Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Mehmet Akif Ersoy İhvanı Müslimin'in kuruluşunda yer aldı mı?

Teşkilat kurulmadan önce Hasan el Benna’nın istişare ettiği, sohbetlerine katıldığı, ilminden istifade ettikleri isimler, Akif’in Teşkilat-ı Mahsusa’da yakın çalışma arkadaşlarıdır. El Benna’nın hatıralarında bu isimlere geniş yer verilir. Zaten El Benna’nın babası da Teşkilat-ı Mahsusa elemanı olarak Birinci Dünya Savaşı sırasında Muğla’ya götürülmüş ve orada bir çiftlik evinde özel eğitime tabi tutulmuştu.



Akif merhumun Birinci Dünya Savaşı yıllarında TeÅŸkilat-ı Mahsusa’ da bilfiil vazife yaptığı bilinen bir konu olmasına raÄŸmen, Cumhuriyet sonrası Mısır’a gidiÅŸini Akif’in kiÅŸiliÄŸine raÄŸmen sanki münzevi bir insanın göçü gibi ÅŸeklinde deÄŸerlendirilmesi, Akif asıl mesleÄŸinin bilinmemesinden kaynaklanmaktadır.
 
Oysa Burdur Mebusu olarak TBMM’de bulunduÄŸu yıllarda, Ä°ngilizlerin casusu Mustafa Sagir’i deÅŸifre edip, yetkililere bildiren de Akif’tir. Hint asıllı Müslümanlardan olan Sagir, Mısırda bulunduÄŸu yıllarda Ä°ngilizlere hizmet etmiÅŸ, muhalif birçok Mısırlıyı Ä°ngilizlere ihbar etmiÅŸti. Akif sayesinde su testisi suyolunda kırıldı.
 
Akif’in TeÅŸkilat-ı Mahsusa’da görevli olduÄŸu dönemlerde, Mısırlı birçok teÅŸkilat mensubuyla müÅŸterek operasyonlara katılmıştır. Bu isimlerin başında Türkiye’de özellikle Bediiüzzaman Said Nursi’nin arkadaşı olduÄŸu için Nur talebelerinin yakından tanıdığı Abdülaziz ÇaviÅŸ gelir. ÇaviÅŸ’in Anglikan Kilisesine Cevap isimli kitabı, Diyanet Ä°ÅŸler BaÅŸkanlığı tarafından onlarca kez neÅŸredildi.
 
Ä°hvanü'l-Müslimin teÅŸkilatının kurulmasında Mehmet Akif’in katkısı çok büyük. TeÅŸkilat resmi olarak Hasan el-Benna tarafından 1928’de Mısır'ın Ä°smailiye kentinde kuruldu. TeÅŸkilat HalifeliÄŸin ihyasından yanaydı ve Ä°ngiliz karşıtı bir söylemi vardı.
 
TeÅŸkilat kurulmadan önce Hasan el Benna’nın istiÅŸare ettiÄŸi, sohbetlerine katıldığı, ilminden istifade ettikleri isimler, Akif’in TeÅŸkilat-ı Mahsusa’da yakın çalışma arkadaÅŸlarıdır. El Benna’nın hatıralarında bu isimlere geniÅŸ yer verilir. Zaten El Benna’nın babası da TeÅŸkilat-ı Mahsusa elemanı olarak Birinci Dünya Savaşı sırasında MuÄŸla’ya götürülmüÅŸ ve orada bir çiftlik evinde özel eÄŸitime tabi tutulmuÅŸtu.
 
Akif’in Ä°hvanla iliÅŸkileri görünürde yok gibidir. Sebebine gelince Ä°ngiliz istihbaratının OrtadoÄŸu merkez üssü Mısır’dır ve özellikle Türkiye’den gelenler takip edilmektedir. Akif’in kendisine cumhuriyet muhalifi görüntü verdiÄŸine dair bir rivayet olmamasına raÄŸmen kiÅŸiliÄŸi ve ÅŸiirleri dolayısıyla, Mısırda bulunan Türkler tarafından muhalif görüldüÄŸü anlaşılmaktadır.
 
Akif Ä°hvanla iliÅŸkilerini Mısırlı dostları üzerinden gerçekleÅŸtirmiÅŸ, Ä°ngiliz istihbaratının radarına yakalanmamaya dikkat etmiÅŸ ve bunda da baÅŸarılı olmuÅŸtur. Bu dostları 1929’da vefat eden Abdülaziz ÇaviÅŸ ile 1954’te vefat eden Muhammed Ferit Vecdi’dir. Aslında bu isimler haricinde de dostları olduÄŸu ve bu dostlarının Hasan el Benna’nın etrafında halkalandığı Hasan el Benna’nın hatıratlarından anlaşılmaktadır.
 
OrtadoÄŸu’da kartları yeniden karan ve dağıtan Türkiye’yi Taksim’de diz çöktürmeye çalışan küresel kraliyetçiler, Mısırda Arap Baharı’nın iktidara taşıdığı bölgenin en örgütlü cemaatini cezalandırma peÅŸindeler. Aslında gözdağı verilen, Tahrir abasının altından Taksim sopası gösterilen Türkiye. Ancak korkunun ecele faydası yok. Ordunun yönetime el koyma hesapları belki geçici bir iktidar deÄŸiÅŸikliÄŸine yol açabilir. Ancak bu saatten sonra merhum Akif’in temellerini attığı Müslüman KardeÅŸler Mısır’ı, küresel kraliyetçilerin inisiyatifine asla terk etmeyecektir. Binlerce ÅŸehidin mücahedesi elbet hem dünyada hem ahirette karşılığını bulacak, Mısır yeni bir firavuna teslim olmaması için mücadele edecektir. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.