Sosyal Medya

Makale

Nasihat Verme Nasihat Ol

Ne zaman şu kadar sayfa Kuran okumalıyım diye niyetlensem karşıma bir ayet çıkar kalakalırım. İşte Ahzap suresinin 69. ayetiyle eşleşen bir hadis zihnime düşünce yine aynısı oldu ve çok değişik bir mevsimde buldum kendimi.

Siz ey imana ermiş olanlar! Musa'ya eziyet eden (İsrailoğulları) gibi olmayın; (unutmayın ki) Allah, (onu kendisine karşı veya kendisi hakkında) ileri sürdükleri iddialardan temize çıkardı çünkü o, Allah katında büyük şeref ve itibar sahibiydi.( Ahzap / 69)

Kuran’da en çok ismi zikredilen peygamber Musa’dır (as). Kavmini Firavunun zulmünden kurtarıp özgürleÅŸmeleri ve vahye muhatap kılınan Ä°slam milletinden olmaları için gecesini gündüzüne katan Musa (as) yine de Ä°srailoÄŸullarına yaranamamıştır. Hayatı boyunca kavminin nankörlüklerine, iftiralarına karşı onları adalete ve paylaşıma çağırmaya devam etmiÅŸtir. Bu ayet ile Resulullah’a eziyet eden kavmi kötü örnek üzerinden uyarılmaktadır. Bunun yanında vahiy ile toplumlarını uyaranların iftiralara uÄŸrayabilecekleri, bu yolda sabrederlerse Allah’ın onları temize çıkaracağı vaat edilmektedir. Bu anlaşılabilen mana bir ilkeye dönüşmeyince, yani müminleri ÅŸikâyet eden deÄŸil sabırla gayret eden konuma ulaÅŸtırmayınca bu ayet de sözlerden bir söz gibi görülüp etkisini yitirmektedir.

 Abdullah Ä°bni Mesud (rah) şöyle dedi: Huneyn Savaşı ganimetlerini taksim ederken Resulullah (sav) bazı kiÅŸilere diÄŸerlerinden fazla hisse verdi. Akra’ Ä°bni Hâbis’e 100 deve, Uyeyne Ä°bni Hısn’a da bir o kadar verdi. Arapların ileri gelenlerine de o günkü taksimde biraz fazla pay verdi. Bunun üzerine bir kiÅŸi:

- Vallahi bu taksimde hakkaniyet yoktur, Allah rızası da gözetilmemiştir! dedi. Ben de:

- Allah’a yemin ederim ki bunu ben Resulullah’a söyleyeceÄŸim, dedim. Gittim, adamın söylediklerini anlattım. Resulullah’ın(sav)  yüzü kıpkırmızı kesildi.  Sonra şöyle cevap verdi:

- “Allah ve Resulü de adâlet etmezse, hiç kimse adâlet etmez. Allah, Mûsâ’ya rahmet etsin. O bundan daha ağır bir ithama maruz kalmıştı da sabretmiÅŸti.

Bunun üzerine ben (kendi kendime), “Bundan sonra kimsenin sözünü Resulullah’a iletmeyeceÄŸim” diye karar verdim. (Buhari, Edeb 53; Müslim, Zekât 145)

Ravinin her türlü ayrıntıya yer verdiÄŸi bu rivayette olumsuz örneÄŸin adını zikretmemesi sahabenin üzerinde anlaÅŸmaya vardığı bir görgü kuralıdır. Resulullah (sav) bu olay esnasında 61 yaşındadır. Yani adalet ve paylaşımla geçmiÅŸ 21 yıllık mücadelesi bilinmesine raÄŸmen hidayetine vesile olduÄŸu bazı kiÅŸiler, beklentileri karşılanmayınca sakınmadan aÄŸzına geleni söylemektedirler. Bu da Resulullah’ın (sav)  etrafında bir koruma ordusunun olmadığını birçok hadsizliÄŸe muhatap kaldığını göstermesi açısından önemlidir. Resulullah (sav) bu iftira ile karşısında çok kırılmasına raÄŸmen karşı tarafı yerin dibine geçirmemiÅŸ, hemen zihnine iftiralara karşı sabreden Musa’nın (as) sünneti gelmiÅŸ ve sabretmiÅŸtir. Bu da Resulullah’ın (sav) bir peygamberin sünnetinin nasıl tatbik edileceÄŸi konusunda verdiÄŸi çok önemli bir derstir.

Sözü taşıyıp bu üzüntüye sebep olan Abdullah Ä°bni Mesud’un (rah) bu olaydan bir ders çıkarması ve bu nakli duyan herkesi tövbesine ÅŸahit tutması çok etkileyici. Zira laf taşıdı diye Resulullah’ça (sav) kınamamasına raÄŸmen yanlışını anlaması ve bundan kendine bir ders çıkarması bugün pek de rastlanası bir duruÅŸ deÄŸil. Ãœlkemizde binlerce ders halkası olmasına raÄŸmen, katılanlar ders almak yerine dinlemekle yetinmesi aslında dersi verenlerin ders almadığının iÅŸaret deÄŸil midir?

Yukarıdaki ayet üzerinden Musa’nın(as) sabrından bir ders çıkaran Resulullah’ın (sav) üzüntüsüne raÄŸmen ilkeli duruÅŸundan Abdullah Ä°bni Mesud (rah) ders çıkarması, bilinen ama çokça dillendirilmeyen “Nasihat verme nasihat ol” ilkesinin çok güzel bir uygulamasıdır.

‘Din samimiyettir’ hadisini “Din nasihattir” diye yanlış çevirisine dayananlar habire nasihat verip durdular. Dinleyenler bu nasihatleri üzerine almak yerine nasihat vermeyi öğrendiler. Onlar da yakaladıklarına veya sanal takipçilerine öğrendikleri nasihatleri verip rahatladılar. Ãœstelik nasihat almayanlar, kimse nasihatimi dinlemiyor diye ÅŸikâyet edip durdu. KöpeÄŸin kuyruÄŸunu yakalama çabası benzeri bu açmaz devam ettikçe nasihatini dikkate almayanları ötekileÅŸtirenler, sonunda yalnız baÅŸlarına kalakaldılar. Hâlbuki bir an düşünsek hatıramızdaki örnek insanların en belirgin özelliklerinin nasihat vermek deÄŸil nasihat almak olduÄŸunu fark ederiz. Ãœstelik nasihat alanlar ölseler bile nasihat olmaya devam ederler.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.