Sosyal Medya

EÄŸitim

'Asıl sorunlar masada bekliyor'

Eğitim Şûrası kamuoyunda Osmanlı Türkçesi ve zorunlu din dersi tartışmalarıyla öne çıktı. Bazı uzmanlara göre eğitimdeki temel sorunlar hâlâ masada bekliyor. Örneğin Türkiye'de 15 yaşındaki çocukların yüzde 40'ı matematikte, yüzde 25'i okuduğunu anlamakta başarısız. Bu konuların şûrada yeterince yer bulamadığı düşünülüyor.



19. Milli EÄŸitim Åžûrası'nın gündemi dört ana baÅŸlıktan oluÅŸuyordu: Okul güvenliÄŸi, öÄŸretim programları ve haftalık ders çizelgeleri, öÄŸretmen niteliÄŸinin artırılması ve yönetici niteliÄŸinin artırılması. Åžûra beÅŸ gün sürdü, 200’ye yakın tavsiye kararı çıktı. Özellikle öÄŸretmenlerin niteliÄŸini artırma konusunda önemli tavsiye kararları alındı.

Ancak eÄŸitimin önemli sorunlarından bazıları ne komisyon toplantılarında, ne de genel kurul kararlarında yer bulabildi.

Matematik ve fendeki baÅŸarısızlık, okuma becerilerindeki yetersizlik, özel gereksinimli çocukların eÄŸitimi, kaynaÅŸtırma eÄŸitimi gibi pek çok konu konuÅŸulmadı, kararlara beklendiÄŸi oranda yansımadı.

Al  Jazeera Türk, ÅŸûrada alınan kararları ve eÄŸitimin çözüm bekleyen ana sorunlarını uzmanlara sordu.

Problem çözmede baÅŸarı düÅŸük 

Türkiye’deki öÄŸrenciler Uluslararası ÖÄŸrenci DeÄŸerlendirme Programı (PISA) 2012 sonuçlarına göre okuma becerileri ile fen ve matematikte baÅŸarılı deÄŸil.

Okuma becerilerinde 65 ülke arasında Türkiye 41. sırada.

Fen ve matematikte ise baÅŸarısızlık daha belirgin. Türkiye, 15 yaşındaki öÄŸrencilerin katıldığı  PISA’ya göre matematikte 44., fende 43. sırada. Türkiye’nin puanları artsa da konumu deÄŸiÅŸmiyor ve 2003’ten bu yana ilk 40'a giremiyor. 44 ülkede 15 yaşındaki öÄŸrencilerin hayatta karşılaÅŸabilecekleri problemleri çözme yetenekleri de analiz edildi. Türkiye 44 ülke arasında 34. sırada.

Türkiye’deki öÄŸrencilerin sadece yüzde 2.2'si karmaşık problemleri çözebilme kabiliyetinde. Oysa bu yaÅŸtaki öÄŸrencilerin OECD ülkeleri ortalaması yüzde 11.

Üniversiteye giriÅŸte uygulanan Lisans YerleÅŸtirme Sınavı’nın (LYS) sonuçları da pek parlak deÄŸil. 2014'te LYS’ye giren adayların doÄŸru cevap ortamaları ÅŸöyle: Matematikte 50 soruda 9,72, geometride 30 soruda 5.47, fizikte 30 soruda 5,28, Türk dili ve edebiyatında 56 soruda 18,73, coÄŸrafyada 24 soruda 8,7.

"Türkçe'nin doÄŸru öÄŸretilmesi bile tartışılmadı"

Åžûra katılımcılarından EÄŸitim Reformu GiriÅŸimi (ERG) AraÅŸtırma Koordinatörü Dr. Alper Dinçer, kararlar içinde her öÄŸretim düzeyinde tekli eÄŸitime geçilmesinin vurgulanmasını ve eÄŸitim fakültelerinin nitelik sorununa dair eksiklerinin giderilmesi yönündeki kararların olumlu olduÄŸunu söylüyor. 

Dinçer dünyadaki eÄŸilimlere ve Türkiye'de neler yapılması gerektiÄŸine deÄŸinilmediÄŸini söylüyor. Dinçer’e göre eksik kalan ve tavsiye kararı alınmayan konular ÅŸunlar:

"Özel gereksinimli çocukların eÄŸitimi ve kaynaÅŸtırma eÄŸitimi hiç konuÅŸulmadı. Bir tek 'Üstün yetenekli çocuklar için program ve yönetmelik hazırlansın' kararı çıktı. Oysa bu konuda çok temel eksiklerimiz var. Türkiye’de özel eÄŸitime gereksinim duyan çocukların nüfusunu belirlemiyoruz ve okullaÅŸma oranlarını net bilemiyoruz. Tartışmalar yerel kaldı. 'Dünya eÄŸitimde nelere gidiyor' konuÅŸulmadı. Teknoloji, matematik, eleÅŸtirel düÅŸünce, dijital okuryazarlık, küresel yurttaÅŸlık; bunları konuÅŸmadık. Ders saatlerinin azaltılması önerildi. Meselemiz ders saatlerinin azaltılması olmamalı. Mevcut ders saatlerinde verimli öÄŸrenmeyi nasıl saÄŸlayabiliriz tartışılmadı."

Yabancı dil eÄŸitimine yüzeysel deÄŸinildiÄŸini söyleyen Dinçer, anadilde eÄŸitimin konuÅŸulduÄŸunu ancak reddedildiÄŸini, Türkçe’nin doÄŸru ÅŸekilde öÄŸretilmesinin bile tartışılamadığını söyledi. Dinçer ÅŸunları söyledi:

"Bir de ÅŸûrada konuÅŸulanlar veri temelli ve kanıta dayalı olmadı. Oysa veri temelli konuÅŸup daha az siyasi ÅŸekilde konuÅŸulmalıydı. Herkes sadece ÅŸahsi izlenimlerini söyledi. Anekdot temelli öneriler getirildi. Bu yüzden de öneriler eÄŸitimin niteliÄŸini yükseltmek noktasında anlamlı deÄŸil. Her ÅŸey tartışılmalı. Ancak asıl mesele bunları konuÅŸuyorken, küresel eÄŸitim politikasındaki konuları ıskalıyoruz. "

'Toplumsal talepler yansımadı"

Siyaset, Ekonomi ve Toplum AraÅŸtırmaları Vakfı’ndan (SETA) Zafer Çelik ise ÅŸûrada ilkesel kararlar alınması gerektiÄŸini, eÄŸitim sisteminin nasıl daha iyi hale geleceÄŸinin konuÅŸulması gerektiÄŸini söylüyor.

Toplumsal taleplerin nasıl karşılaÅŸanacağı üzerinde durulmadığını anlatan Çelik ÅŸunları söyledi:

"Ayrıntılı bir ÅŸekilde hangi dersin hangi sınıfta okutulacağının konuÅŸulmaması gerekiyordu. Din öÄŸretimi bir sınıfa alınsın mı, alınmasın mı? Bu Batı ülkelerinde de var. 'Bunun içeriÄŸi nasıl olmalı' konuÅŸulmalıydı. 'Ders saatleri indirilsin' derken bir yandan da 'Bazı dersler zorunlu olsun' dendi. Bu nasıl olacak?  'ÇocuÄŸunu kız okuluna göndermek isteyen göndersin' gibi toplumsal talepler yansımadı. Veri temelli konuÅŸulmadı. Bütün konuÅŸulanların 'Ülkemizin çocuklarına daha nitelikli eÄŸitim verebiliriz' baÄŸlamında tartışılması gerekiyordu. VatandaÅŸlık dersinin kaldırılıp baÅŸka ders içine yedirilmesi yerine bu derste öÄŸrenciye temel becerileri kazandırabiliyor muyuz? Bu da konuÅŸulabilirdi."

"Sınıfta kaldık"

New York Üniversitesi'nde araÅŸtırma yöntemleri ve istatistik dersi veren Doç Dr. Selçuk Åžirin, dünyanın en büyük 17. ekonomisi olmasına karşın Türkiye'nin hiçbir uluslarası testte ilk 40’ta yer alamadığına dikkat çekti:

"Çocuklarımızın 21. yüzyılda rekabet edecekleri alanlar olan fen, matematik ve okuduÄŸunu anlama dallarında baÅŸarılı olmadıklarını masaya yatırmalıydık. Åžu an dünyada bu alanda ileri seviye beceriye sahip öÄŸrencilerimiz yüzde 2. Bu rakam Kore'de yüzde 28. Ä°srail'de yüzde 8. Bunu nasıl yukarı çekebiliriz sorusuna ÅŸûra bir yanıt aramadı. Türkiye nüfusunun yarısı okul çağında, yani 30 yaşın altında. Soru ÅŸu: Biz bu kuÅŸağı dünya ile rekabet edecek becerilerle nasıl donatacağız? Åžu an elimizdeki veriler bu konuda sınıfta kaldığımızı gösteriyor. Åžûra bu meseleye ciddi hiçbir öneri getirmediÄŸi gibi Osmanlıca ve din eÄŸitimi gibi tali konularla gündemi deÄŸiÅŸtirmeye çalıştı. Bir fırsatı kaçırdı."

Çocuk hakları ve okullardaki fiziksel güvenlik sorunları ile ilgili çalışmalar yapan Gündem Çocuk DerneÄŸi’nin yönetim kurulu üyesi Mehmet Onur Yılmaz ise okul güvenliÄŸinde alınan kararları deÄŸerlendirdi.

Yılmaz, "Okullarda devletin sorumluluÄŸu vurgusu eksik kararlarda. Okullara özel güvenlik görevlisi alınmasını, polisiye tedbirlere yönelinmesini doÄŸru bulmuyoruz. Okulda meydana gelecek ÅŸiddet ve benzeri olayları  güvenlik elemanı ile engellemek deÄŸil, bunları olmadan önce engellemek önemli. Okullara sosyal hizmet elemanı alınmalı" dedi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.