Sosyal Medya

Makale

İnsanın Düşmanı İnsan Mıdır?

Ey insan! düşmanını iyi tanı ve bu bir baÅŸka insan deÄŸil... 

 

Ä°nsanın düşmanı tanımı içinde düşman kavramını yeniden düşünmekte fayda vardır. Mevcut kültürel yapı içinde düşman; kiÅŸinin herhangi bir ihtiyacını, isteÄŸini ve beklentisini karşılamayan her ÅŸeye karşı kullanılan bir tanıma kavuÅŸturulmuÅŸtur. Halbuki düşman kategorisi ontolojik olarak bir karşıtlığa sahip deÄŸildir. Bütün varlık barış içinde ikame edilmiÅŸtir. Ama karşıtlık epistemik düzeyde ÅŸeytan olarak tanımlanmış ve insan ile ÅŸeytanın soyunun kıyamete kadar bir düşmanlık üzere yaÅŸayacakları bildirilmiÅŸtir. Fakat burada da ÅŸeytanın etkisi insanın zaaflarına bağımlı kılınmıştır. Çünkü ÅŸeytan tam olarak insan olan ve Allah’a yakınlık kesbeden kullara bir etkisi olmayacağı ilahi buyruk olarak kayıtlara geçmiÅŸtir.  

 

Ä°nsan için düşman soyut bir kavramsallaÅŸtırma olarak kayıtlanmalıdır. Bu ikili iliÅŸkilerde insanlar arasında bir kin, nefret ve buÄŸzun olmayacağı anlamına gelmeyecektir. Çünkü insan, dünyalı oldukça ve dünyaya bağımlılığı arttıkça beklentisi oluÅŸacak ve bu beklentiye kavuÅŸmadığı sürece de birilerini suçlayamaya baÅŸlayacak ve çatışma baÅŸ gösterecektir. Ama temelde düşman, ÅŸeytan yani insanın dışında soyut ve akıl çelici, nefse hoÅŸ gelici ve ayartıcı bir pozisyonu taşımaktadır. Birde insanın dünya tabiatı dediÄŸimiz ve sufi kültürde insanın dünyaya bakan benliÄŸini betimleyen nefistir… 

 

Åžeytan ve nefis insanın aklına, vicdanına ve kalbine musallat olarak onun doÄŸru düşünmesinin imkânlarını ortadan kaldırarak saÄŸlıklı ve sahici düşünmesinin imtiyazını ortadan kaldırır. Ä°ÅŸte insan bu iki düşmanın isteklerinin neliÄŸini ve niteliÄŸi ile niceliÄŸini doÄŸru anlayabilirse onlara karşı kendisini savunacak pozisyonunu rahat alabilir. Bu noktada Allah, insanı, hem peygamber ile hem de peygamberlere gönderilmiÅŸ bilgi ile destekleyerek bu iki temel düşmana karşı nasıl korunması gerektiÄŸi konusunda desteÄŸini vermiÅŸtir. 

 

Biz insanlık ailesi olarak çok büyük bir aileyiz. Nasıl ki kendi ailemizde sorunlar varsa o ÅŸekilde insanlık ailesinde de sorunlar olacaktır. Ama sorunlarımızı kendi ailemizde nasıl Ã§Ã¶zümlüyorsak insanlık ailesinde de sorunu çözmek zorundayız.  

 

Mesele insan olmaktır.  

 

Ä°nsan yeryüzünü imar ederek kendisine yüklenen sorumluluÄŸu yerine getirmekle yükümlü tutulmuÅŸtur. Bu iman edenlerin temel bakışıdır. Yaratılmış olmanın bir bedeli olarak da düşünülebilinir. O yüzden imtihan sürecinde insanın kendi özgür tercihi ile bir tercihte bulunmasının zemini berhava edilmemelidir. Bu insanlık haysiyetine yakışmayan bir tutumu içerir. Öncelik her zaman sorumluluÄŸun tevdi edildiÄŸi insanın özgür kılınmasına zemin oluÅŸturmak olmalıdır. 

 

Kimin neye inandığı veya inanmadığı kendi sorunu ve tercihidir. Biz bir insan olarak baÅŸka insanın tercihine karışmak deÄŸil saygı duymakla yükümlüyüz. Ortak alanda adalet ve hakkaniyet üzerinden iÅŸ görmeli özel alanda ise kiÅŸiyi serbest kılmalıyız ki Allahın insandan beklentisini safiyane bir ÅŸekilde kendi tercihi belirlemiÅŸ olsun. Baba kendi evladı ne kadar kötü olursa olsun, kapısına geldiÄŸinde sırtını dönmez bu babalığın ahlakına aykırıdır. Ã–yleyse her insan ya baba ya da evlattır. Bu yüzden ırk, din, dil renk, toprak vesaire bizi birbirimizden ayırmamalıdır. Bu dünya insanlığındır. Bu dünyada yaÅŸayan insanlarda çok büyük, kocaman bir ailedir...  

 

Ailemizin her ferdini severiz. Ä°liÅŸkide olduÄŸumuzu daha çok sevdiÄŸimizi zannederiz. Hâlbuki hiç tanımadığımız biri kardeÅŸimiz, eÅŸimiz, babamız ve ablamız olabilirdi. Bugün onları nasıl seviyorsak eÄŸer onlardan biri de olsaydı onları da aynı ÅŸekilde sevecektik. Bundan bir kuÅŸku yok... O zaman sevebileceÄŸimiz bir insana niye düşmanlık yapıyoruz? 

 

Atamızın asıl düşmanı bir insan deÄŸil ona musallat olan ÅŸeytandır. Yani hemcinsimiz deÄŸildir. Ä°nsanlar arasındaki kavga da o düşman olduÄŸu apaçık olan ÅŸeytana uyulduÄŸu sürece gerçekleÅŸiyor. Ama bakışımızı deÄŸiÅŸtirebilir ve her insanı kardeÅŸ kabul ederek onun rengine, cinsine, diline dinine vesaire bakmadan sevebilir, kardeşçe davranabiliriz...  

 

Her ÅŸeyin etkileÅŸim içinde olduÄŸu bir yaÅŸam içinde etkileyen bir pozisyonu nasıl elde edebiliriz? Bu temel soru bizim hem ufkumuzu hem de duruÅŸumuzu belirleyecektir...

 

Ä°nsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumluluÄŸu varlık katmanında kendisine tevdi edilmiÅŸ akli meziyeti ve ona binaen özgür bir ÅŸekilde tercihini yapabilmesi yanında varlığın barış içinde ikame etmesinin yüklediÄŸi sorumluluktur. Ä°nsan, şöyle kısaca kendi içinde bir düşünsel yolculuÄŸa çıksa bu söylediklerimi çok rahat bir ÅŸekilde anlamlandırabilir. Çünkü insan düşündükleri muvacehesinde tavır geliÅŸtiren yegâne varlıktır. Ä°nsan otomasyona tabi deÄŸildir, düşünce zemininde…  

 

Bütün varlık bir otomasyon içinde varlığını idame eder. Bu ÅŸu demektir; varlık kendisine biçilen amacın dışına çıkamamaktadır. Verili bir hayatı ikame etmektedir. Ä°nsan ise verili bir hayatı olmakla birlikte bu verili olanın dışına çıkabilecek bir potansiyeli de ayrıca taşımakta ve bu onu sorumlu kılmaktadır. Yani insanın yaptığı her ÅŸeyin bir karşılığı vardır: bu hem bu dünyada bir karşılık bulmaktadır, hem de ahiret inancına göre de dünya sonrası hayatta da bir karşılığı var…  

 

Ä°nsana düşen ÅŸey duygularının esiri olmadan akliyetini doÄŸru bir ÅŸekilde etkileÅŸimden azade bir ÅŸekilde kullanarak kendi varlığının içinde bulunduÄŸu duruma, olguya uygun bir ÅŸekilde davranması ve daha özel olarak; Allah’ın kendisine verdiÄŸi sorumluluÄŸunu idrak ederek varlığını idame etmeye çalışmasıdır. O zaman bu dünya hayatında kendisinin yaÅŸadığı her ÅŸey ona bir tecrübe ve birikim olarak katılır ve onu sürekli geliÅŸmekte olan bir varlık olarak daha yükseklere ve yücelere çıkışını garanti altına alır.  

 

Ä°ÅŸte bu yüzden insana verilen deÄŸer ontolojik bir deÄŸerdir, epistemik bir deÄŸer deÄŸildir. Epistemik deÄŸer insanın insan iliÅŸkilerinde ortaya koyduÄŸu tavırla iliÅŸkilidir.  Bu yüzden insan ihtiram sahibidir. Ve bu onun rengi, inancı, dili, mezhebi veya dininden bağımsız olarak böyledir. Ä°nsana saygılı olmakla yükümlü her insan, bu ÅŸu demek deÄŸildir: insanın hataları söz konusu olduÄŸunda tabii ki bu hataların bir bedeli olacak ve bunu ödeyecektir. Ki bu da adalet ve insaf ile yapılmalıdır… 

 

Bir insanın dahi kötü olması insanlığın eksiÄŸine ve delaletine dairdir. O yüzden tamamlanmak için her insanı zaafından ve eksikliklerinden kurtarmakla yükümlü olmalıyız. KurtuluÅŸ buradan çıkar... Ä°nsan selam olmalı her diÄŸer insana... 

 

Vesselam… 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.