Makale
Bir İslâm âlimini itibarsızlaştırma
Mısır’ın darbeci diktatörünün talebi üzerine INTERPOL’un 6 Aralık’ta, 88 yaşındaki Åžeyh Yusuf el-Karadavî hakkında “Kasıtlı olarak suç iÅŸlenmesine teÅŸvik ve yardım, mahkûmların kaçmasına yardım, kundaklama, vandalizm ve soygun” gibi gülünç gerekçelerle kırmızı bülten çıkarması maalesef önemli tepkilere yol açmadı.
Acaba diyorum el-Karadavî çapında Hıristiyan veya Yahudi bir din âlimi hakkında böyle bir karar çıkartılabilir miydi? Veya INTERPOL halkını katleden Esed ve Sisi gibi diktatörler hakkında bir karar alır mıydı?
Bu kararın bölgesel olduÄŸu gibi küresel sebepleri de var. Åžeyh el-Karadavî’nin bölge diktatörlerini ne kadar rahatsız ettiÄŸini biliyoruz. Bir de küresel hegemonları rahatsız ettiÄŸini söylemeliyiz. Zira Amerika’nın terörü destekleyenler listesine girmiÅŸ bir âlimden bahsediyoruz. Onun suçu onların yaptığı zulümleri Ümmet’e duyurup yüksek sesle tenkit etmektir.
2006 yılında CIA’in eski patronu Porter Goss tehdit gördükleri Müslümanlarla savaÅŸlarında neler yapacaklarını ÅŸöyle deklare etmiÅŸti:
“CIA yeniden yapılandırıldı ve artık bütün dünyada operasyonlar yapacağız, ‘müttefik ülke’ istihbarat teÅŸkilatları ile ortak iÅŸ yapmak yerine, bundan böyle biz CIA olarak doÄŸrudan kendi elemanlarımızı kullanarak, dünya genelinde, istediÄŸimiz ülkede, tek taraflı operasyonlar yapacağız. Öyle yerlerde olacağız ki, öyle operasyonlar yapacağız ki kimse hayal bile edemeyecek.”
Bunu fiilen yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar. Dünyanın birçok bölgesinde, müttefik birçok ülkede, havada, karada, denizde ve hatta deniz altında iÅŸkence merkezleri kurarak hukuksuzluÄŸa, sözde egemen kabul edilen Müslüman ülkelerde havadan pilotsuz uçaklarla yargısız infazlara imza attılar. İşte el-Karadavî bu uygulamalara risk alarak açıktan isyan eden bir âlimdi. Åžimdi güya onu Mısır eliyle susturacaklar...
Tutuklama kararının akabinde dünyanın çeÅŸitli ülkelerinden 300 din âlimi, akademisyen ve düÅŸünür tutuklama kararını kınayan bildiri yayımlayarak el-Karadavî hakkında ÅŸu ÅŸahitliÄŸi yaptılar:
“Ömrünü Kur’an-ı Kerim’e, Sünnet’e, İslâm hukuku ve İslâm davetine adamış el-Karadavî, tüm gücüyle mutedil metodu yaymaya çalıştı. Åžiddete, radikalizme ve teröre karşıtlığı eserlerinde, hutbelerinde, verdiÄŸi derslerde, fetvalarında ve açıklamalarında sabittir. Hayatını İslâm Ümmeti’nin sorunlarına hizmet ederek, ilmî çalışmalarla geçiren, İslâm dünyasının önde gelen âlimlerinden el-Karadavî, bu asrın önemli müceddidlerinden, bilim ile düÅŸüncenin sembolü ılımlı bir imamdır.”
Åžimdi baÅŸka bir hatırlatmada bulunalım. BangladeÅŸ hükümeti, 2010 yılında baÅŸlattığı İslâm’ı azaltma operasyonu sonrası meÅŸru zeminde siyaset yapan Cemaati İslâmi’nin Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla’yı idam etti ve arkasından peÅŸ peÅŸe birçok yeni idam kararları aldı.
Demokrasi içi mücadele veren bu parti üyelerine karşı alınan idam kararları Batı’yı rahatsız etmedi. Son olarak da73 yaşındaki eski devlet bakanlarından Seyid Muhammed Kayser’i idama mahkûm edildi. Bu meselelerde hep çifte standart sergilediler.
El-Karadavî gibi bir İslâm âlimine tahammül edemeyen Batı, iÅŸbirlikçilerine ise kucak açmakta, İslâm tenkitçilerini ödüllere boÄŸmaktadır ama.
Meselâ 2008 yılında Hz. Peygamber’e (sas), mü’minlerin annelerinin hatırasına dil uzatan “Åžeytan Âyetleri” kitabının yazarı Selman RüÅŸdi’ye İngiltere Kraliçe’nin eliyle “edebiyat ve fikir hürriyeti”ne katkıları sebebiyle Buckingham Sarayı’nda “Sir” unvanı verdi.
Yine aynı BangladeÅŸ’ten bu zatın kadın versiyonu Teslime Nesrin adlı İslâm düÅŸmanına Batı’nın önemli kurumları 21’den fazla ödül verdi. Somali asıllı Hirsi Ali adlı yalancı kadına, anti İslâm propagandasından dolayı birçok uluslararası ödüller verilmesini de hatırlatalım.
Örnekler çok.. İşbirlikçilere, vatan haini ve din düÅŸmanlarına ödüller yaÄŸdırıyor Batı. Ama Ümmet’in haklarını savunan bir din âlimini ise böyle tasfiye etme yoluna gidiyor. Anlayacağınız hukuk falan bahane...
YENİAKİT
Henüz yorum yapılmamış.