Sosyal Medya

Makale

Millet kazandıkça kimler kaybediyor?

Biri devletin silahını millete karşı kullanıyor, diğeri de hastane önlerinde ve parklarda sivilleri katlediyor. Aynı aileden beş kişi. Çocuklar üç ve sekiz yaşında. Barış diyenlerden, insan haklarından bahsedenlerden esaslı bir itiraz duyduk mu? Duymadık, duymayız.Ölüleri bile ikiye ayırdılar: Kullanışlı olanlar ve olmayanlar.

Darbe teÅŸebbüsü baÅŸarısız olunca intikam saldırılarına baÅŸladılar. Bu saldırıları birbirinden ayrı görmüyoruz. İhaleyi yahut emri alan, harekete geçiyor. Terbiyesizler eliyle millet ve memleket terbiye edilmek isteniyor. İnsanlıktan sınıfta kalanlar bize hümanizm dersi vermeye çalışıyor. Ne yapsalar faydasız.

Son siperimiz olan Anadolu'dayız ve saldırı altındayız. Birinci Dünya Savaşı'nı anlatan birçok yabancı tarihçi, hep aynı cümleyi kurmak zorunda kalır: “Türkleri siperlerinden atmak neredeyse imkânsızdır.”

Hayırsızların hayâsız akınlarını birbiri ardına püskürtüyoruz. Milletimiz kazandıkça kimler kaybediyor? Bakınız: Batı medyasının feryadı ve karayı aklama çabaları. Yine bakınız: Yurt dışına kaçanlar. Şunu da söyleyelim: Şimdilik savunmadayız. Bize bir tekbir yeter.

Tekrar soralım: İnsanımız kazandıkça sevinenler ve üzülenler kimler? Cevabımız basit olsun: Mazlumlar seviniyor, zalimler üzülüyor.

Her iki terör örgütü de aynı kaynaktan besleniyor: Kumpas, ÅŸantaj, tehdit, sinsilik; tuzaklar, pusular, hainlikler ve elbette yalanlar. Yani pusu kültürü. Pusunun önüne niye 'kahpe' kelimesini ekliyoruz, hiç düşündünüz mü? Korkakların davası olmaz, hesabı olur. Dava ehlini mermilerin ve tankların üzerine yürürken görürsünüz. Çanakkale'de ÅŸehit olan Boyabatlı Ömer oÄŸlu Mustafa'nın nefesiyle seslenirler: “Bugün bizden vatan razı olacak.” İnÅŸallah bu mücadelenin ÅŸiirini yazacağız: TopraÄŸa düşersin, düşmesin toprak.

***

Ülkemize bakıp da karma toplum görenler, bundan aldıkları cesaretle bazı mühendisliklere giriÅŸmiÅŸ olabilirler. Kimi dallar kırılabilir, kuruyabilir. Yaprakların bir kısmı neÅŸesini kaybedebilir. Lâkin gövde ve kökler saÄŸlamdır. Daima söylediÄŸimiz gibi: Ana gövde biziz. Dertli ve derin milletiz vesselam. 15 Temmuz gecesi itibariyle, aÅŸkımızı ve birbirimizi yeniden kazandık.

Millete pençe göstermeye kalkışanların kedi bile olmadıkları ortaya çıktı. Menfaatleri yurtları haline gelmiÅŸ. İşte bundan dolayı memleketi adeta haraca baÄŸlamışlar. DoÄŸudan batıya kadar yöntem aynı.

Bölücü terör örgütünü yıllardır zaten biliyoruz. Ona paralel giden yapı hakkında her an yeni bir ÅŸey duyuyor, öğreniyoruz. Akıl alır gibi deÄŸil.Düşman bile uyumuÅŸ, bunlar uyumamış. Ä°yi uyutmuÅŸlar ama.

Nezaket, kibarlık, yumuÅŸak hallilik; meÄŸer hepsi yalanmış. 'Karınca incitmez' insanlar, azılı katil olarak karşımıza çıktılar.

Kâinat demekten vatan demeye herhalde sıra gelmemiş. İnsanların fıtratıyla oynamış, onları yalan makinesine çevirmişler. En yetenekli evlatlarımızı seçip ziyana uğratmışlar. Şimdi, batırmak istedikleri gemiyi terk ediyorlar. Aslında geride bıraktıkları başka bir şey ya, biz bunu söylemeyelim. Şu saatten sonra hangisi pak namustan, güzel ahlâktan, din kardeşliğinden bahsedebilir? Onlara kim inanır?

Karargâhlardan öyle görüntüler var ki, infial oluÅŸmasın diye yayınlanmıyor. Allah vatanımızı korumuÅŸ, kurtarmış. Kötüye fırsat vermemiÅŸ. Anladığım ve inandığım budur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.