Sosyal Medya

Makale

Uygar Dünya Dışı Konfor İçi Bunalım

ÇaÄŸdaÅŸ-uygar dünya insanı, kalabalıklar içinde yalnızlıktan ölüyor. Ä°nsanlar nihilizm ve absürd fel-sefi akımın içinde, ruhen parçalanmış, sağır, dilsiz, vicdansız bir dünyaya hapsolmuÅŸ durumdalar… Bu çaÄŸdaÅŸ dünyanın ve insanın, dışı konfor, iç dünyası anlamsızlıklar, bunalımlar, Allahsızlıktır… Uygar dünya bunalım çağını yaşıyor… Ä°nsanlar boÄŸulurcasına can sıkıntısı yaşıyor, maksatsız ve idealsiz ya-ÅŸamlar, dolaÅŸmalar, takılmalar… Ölümün  yakınında intihara gebe bir beklenti içindeler… Ä°ntihar vaka-ları, cinnet ve ruhi hastalıkların sayısının uygarlık seviyesi ile orantılı olduÄŸunu görüyoruz… Uygarlık tarihi insani deÄŸerlerle deÄŸil, materyalist doÄŸrularla yazılıyor ve inÅŸa ediliyor… Bütün bir insanlığı yok edecek silahlara sahipsen süper güç-sensin… vicdani – ahlaki, insani hiçbir özelliÄŸin – niteliÄŸin olmasın ölçü bu… Refah ve konfor arttıkça bunalım ve saçmalıklarda artıyor. Herkesin cilalı yüzüne hayran ol-duÄŸu ABD’de her bin kiÅŸiden dördü psikiyatri kliniklerinde tedavi görüyor. Uygar dünyada en fazla iÅŸ yapan psikiyatristler… Ãœlkemizde, intihar vakaları tavan yapmış durumda…

Uygar dünya, memnuniyetsiz insanlar yığınından ibaret- bunlar, kin, nefret ve uyuÅŸturucu girda-bında metal müzikler eÅŸliÄŸinde narkotik geliÅŸmeye paralel seyreden bir saplantı içerisindeler… Uygar dünyanın konforu insan fıtratına uygun deÄŸil… Uygar insanlar- milletler, insani trajedilerini bizzat kendilerinin keÅŸfetmesi lazım ki bu zilletten çıkma çabasını göstersinler…

21.YY. Uygar dünyanın harabeye çevrilmiş kentleri, kana bulaşmış coğrafyaları ile hainlikler yüzyılı olarak tarihe geçecektir.

Uygar dünyada pek çok insan açlıktan ölüyor ya da yoksulluk içinde kıvranıyor. BeÅŸ insandan birisi yoksuldur. Kendi ülkemizde sadece on beÅŸ milyon insan açlık sınırının altındadır. Uygar dünyanın kü-reselleÅŸme politikaları yoksulluÄŸu artırmıştır… BeyoÄŸlu tepinirken, Karaca Ahmet aÄŸlamaya devam ediyor… Birileri Avrasya tünelinden geçerken, birileri ölüm tünelinde can çekiÅŸiyor… Muzdaripler yığını… VaroÅŸların yoksulluk adına, hüzün adına tüm ışıkları yanıyor… Modern çağın en mutsuz insan-larını görüyoruz… Entelektüellerin hurafeleri karın doyurmuyor… Tüm bu gerçeklikler, sorunlar olu-ÅŸurken adam çıkmış, aklının manastırında ürettiÄŸi deve sidiÄŸi ile uÄŸraşıyor bunu da utanmadan sün-net adına yapıyor… Bu ülkenin insanları cephede kaybetmedikleri mevzileri, ekran ÅŸarlatanlarının içini boÅŸalttığı kelime ve kavramlarda kaybettiler bu uygar dünyada…

Yarın Allah’ın huzurunda bu insanlar ne diyecek- nasıl kendilerini savunacaklar merak ediyoruz… ki bu uygar dünyanın en iyi tarafı bir gün bitecek olmasıdır, son bulmasıdır. Bu yönünü ben çok seviyo-rum…

Unutmayın, insanların çektikleri acılar pratik tercihlerinin sonucudur. İnsan iradesiyle irtibatlıdır. Uygar dünyanın hızla anlamsızlaşmasının sebebi bu tercihlerinin tezahürüdür.

Ne güzel açıklıyor Rabbimiz olan Allah ^^ İnsanların elleriyle kazandıkları (günahları) yüzünden karada ve denizde fesat çıktı. Belki dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını tattırıyor^^(Rum 30/41)

Kur’an insana ÅŸunu söylüyor. Realiteyi deÄŸiÅŸtirmen için, kendi nefsini iç dünyanı deÄŸiÅŸtirmen gere-kir.

Uygar dünya, Batılılar, çaÄŸdaÅŸlar uzaya uydu gönderebilirler, Marsa dolmuÅŸ seferleri baÅŸlatabilirler ama insanları birbirine kırdırmadan yaÅŸatmanın yolunu hiçbir zaman bulamayacaklardır… Demokrasi kılıfı ve maskenin altında sırıtan o kazma diÅŸlerinden kan damlamaya devam edecektir.

Uygar dünyanın dışı konfor, içi akrep yuvası, depresyon, cinnet… Tek çare uygar dünyanın insan fıtratına uymayan köhnemiÅŸ yapısını, düşüncelerini, adetlerini, sistemini velhasıl topyekün papuçunu dama atmaktır… Ustadın deyimiyle:

Geçenler geçti seni, uçtu papucun dama

Çatla Sodom – Gomore patla Bizans ve Roma

ÇaÄŸdaÅŸ uygar insan mutsuzdur. Çünkü her türlü kutsalı elinden alınmıştır. YaÅŸamak artık tüm biri-kim ve enerjilerini AVM’lerde , lunaparklarda , sahillerde tüketmek anlamına gelmektedir. ÇaÄŸdaÅŸ- modern insan artık bir tuÅŸla tanrısını- taptığını ayağına getirebilmektedir. Bir tuÅŸla günahı ayağına ge-tirebiliyor. ÇaÄŸdaÅŸ insan bir pantolon et, bir gömlek kemik ve bir bir bidon sıvıdan ibaret. Ruh mefluç durumda ve ölmüş konumda…

AVM, lunapark, güç ve yeni tanrılar inÅŸa eden uygarlık tasarrufu altına aldığı insanları, uyuÅŸturucu, şöhret, bunalım, refah, konfor, ruh hastalığı, depresyon gibi illetlere mübtela kılmaya devam ediyor…

Evrensel düşünmekten, büyük düşünmekten, idealden, istikbalden soyutlanmış kafalar imalatha-nesi gibi çalışmakla çağın uygar bekçileri…

Velhasıl çağın özeti, toprağa girmediği halde üzerine ölü torağı kaplamış yüzler ve melankolik bir yalnızlık, bir daha geri dönmeyen turnalar!

alçık çamurunun kahrını ve ruhunu büyütecek olan ruhun tarihini kavrayacak, anlamlı kılacak olan ÅŸahsiyet nerede…

İnsanlık ölüyor

İnsan ölü

Ey insan… Bir tek insanda insanı görebiliyor musun?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.