Sosyal Medya

Makale

Ümmetin onayı olmadan hilafet ilanı

Dünya Müslümanlarının Osmanlı hilafetinin çökertilmesinden sonra yıkılan hilafetin yeniden ihya edilmesinin hayâlini kurduklarını biliyoruz. Dünyanın bazı Müslüman coÄŸrafyalarında hâlâ son halifenin adına hutbe okunması baÅŸka neyi anlatır ki?  

Bu, Müslümanların tarihin belli bir dönemine duydukları bir nostalji deÄŸildir elbette. Müslümanları tarihin belli bir dönemine ışınlama arzusu hiç deÄŸildir.

Müslümanların hayâlini kurdukları ÅŸey, tesbihin dağılmış tanelerini imamenin arkasında tekrar bir araya getirmekle alakalıdır. Siyasî, iktisadî ve askerî birliÄŸini yitirmiÅŸ Müslümanları birleÅŸtirerek onları güçlü kılacak ve düÅŸmanlar tarafından kolay yutulur lokmalar durumundan kurtaracak bir projedir. Kolayca koparılabilen cılız iplikler olmaktan çıkarıp kalın ve güçlü kopmaz bir halata tekrar dönüÅŸtürmenin hayâlidir… 

Tarihi kanlı etnik ve dinî çatışmalarla geçmiÅŸ Avrupalılar, “Avrupa BirliÄŸi” çatısı altında birleÅŸirken Müslümanların tarihlerinde olduÄŸu gibi yeniden birlik olma hayâli kurmaları neden platonik aÅŸk olsun ki? 

Daha geçen günlerde, 18 Eylül 2014 tarihinde İskoçyalılar, BirleÅŸik Krallık’tan (İngiltere) ayrılarak bağımsız devlet olma yolunda referanduma gittiler. Sonuç, birlikten yana çıktı.Onlar kavgasız ve kansız olarak ayrılabilecekken birlik olmayı tercih ettiler. Müslümanlar neden ayrılıktan yana tavır alsınlar ki?

Farklı etnik kimliklerine ve dillerine raÄŸmen eÅŸit statüde birleÅŸerek “ittihadı İslâm”ı tesis etmek bu coÄŸrafyayı kaostan kurtarmanın biricik yoludur. Sınırları kaldırmak, para birimlerini birleÅŸtirmek ve ortak bir pazar kurmak ortak kök deÄŸerlerimizin ve tarihimizin, müÅŸterek geleceÄŸimizin zaruri bir sonucudur. 

Kimi İslâm modernistlerinin ve laiklerin hilafeti hafife alıp bunu ÅŸanlı maziye duyulan naif bir his olarak takdim etmeleri kimseyi aldatmasın. Hilafetin bir gün yeniden ihya edilmesinden en çok da küresel hegemonlar korkmaktadır. Lozan anlaÅŸması yapılırken hilafetin kaldırılmasındaki ısrarlarını, aksi takdirde yeni bir savaşın kaçınılmaz olduÄŸunu söyleyenlerin bu kararlılığını biraz düÅŸünmek gerekir.

Müslümanların dinî, siyasî, iktisadî ve içtimaî birliÄŸini öngören hilafet vizyonu ve misyonu maalesef son günlerde karikatürize edilerek Müslümanları da hilafet ülküsünden soÄŸutmaktadır.

Malum, IŞİD hilafet ilan etti. Onu Boko Haram izledi. Savad-ı azam ulemanın fetvasını ve Müslümanların onayını almadan İslâm adına hilafet ilan edip sonra herkesi buna bey’ate çağırmak elbette doÄŸru deÄŸildir. 

Hele hele hilafet adı altında ulemanın fetva vermediÄŸi, Müslümanların asla onaylamayacağı tarzda icraatlarda bulunmak ve bunu İslâm’a mal etmek savunulamaz. Sonuçları da en çok hilafet hayâllerine zarar verir. 

Taliban hareketi Afganistan’da iktidara geldiÄŸinde kurdukları devletin adını “İslâm EmirliÄŸi” koymuÅŸtu. Oysa hilafet de koyabilirlerdi. Onlar, bu sorumluluÄŸu üstlenemeyeceklerini ilan ettiler.

Çünkü hilafet bir iddia deÄŸil bir vakadır. EÄŸer Müslümanları birleÅŸtiremiyor, onları düÅŸmanlara karşı koruyamıyor ve onların gönüllü desteÄŸini alamıyorsanız bu iddiada bulunmayacaksınız. Ümmeti temsil edecek keyfiyetten yoksun marjinal bir grubun kendisini ümmete dayatması onları sadece Batı karşısında yalnızlaÅŸtırmaz, ümmet içinde de yalnızlaÅŸtırır.

ABD geleneksel müttefikleriyle IŞİD’i vurmaya baÅŸladı. SavaÅŸçı ve sivil ayrımı da pek yapmıyor. Kabul edilemez bir durum. Müslümanların kahir ekseriyeti de buna sessiz kalıyor. Bu bile, yaptıklarında Müslümanların onayını almayı önemsemeyen IŞİD’in “ben yaptım oldu” büyüklük kuruntusundan vazgeçmesi gerektiÄŸini gösterir. 

Toplumsal desteÄŸi olmayan hareketler marjinal kalmaya mahkûmdur. Marjinal hareketlerin ümmeti temsil etmesi de mümkün deÄŸildir. 

YENİŞAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.