Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Kemal Sayar: Dünya birbirini arayan ruhlarla dolu

Buraya senden önce gelmiş birisi vardı. Eleğimsağmanın altından geçen, derelerde yıkanan çocukların neşesinden bir toz sen gelmeden önce serpilmişti buraya. Sen geldiğinde içine çektiğin ıhlamur kokusu, o başka ruhun sen onu izleyebilesin diye bıraktığı işaretten başka bir şey değildi.



 Sen buraya geldiÄŸinde, sakallarına ak düÅŸmüÅŸ bir ihtiyar olarak kıvrılmış uyuyordu zaman. Onu ölümle hayatın birbirinin içine geçtiÄŸi bir rüyadan uyandırabilmek için, senin geliÅŸin gerekti. Melankolinin koynunda büyütülmüÅŸ ve günlük hayatın basit sevinçlerinden titizlikle saklanmış bir ömür, üzerine güneÅŸin kokusu sinmiÅŸ bu geliÅŸle aydınlandı da yüzünü ışığa döndü. MaÄŸaradaki gölge kımıldadı. Seninle gelen iyilik, insanın kanat takmadan da uçabileceÄŸini düÅŸündürdü taÅŸlaÅŸmış kalplere, uzaklardaki bir yaÄŸmurun serinliÄŸini duyabileceÄŸini insanın, çok uzak bir rüzgarın da çok uzak bir geçmiÅŸin dölleriyle zamanı bereketlendirebileceÄŸini duyurdu. Ama buraya senden önce gelmiÅŸ birisi vardı. O da seni, senden önce bu daÄŸ başındaki maÄŸarada arıyordu. Sen onu, o seni arıyordunuz aslında. Arada özleyiÅŸin yarattığı titreÅŸimler olmasa ruhlarınız birbirinin kıyısından bile geçemezdi ama ne çare ki ÅŸimdi hep birbirinizin kıyılarından yürüyor ama birbirinize varamıyordunuz. Ne sen onun seni aradığının farkındaydın, ne de o senin onu aradığını biliyordu. Ama bir ümit iÅŸte: Belki iyiliÄŸin izlerini takip eden birileri çıkar.  Dilinize güneÅŸin çekildiÄŸi ve yalnızlığın ayaza vurduÄŸu zamanlarda pelesenk olan maÄŸlupların ÅŸarkısı olmasaydı, bu inilti yaÅŸadığınız evrenin boÅŸluklarına sızarak bütün varlığı hüzne bulamasaydı, bilemezdiniz birbirinizin yöresinde dolaÅŸtığınızı. Biliyordunuz da ne oluyordu Allah aÅŸkına? Varlığı gölgelerden ve kokulardan izlemek hünerli avcıların iÅŸiydi, sizin hüneriniz ise bulmakta deÄŸil kaybolmaktaydı. Kaybolmakta usta olmanız bulunmayı ne kadar da keskin bir arzuyla istediÄŸinizin deliliydi sadece. Kendini arayanların bazen en uzaklara gitmesi bundan olmalı. Kendi ruhunun uçurumlarından aÅŸağı düÅŸmekte olan kiÅŸi, bunu bir ÅŸölene çevirmiÅŸse eÄŸer, hangi faninin eli ona uzanabilir? Istırabıyla sarhoÅŸ olmuÅŸ kiÅŸiyi, hangi el o esriklikten çekip çıkarabilir?

Dünya birbirini arayan ruhlarla dolu. Ä°ki satır konuÅŸabileceÄŸimiz, gülüÅŸün ve hüznün kıvrımlarında birlikte kaybolacağımız sahici insana susamış durumdayız. GöÄŸe aynı aÅŸkla bakabileceÄŸimiz, etten ve kemikten olduÄŸu kadar acıdan ve gerçekten yapılma soylu ruh arkadaÅŸları. Onunla yürürken ve ona yürürken kaybolmaktan korkmadığımız, kalplerini kendimize pusula bellediÄŸimiz, maceramızı yüzlerinde seyrettiÄŸimiz, hayatlarını birbirimize tanık kıldığımız dostlar. Åžu kalabalık dünyada ancak birbirimize iltica etmekle serinlediÄŸimiz yol ehli. Kalbini dosta açan, mucizelere de açar.

Buraya senden önce gelmiÅŸ birisi vardı. Özü sözü bir, olduÄŸu gibi görünen halis bir insan. Buralarda daha önce görmediÄŸimiz bir kumaÅŸtan elbisesi, dünyaya fazla sokulmaktan haya eder bir hali vardı. Biz o vakit senin onu, onun da seni aradığı bilgisine agah deÄŸildik. DoÄŸrusu, bir insanın baÅŸka bir insan için yola düÅŸebileceÄŸini hayal  dahi edememiÅŸtik. Göz bebeklerinin içine doÄŸrudan baktığımızda ancak,  onun baÅŸka bir alemde baÅŸka ruhlarla baÅŸtan çıkmış dünya sürgünlerinden birisi olduÄŸunu fark edebildik. Sürgünler o vadiden bu vadiye, saralı bir keÅŸiÅŸ gibi düÅŸüp kalkarak salınır. Elemde bir lezzet varsa eÄŸer, bu en çok ayrılık eleminden yorgun düÅŸmüÅŸlere yakışır. Vuslatta deÄŸil aramaktadır o lezzet, bulmakta deÄŸil kaybolmaktadır. Aramayan kaybolmaz, kaybolmayan bulunmaz.

Sen bir insan arıyorsun. YüreÄŸin sızısını ve varoluÅŸun ürpertisini yüklenecek bir arkadaÅŸ. Ruhun uçurumundan aÅŸağı birlikte kendini boÅŸluÄŸa bırakacak bir yaren. Istırap meyhanesinde kalp tokuÅŸturacak bir sarhoÅŸ. Aynı hamurdan ve aynı çamurdan yoÄŸrulduÄŸun parçanı arıyorsun.

Hayır, bir öteki aramıyorsun. Öteki biziz. Her birimiz maceramızı anlatacağımız ve macerasını dinleyeceÄŸimiz, gönlünü gönlümüze, kulağını kalbimize, yarasını yaramıza bitiÅŸtireceÄŸimiz halden bilir bir kimse arıyoruz. O kutlu maÄŸara arkadaşını arıyoruz. Sen gönlü kırıkların türküsünü çığırmakla onları çağırıyor, yaÄŸmur almış aÄŸaçlara tüneyen kuÅŸların ÅŸarkısını ÅŸakımakla onlara varlığını duyuruyorsun. Dünya bir ezgiyle dönüyor ve vardığın her yerde soruyorsun : ‘Buraya kanatlarıyla gelmiÅŸ birisi var mı?’

Sonra, senin dilinden artık bizim dilimize geçen o büyülü sözcükle dengini toplayıp daha da uzaklara gidiyorsun. Sadece senden onu öÄŸrendiÄŸimiz için bile aradığını bulamadığına bizi sevindiren o sözcük :  Dilimize katıldığında bizi de yola çağıran, uçsuz bucaksız bir insanlığı, sınır çizilemez iyiliÄŸi aramayı bize vazife kılan o tılsımlı bilinç. Allahaısmarladık.

Kaynak: Gerçek Hayat

1 Yorum

  1. Fatma Bayram

    Aralık 31, 2018 Pazartesi 14:37

    Subhanallah! Hâlinden bihaberlerin bile halinin izahıdır. Kaleminize Allah merhamet etsin.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.