Sosyal Medya

Makale

Medreseler gerçeği

Medrese geleneÄŸimizi yeniden ihya etme faaliyetleri heyecanla devam ediyor. Ancak bu arada çok da faydalı görmediÄŸim bir tartışma da yaÅŸanıyor. Medrese ve İmam Hatip Liseleri’ni yahut medrese ve ilahiyat fakültelerini karşı karşıya getiren bir tartışma bu. Kimileri bunlardan birini tercih etmemiz gerekiyormuÅŸ gibi anlıyor meseleyi. 

Kimileri de İmam Hatip ve İlahiyat fakültelerinin istenileni gerçekleştiremeyeceğini ve dolayısıyla tek alternatifimizin medreseler olduğunu söylüyor. Bunların çoğu spekülatif yorumlardır. Çoğusu içeriden bir gözleme yaslanmamaktadır. Hayali bir medrese öngörülüyor ve tarihimizdeki medrese geleneğimizi olduğu gibi bugüne taşırsak sorunların çözüleceğini sanıyor.

Bugün klasik medrese geleneÄŸinin en güçlü yaÅŸatıldığı coÄŸrafya Hint alt kıtasıdır. Pakistan’da bizim orada olduÄŸumuz yıllarda medreselerde 1 milyon civarında talebe vardı. Bugün ise 12 bin civarında medrese ve buralarda ilim öğrenen 1.5 ile 2 milyon arasında medrese talebesi bulunmaktadır. Ancak bu köklü geleneÄŸe raÄŸmen istenen sonuçlar orada da tam elde edilemiyor. Bunun nedenlerini iyi incelemeli ve ona göre medreseleri yapılandırmalıyız.

Ben öncelikle Pakistan’daki medreselere dair bilgiler sunmak istiyorum. Dolayısıyla bilgiden yola çıkılarak rahat bir deÄŸerlendirme yapılabilsin. Bu bilgileri ise hadis devriyesini orada tamamlamış bir hoca dostumun medreseye dair içten tanıklığını aktararak yapacağım. 

Pakistan medreseleri aslen Hind medreselerinin bir parçasıdır. Ülkenin Hindistan’dan ayrılmasıyla birlikte kökü bugünkü Hindistan’da olan ve Pakistan’ın tüm eyaletlerinde faaliyet gösteren medreseler bulunmaktadır. Bunların en büyüğü Hindistan kökenli Diyûbende Medreseleri’dir. Bu yazıda verilecek bilgiler de ağırlıklı olarak Diyûbendî medreseleriyle ilgilidir. 

Diyûbendî medreseleri, ilkokul eÄŸitimine muadil resmi bir eÄŸitimden geçen öğrencilere dönük olarak sekiz yıllık eÄŸitim vermektedir. Bu medreselerin ilk sınıflarında Sarf-Nahiv ve BelaÄŸat ilimlerine iliÅŸkin klasik Arapça gramer eÄŸitimi ağırlıktadır. 

Gramer eÄŸitiminin yanında temel İslâm bilimleri olarak bilinen Tefsir, Hadis, Fıkıh, Akaid-Kelam ve Ahlak-Âdâb alanlarında dersler yer almaktadır. Son iki sene ağırlık hadis derslerine geçer. Yedinci sınıfta, çeÅŸitli hadis kaynaklarından derleme binlerce hadisi muhtevi MiÅŸkatü’l-Mesabih isimli hadis koleksiyonu baÅŸtan sona kadar okunur. 

Medresede sekizinci sene derslerin tamamı hadis metinlerine tahsis edilir. BaÅŸta Kütüb-i Sitte olmak üzere klasik hadis kaynakları kimi baÅŸtan sona kimi baÅŸ kısımları itibarıyla okunur. Hindistan ve dolayısıyla Pakistan’da hadis eÄŸitiminin bugünkü önemine kavuÅŸması Åžah Veliyyullah Dehlevî’ye dayanmaktadır.

Hicaz’da bir süre eÄŸitim gören Hindistanlı Dehlevî orada okuduÄŸu hadis kaynaklarının icazet silsilesini kendi memleketine taşımış ve Kütüb-i Sitte eÄŸitimini bölgede yayılmasına öncülük etmiÅŸtir. Bugün bölgedeki hadis icazet silsilelerinin hemen hepsi Dehlevî’ye dayanmaktadır. 

Bunun anlamı ÅŸudur; Dehlevî aradan birkaç yüzyıl geçmiÅŸ olsa da bölgedeki bütün öğrencilerin hocasıdır. Kütüb-i Sitte öğretimi verilen sekizinci sınıfta özellikle temel hadis kaynaklarından Buharî, Tirmizî ve Ebu Davud üzerinde yoÄŸunlaşılmaktadır. 

Buharî, içindeki hadislerin sahih olması bakımından seçkin bir yere sahiptir. Tirmizi, hadislerin kritiÄŸini yaptığı için diÄŸerlerine göre özgün bir eserdir. Ebu Davud bir bakıma hadis fıkhı ansiklopedisi mevkiinde bir kaynaktır. Pakistan medreselerinde hadis eÄŸitiminin önemli bir esprisi Hanefî mezhebinin hadis sahasında müdafaa edilmesidir. 

Malum ehl-i hadis ekolden isimler, tarih boyu Ebu Hanife’nin bazı fetvaları baÅŸta olmak üzere Hanefî mezhebindeki birçok fetvayı hadislere aykırı olduÄŸu gerekçesiyle tenkit etmektedirler. Son yüzyıllarda bu tenkitleri tekrar gündeme taşıyan selefi çevreler, 19. yy’dan itibaren Hanefî mezhebinin hadisle iliÅŸkisi meselesinin problem haline dönüşmesine yol açmışlardır. 

Hindistan’da birçok Hanefi hadisçi bu tenkitlere cevaplar vermiÅŸ, bu konuda kitaplar kaleme almıştır. Hind ve Pakistan medreselerinde hadis eÄŸitimine bir tür Hanefi fıkhı müdafaası iÅŸlevi kazandırılmasının ardında yatan temel sebep budur. 

Konuya kaldığımız yerden devam edeceğiz inşaallah.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.