Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Alev Alatlı: Türk Petrol Şirketi’nin Türklerle uzak yakın bir ilgisinin olmadığını hatırla!

Yirmi birinci yüzyıl ulusal devletlerinin çıkarlarının, petrol şirketlerinin çıkarlarına sıkı sıkı bağlı olduğunu, şirketlerinin dışişleri bakanlıklarının fiili uzantıları gibi çalıştıklarını hatırla. Devlet yöneticilerinin petrolcülerin önlerini açmak için çalışırlarken, şirketlerin ülkenin petrol ihtiyacının karşılanmasını garantilediklerini hatırla



“Bu ortakyaÅŸam (1) iliÅŸkisinin en iyi örneklerinden birisinin Sarkis Gülbekyan’ın kurulmasına öncülük ettiÄŸi Türk Petrol Åžirketi (2) olduÄŸunu hatırla. “Bay % 5” lâkaplı Gülbekyan’ın, 1869 Üsküdar doÄŸumlu (3) Ä°ngiliz vatandaşı olduÄŸunu hatırla. Londra’da petrol mühendisliÄŸi eÄŸitimi gördüÄŸünü, Hollanda’nın Shell petrol ÅŸirketinin kuruluÅŸunda görev aldığını hatırla. Türk Petrol Åžirketi’nin (4) 1908’de Ä°ran’da, Mescid-i Süleyman’da petrol bulunmasından üç yıl sonra 1911’de kurulduÄŸunu hatırla. 1911’in, Winston Churchill’in Donanma Birinci Lord’u (5) atandığı yıl olduÄŸunu hatırla. Mescid-i Süleyman petrolünün, Ä°ngilizlerin gözlerini Mezopotamya’ya çevirdiÄŸini, aramalara Musul’dan baÅŸlandığını, “arkeolog” kisvesindeki yabancı jeologların Osmanlı topraklarına doluÅŸtuklarını hatırla. Ä°ngilizlerin, Irak’ı, sömürgeleri Hindistan’a açılan bir kapı olarak gördüklerini, petrolü, Kraliyet donanmasının yaÅŸam suyu olarak deÄŸerlendirdiklerini, Churchill’in “petrolün Kraliyet donanmasının üstünlüÄŸünü sürdürmekte olaÄŸanüstü (5) önemi” olduÄŸunu ilân ettiÄŸini hatırla. Churchill’in “petrol danışmanı”nın, Sarkis Gülbekyan’ın patronu, Shell petrol ÅŸirketinin kurucusu, Marcus Samuel’in ta kendisi olduÄŸunu hatırla.

Tüm mesele petrolün kontrolü

Türk Petrol Åžirketi’nin Türklerle uzak yakın bir ilgisinin olmayıp, Musul’da petrol aramak üzere kurulan bir Ä°ngiliz-Alman ortaklığı olduÄŸunu, Hollanda bankalarının da katıldığı bir konsorsiyum tarafından kaynaklandığını hatırla. Ä°ngilizlerin, arama faaliyetlerini yoÄŸunlaÅŸtırdıkları Mezopotamya petrolünün fizikî kontrolünü ellerine geçirmek için uÄŸraÅŸtıklarını hatırla. Churchill’in ilk arama ekiplerini Basra’ya 1913’te gönderdiÄŸini hatırla. Birinci Dünya Savaşı’nda Ä°ngiliz DışiÅŸleri Bakanı Arthur Belfour’un Ä°ran ve Mezopotamya petrolünün kontrolünü “Büyük Britanya’nın bir numaralı savaÅŸ hedefidir” diyerek açıkladığını hatırla. Bu hedef doÄŸrultusunda, Ä°ngiltere’nin 1914’te Basra’yı, 1917’de BaÄŸdat ve Musul’u iÅŸgal ettiÄŸini hatırla.

1916 gizli Sykes-Picot AntlaÅŸması’nı hatırla. Ä°ngiltere ve Fransa arasında imzalanan Sykes-Picot AntlaÅŸması’na (6) aynı yıl Rusya’nın da duhul ettiÄŸini hatırla. AntlaÅŸma uyarınca, BaÄŸdat ve Basra’nın Ä°ngiliz kontrolüne verilirken, petrol zengini Musul’un Fransız bölgesinde kalmasının (7) Kuzey Irak’ta günümüze kadar süren (ve dolayısıyla Kürtlere karşı tutumlarına yansıyan) Ä°ngiliz-Fransız rekabetinin özünü oluÅŸturduÄŸunu hatırla.

Birinci Dünya Savaşı hezimetinden sonra Almanların hisselerine Ä°ngilizlerin el koyduklarını, 1919 Paris Barış Konferansı’nın gizli Sykes-Picot antlaÅŸmasını onayladığını, Irak’ın Ä°ngiliz mandası altına bu defa Cemiyet-i Akvam (8) ÅŸemsiyesi altında “emanet edildiÄŸini” hatırla. Nisan 1920, Fransız-Ä°ngiliz San Remo AntlaÅŸması’nı hatırla. San Remo’da bu defa da Fransızların Suriye üzerindeki manda “haklar”ının geniÅŸletildiÄŸini hatırla. Yapılan bir ek-protokolle, Mezopotamya petrollerinden % 25 pay aldıklarını hatırla. Bu hissenin Ä°ngilizlerin el koydukları Alman Türk Petrol hisseleri olduÄŸunu hatırla. San Remo AntlaÅŸması’nda Türk Petrol’den Irak’a da % 20’lik bir hisse bırakılmasının kararlaÅŸtırıldığını, ancak üç yıl kadar sonra Ä°ngiltere’nin mandacı güç olarak Irak’ı bu hisseden feragat etmeye zorladığını, Irak’ın 1925’e kadar direnebildiÄŸini, o yıl, Türk Petrol Åžirketi’nin 75 yıl süreyle merkezi Londra olan bir Ä°ngiliz ÅŸirketi olmasını kabul etmek zorunda kaldığını hatırla. Irak’ın Türk Petrol hisselerinin iadesi için uluslararası tahkime baÅŸvurduÄŸunu; ancak günümüze kadar bir cevap alamadığını hatırla.

Ä°ngilizlerin Amerikan sermayesini Mezopotamya’da istemediklerini, Amerikalı jeologlara bölgeye giriÅŸ izni vermediklerini, Amerikalıların paylaşıma ancak savaÅŸtan sonra (9) BaÅŸkan Wilson’un (10) Irak’ı Ä°ngiliz mandası yapan antlaÅŸmayı “üçüncü ülke vatandaÅŸlarına karşı ayırımcılık” yaptığı gerekçesiyle tanımayı reddetmekle tehdit etmesi üzerine, Türk Petrol’e aralarında Exxon’un da bulunduÄŸu altı Amerikan petrol ÅŸirketinden oluÅŸan bir konsorsiyumla hissedar olduklarını hatırla. Irak’ın feragat ettiÄŸi hisselerin gittiÄŸi Amerikan petrol konsorsiyumunun adının “YakındoÄŸu Kalkınma Åžirketi” (11) olduÄŸunu hatırla.

Petrol ÅŸirketlerinin arkasındaki isimler…

Türk Petrol’ün sondaj yaptığı Musul’un 1924 itibarıyla Türkiye’ye mi, Irak’a mı ait olduÄŸunun saptanmamış olduÄŸunu hatırla. Meselenin Lozan’da çözülmediÄŸini, Türk tarafının plebisit önerisinin reddedildiÄŸini, Ä°ngiliz DışiÅŸleri Bakanı “Liberal Emperyalist” Sir Edward Grey’in “Türkiye’nin Kuveyt üzerindeki iddia ettiÄŸi haklar meÅŸru ve fakat önemsizdir.” çıkışını hatırla. Ä°ngiltere’nin “sorun”u Türkiye’nin itirazına raÄŸmen, Türkiye’nin üyesi bile olmadığı, Cemiyet-i Akvam’a götürdüÄŸünü, Cemiyet-i Akvam’ın genel sekreterinin de bir Ä°ngiliz, Sir Edward Grey’in nutuklarını kaleme alan özel “metin yazarı” Sir Eric Drummond (12) olduÄŸunu hatırla. Cemiyet-i Akvam’ın beklenen kararı “aldığını,” Türkiye-Irak sınırının Brüksel’de kotarıldığı için “Brüksel Hattı” olarak bilinen cetvel çizgisi olarak kabullenildiÄŸini hatırla. Lozan’da, Ä°ngiliz delegasyonunun baÅŸkanı Lord Curzon’un (13) Ä°smet PaÅŸa’nın gözlerinin içine bakarak, majestelerinin hükümetinin politikalarının petrolle “hiçbir biçimde” ilgisi olmadığını, Irak’ın hamisi olarak “Irak’ın çıkarlarını gözetmek sorumluluklarını” yerine getirdiklerini, kendisinin “hayatının hiçbir döneminde bir petrol patronu” ile görüÅŸmediÄŸini, ama hükümetinin “Türk Petrol isimli bir ÅŸirketin 1914’te Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’ndan aldığı imtiyazı” meÅŸru kabul ettiÄŸini, “Türk Petrol Åžirketi’nin, Irak petrolleri üzerinde tekel oluÅŸturmak gibi bir niyeti olmadığını” ve “Irak petrollerinin baÅŸlıca sahiplerinin Iraklılar” olacaklarını, geliÅŸmelerden “Türkiye’nin de yararlanacağını” söylediÄŸini hatırla.

Irak’ta, Kerkük’ün hemen kuzeyindeki Baba Gurgur’da 1927’de petrol bulunduÄŸunda, siyasi ve ticari düzenlemelerin çoktan hazır beklediÄŸini hatırla. 2150 milyon tonluk rezervi olduÄŸu hesaplanan Kerkük petrollerinin OrtadoÄŸu tarihinde Mescid-i Süleyman’dan sonra ikinci belirleyici olay olup Irak’ın ve OrtadoÄŸu’nun kaderini ÅŸekillendirdiÄŸini hatırla. Türk Petrol’ün 1928’de hissedarların kendi aralarında vardıkları “Kırmızı Çizgi Mutabakatı” ile devasa bir sermaye ile devasa bir alanda üretim yapan dev bir kartele (14) dönüÅŸtüÄŸünü, bu kartelin zaman içinde OPEC’e model teÅŸkil ettiÄŸini, ÅŸirketinin adının bir yıl sonra Irak Petrol Åžirketi olarak deÄŸiÅŸtirildiÄŸini hatırla. Irak Petrol Åžirketi’nin oyununu, Amerikalıların bozduklarını, Rockefeller ailesine ait Socal (15), Texas, Mobil petrol ÅŸirketlerinin ortaklaÅŸa kurdukları Aramco’nun Suudi Arabistan’dan imtiyaz aldığını, Jersey ve Socony ÅŸirketlerinin de katılımları ve Washington’ın onayı ile Amerika’nın bölgeye çıkmamak üzere yerleÅŸtiÄŸini hatırla.

Amerikan DışiÅŸleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Aramco’nun ortaklarından Chevron-Texaco petrol ÅŸirketinin yönetim kurulu üyesi, BaÅŸkan Yardımcısı Dick Cheney’nin Aramco’nun taÅŸeronu Halliburton’un, baba Bush’un Aramco’nun finansörlerinden Carlyle Group’un yönetim kurulu baÅŸkanı olduklarını hatırla.

Öte yandan, 1921’de, El Hatun, Gertrude Bell’in (16) Mezopotamya’yı Musul, BaÄŸdat ve Basra olmak üzere üç vilâyete böldüÄŸünü, bu üç vilâyette mukim onlarca farklı dinî ve etnik unsurdan “Irak” olarak takdim edilen bir “ulus/devlet”in kotarıldığını hatırla. Aynı yıl, Ä°ngiliz iÅŸgali altındaki Kahire’de Churchill baÅŸkanlığında toplanan konferansta, Mekke Åžerifi Hüseyin’in oÄŸlu Faysal’ın, Irak kralı olarak atandığını hatırla. Faysal’ın ilk icraatının Ä°ngiltere ile manda antlaÅŸmasını imzalamak olduÄŸunu hatırla. AntlaÅŸma uyarınca, BaÅŸbakan Abdülrahman el-Kaylani hükümetinin her bir bakanına Ä°ngiltere tarafından atanan bir Ä°ngiliz “danışman” tayin edildiÄŸini, Iraklı bakanların Ä°ngiliz danışmanlarının onayı olmadan hiçbir icraat yapamadıklarını hatırla. Ä°ngilizlerin, hava üslerini Irak’a bu dönemde yerleÅŸtirdiklerini hatırla. Bütün bunların Irak Kurucu Meclisi’ne raÄŸmen gerçekleÅŸtirildiÄŸini hatırla.

Meclisin manda’ya direndiÄŸini, tam bağımsızlık istediÄŸini; antlaÅŸmanın, Ä°ngilizlerin Irak’ı Cemiyet-i Akvam’a ÅŸikayet edecekleri tehditleri üzerine onaylanabildiÄŸini hatırla. Meclisin, Gertrude Bell’in çizdiÄŸi ve Kuveyt’i bağımsız bir tüzellik olarak Irak dışında bıraktığı sınırları da, asla kabul etmediÄŸini hatırla.

Ä°ngilizlerin tertipledikleri Irak meclisinin hemen tamamının Kral Faysal’ın babası Mekke Åžerifi Hüseyin’in güvenilir adamlarından oluÅŸtuÄŸunu; bakanlar kurulunun Åžii bir eÄŸitim bakanı ve Yahudi maliye bakanı dışında Sünni olduklarını hatırla. Buna karşın, 1920’li yılların baÅŸlarında “Irak” devletinin % 56’sının (17) Åžii olduÄŸunu hatırla.

Irak Åžiilerinin tarihlerinin 945’te BaÄŸdat’ı iÅŸgal etmiÅŸ olan BüveyhoÄŸulları’na uzandığını, BüveyhoÄŸulları’nın 1055’te Selçuklulara yenik düÅŸtüklerini, Osmanlıların 16. yüzyıldan itibaren bölgeyi ele geçirmelerinin Irak’ta Sünnilerin zaferi anlamına geldiÄŸini, bu durumun Åžii nüfusu olumsuz etkilediÄŸini, Sünni ağırlıklı Osmanlı yönetiminden uzak kaldıklarını, Åžii-Sünni iktidar mücadelelerinin körüklendiÄŸini, Irak Åžiilerinin kendilerini Åžii Ä°ran’la ve Hindistan Åžiileri ile özdeÅŸtirmelerine neden olduÄŸunu hatırla. Kendilerini ne Osmanlı, ne de Iraklı gören, ancak dinî ve kabilesel kimlikleriyle tanımlayan Åžiilerin, Ä°ngiliz iÅŸgalcilere daha da sert muhalefet ettiklerini, Necef’in merkez olduÄŸu isyanların başını çektiklerini hatırla. Ä°ngilizleri ülkeyi doÄŸrudan yönetme düÅŸüncelerinden caydırdıklarını, iÅŸlerini, Mekke Åžerifi Hüseyin’in HaÅŸimi oÄŸluna gördürmeye yönelttiklerini hatırla.

Batı’dan devÅŸirilmiÅŸ milliyetçilik

“Acı dolu bir kalple söylüyorum ki hâlâ bir ‘Irak halkı’ bulunmamaktadır. Sadece vatansever fikirlerden yoksun, dinî geleneklere ve anlamsızlıklara boyanmış, hiçbir ortak baÄŸ ile baÄŸlanmamış, anarÅŸiye yatkın, herhangi bir hükümete karşı ayaklanmaya daima hazır büyük bir insan kitlesi mevcuttur. Bu kitlelerden bir ulus oluÅŸturmak istiyoruz. KoÅŸullara bakılırsa, bunun için hayal edilmesi güç, yoÄŸun bir çaba gerekmektedir.” cümlelerinin Kral Faysal’a ait olduÄŸunu hatırla. Faysal’dan Saddam Hüseyin’e kalan mirasın, böylesi bir toplumda Batı’dan devÅŸirilmiÅŸ bir milliyetçilik, “Arap milliyetçiliÄŸi” olduÄŸunu hatırla.

(1) “symbiotic” (2) “Turkish Petroleum Company” (3) ö. 1955, Lizbon (4) Oil in Iraq: The Byzantine Beginnings, Dr. Ferruh Demirmen, Global Policy Forum, 25 Nisan 2003 (5) First Lord of Admiralty, Churchill için bkz. dünkü ZAMAN yazısı (6) Kullandığı kelime “paramount”tu. (7) 16 Mayıs 1916 (8) BirleÅŸmiÅŸ Milletler örgütünün halefi, 1919 Versailles AntlaÅŸması’ndan sonra kurulan “Milletler TopluluÄŸu” (9) 1924 (10) 1856-1924 (11) Near-East Development Company, NEDC (12) 1876-1951 (13) George Nathaniel Curzon, 1859-1925, 1. Kedleston Markisi, Hindistan Genel Valisi (14) Bağımsız üreticilerin kârlarını artırmak üzere fiyat ayarlaması, üretim kısıtlaması gibi konularda birlikte hareket ettikleri yapılanma. (15) South California Gas Company (16) ZAMAN dünkü yazı (17) Ä°ngilizlerin 1920’de yaptıkları bir sayıma göre

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.