Sosyal Medya

Makale

Türkiye ve Suriye birliğini muhacirler belirleyecektir

Esed rejimi zulmünden kaçarak ülkemize sığınmış Suriyeli kardeÅŸlerimize yönelik stratejik yaklaşımımız; ‘Türkiye’de uzun süre kalabilirler ve Suriye’ye döndüklerinde ne yapmalılar’ perspektifinden olmalıdır. Sanıldığından daha uzun kalabilirler güçlü ihtimalinden yola çıkarak ivedilikle hem ülkemizin hem de Suriye’nin menfaatine uygun esaslı çözümler geliÅŸtirmeliyiz. 

Bugün gerekli tedbirler alınmazsa yarın büyük sıkıntılar yaÅŸanacaktır. Bunu bir tahmin olarak deÄŸil uzun yıllar Pakistan’a sığınmak zorunda kalan milyonlarca Afgan muhacirin yaÅŸadıkları sorunları yakından görmüÅŸ birisi olarak söylüyorum. Muhacirleri bir sorun olarak görmek ve öyle tutmak yerine onları çözümün bir parçası hâline getirmek en akıllı yoldur. 

Burada paylaÅŸacaklarım öncelikle hükümete sonra da meseleye duyarlı vakıf ve derneklere düÅŸen sorumluluklara dairdir. Bu meselede medyanın da duyarlı davranıp hükümete ve derneklere yol gösterecek yayımlar yapması ve toplumda güçlü bir duyarlılık oluÅŸturması gerekir.

Türkiye’de sayıları 1.5 milyona yaklaÅŸan muhacirlerin büyük çoÄŸunluÄŸunu gençler ve çocuklar oluÅŸturuyor. Yani Suriye’nin bugünü ve yarını. Bunların yemek, içmek ve barınmanın ötesinde de önemli ihtiyaçları olduÄŸunu görmek ve buna dair kalıcı çözümler üretmek gerekmektedir. Elhak, Türkiye Suriyeli muhacirlere diÄŸer ülkelerden daha fazla müÅŸfik ve yardımsever davranmakta, bazı kışkırtmaları saymazsak halkımız da kardeÅŸlik duygularıyla yaklaÅŸmaktadır. 

Ancak yapılanlara zaid olarak esaslı neler yapılabilir? Bu meseleyi geçenlerde Suriyeli tanınmış ilim ve fikir adamı Prof. Dr. İmaduddin RaÅŸid Bey ve ekibiyle yapmış olduÄŸumuz konuyla ilgili bir istiÅŸare toplantısında ele aldık. Toplantıda öne çıkan bazı hususları özetle dikkatlerinize sunuyorum:

Suriyeli muhacirlerin çocukları eÄŸitime muhtaç. EÄŸitim ve terbiyeden mahrum kaldıklarında maddi ve manevi birçok sorun kaçınılmaz olarak yarın kapımızı çalacaktır. Muhacirlerin okul açabilmesi, Arapça ve Türkçe eÄŸitim verebilmeleri için gerekli kolaylıklar saÄŸlanmalı, eÄŸer ilgili mevzuat yeterli deÄŸilse mevzuatın bu meyanda yeniden yapılandırılması gerekmektedir. 

İmaduddin Hoca’nın “kayıp bir nesil yetiÅŸiyor” feryadını ciddiye almak gerekiyor. Bunun için muhacirlerin biraraya gelip kendi kendilerini örgütlemeleri ve kendi birikimlerini, enerjilerini bizim yardımımızla bu meselede istihdam etmelerini kolaylaÅŸtırmalı ve teÅŸvik etmelidir.

Böylece eÄŸitim ve terbiyeden mahrum kalmış bir neslin sokaklarda heder olmasına izin verilmemiÅŸ, bilakis nitelikli insan yetiÅŸtirilmiÅŸ olur. YaÅŸadığı topluma yük olan deÄŸil maddi ve manevi deÄŸer üreten bir nesil yetiÅŸmesinin önü açılmış olur. Bu da Türkiye’ye artı katkılar saÄŸlayacağı gibi iki toplum arasında da kültürel ve gönül baÄŸları kuracak bir nesil meydana getirecektir.

Muhacirler, dil sorunu sebebiyle kendilerini toplumdan izole ederek yaşıyorlar. Mümkün mertebe de aynı semtlerde ve bir arada hayata beraber tutunmaya çalışıyorlar. Bu da onların Türkiye toplumuna entegre olmasını engelliyor. Oysa onları topluma kazandırmak insanî ve ahlâkî görevdir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.