zararlısı umursamaz ortamdır. 
 
Üçüncü soru: Anlam verme sistemlerinin türleri var mı?
 
Evet, var. Birçok yönlerden anlam verme sistemleri farklılaÅŸabilir, ama iliÅŸkiler yönünden üç farklı anlam verme sistemi tanımlayacağım.
 
a-    Sen bilinci: Ben bilmem sen bilirsin, ben yokum sen varsın anlayışı. Mazlum kiÅŸi.
 
b-    Ben bilinci: Ben bilirim sen bilmezsin; ben varım sen yoksun anlayışı. Zalim kiÅŸi.
 
c-    Biz bilinci: Hem ben hem sen biliriz; hem ben hem sen, biz varız. Saygılı kiÅŸi.
 
YaÅŸamın anlamının oluÅŸması konusunda ayrıntılı irdeleme Korku Kültürü kitabımda mevcut.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.