Sosyal Medya

Güncel

Hayrettin Karaman / Şirketlerin hisse senetlerine yatırım

Hayrettin Karaman / Yeni Åžafak



Açıklamalı soru

... Sorduklarımı yazı ile ifade ettiÄŸim ve yanlış anlaşılacak bir anlamaya sebep olmamak için biraz uzun yazıyorum. Zaman ayırıp beni bu konuda bilgilendirirseniz çok memnun olurum.

Karadâvî’nin fetvalarında borsa ile ilgili bir soruda belirtmiÅŸ olduÄŸu aÅŸağıdaki cevabı okumuÅŸtum.

BilindiÄŸi üzere ÅŸirketler üç kısım altında deÄŸerlendirilmektedir:

1. Hakkında hiçbir ÅŸâibenin bulunmadığı ve bir tartışmanın yaÅŸanmadığı helâl kabul edilen kısımda yer alanlar. Bunlar yönetmelik ve kanunlarında Ä°slâm Åžeriatı’nın hükümlerini benimseyen ÅŸirketler ve bankalardır. Ä°slâmî bankalar, Ä°slâmî kredi ÅŸirketleri, Åžeriat’a uyan farklı türdeki ÅŸirketler buna bir örnektir. Åžeriat’a uymayı kabul ettikleri için bu ÅŸirketler ne faiz alırlar ne de faiz verirler.

Çağımızdaki âlimler söz konusu müesseselerin mubah olduÄŸu konusunda ittifak içerisindedirler.

2. Haram olduÄŸu konusunda bir ÅŸüphe ve tartışmanın bulunmadığı ÅŸirketler. Bunlar ÅŸarap, domuz ve haram sayılan oyunların ticaretini yapan ya da faizli iÅŸlemler yürüten bankalar vb. kuruluÅŸlar gibi haram olan iÅŸler yapan ÅŸirketlerdir. Âlimler bunların haram olduÄŸu konusunda da ittifak etmiÅŸlerdir. Bu ÅŸirketlere ortak olmak, kazanç saÄŸlamak üzere onların hisselerini satın almak ve bunun ticaretini yapmak caiz deÄŸildir.

3. Üçüncü kısımdakiler, hakkında ÅŸâibe olmayan helal iÅŸlerle uÄŸraÅŸan ÅŸirketlerdir. Çimento ve elektrik üretimi, su satışı, nakliye, demiryolu, farklı sanayi ürünleriyle uÄŸraÅŸan ÅŸirketlerin durumu buna bir örnektir. Bu ÅŸirketlerin ülkenin ekonomik yapılanması ve ona yönelik hizmetlere olan katkısı çok önemlidir.

Temel olarak helal olan iÅŸlerle uÄŸraÅŸmakla birlikte gerçekleÅŸtirmek istediÄŸi bir projesi için faizli bankalardan borç para alan, elde ettiÄŸi kazancın fazlasını gelir için faizli bankalara yatıran bir ÅŸirkette ÅŸüphe doÄŸmaktadır. Bu mesele çaÄŸdaÅŸ fıkıh âlimlerinin ihtilafa düÅŸtükleri bir konudur. Onlardan bazıları bu ÅŸirketlerin hisselerinin ve onlarla ortaklık kurmanın, ribâya dayalı olarak borç verdikleri ve bunun için para yatırmayı sürdürdükleri ve faizden uzak durmadıkları müddetçe haram olduÄŸunu söylemektedir.

Bazıları ise muteber maslahatları (ÅŸahıs ve ülke için meÅŸru ve gerekli faydayı) gerçekleÅŸtirebilmek için bu ÅŸirketlere katılmayı, (katılanların) elde ettikleri kazançlara ribâ bulaÅŸmadığı sürece caiz görmektedirler. Ribânın bulaşıp bulaÅŸmadığı bu ÅŸirketlerin yayınladıkları bilançolara bakılarak anlaşılabilir. Bu görüÅŸü savunan âlimlerin, ayrıntıları ile ele aldıkları delilleri, geniÅŸ olarak bahsettikleri birtakım ÅŸartları vardır.

Hocam 3. maddede ifade edilen durum sanırım günümüzde borsada iÅŸlem yapan ÅŸirketlerin durumunu tarif etmekte olup borsada iÅŸlem yapan birçok ÅŸirketin faaliyet alanı helal olmuÅŸ olsa bile kullanmış olduÄŸu faizli kredi -ya da parasını bankaya yatırma- gibi dinen uygun olmayan iÅŸleri olabiliyor. Bu durum günümüzde sizin de yazılarınızdan öÄŸrendiÄŸim kadarıyla katılım bankalarının oluÅŸturduÄŸu endeks kriterleri ile çözülmüÅŸ durumda olup, bu hisseleri almakta dinen bir sakınca yok. Endeks öncesinde hisselerin detaylı inceleme durumunun olmadığı zamanlarda iÅŸlem yapanlar için uÄŸraÅŸ alanı helal (çimento, elektrik. giyim vb gibi) alanlarda hisseleri alıp-satmak uygun olarak biliyorum…

Benim burada sormak istediÄŸim sorum; Biz ana faaliyeti helal olan bir ÅŸirketin hissesini almış olduÄŸumuzda bu ÅŸirketin dine uygun olmayan kazancı söz konusu ise bu miktar bizim paramıza karışma durumu ile ilgili olacak. Hissesi alınan ÅŸirketin faiz vs gibi dine uygun olmayan geliri için;

A) Bu hisseyi alıp bunun yükselmesi sonucu gelir elde edenler,

B) Hisseyi alıp bunun yıllık kârından (temettü) faydalananlar.

1) Biz bir ÅŸirketin hissesini aldığımızda o ÅŸirketin faiz vs gibi haram geliri mevcutsa bu haram miktar A ve B maddesindeki 2 grubun da kazancına karışmış olur mu? Yoksa bu haram miktar sadece B maddesinde bahsettiÄŸimiz bu hissenin yıllık kârından faydalanan kiÅŸilerin kazancına mı karışır?

2) Biz ÅŸirketin hissesini aldığımızda kalben o ÅŸirketin haram iÅŸlerine razı olmuyoruz. Ayrıca ÅŸirket banka kredisi çekeceÄŸi zaman ya da bankaya faizli para yatıracağı zaman bize herhangi bir ÅŸekilde danışılmıyor. Bu durum dinen bizi, faize razı olma gibi, günahta ortaklaÅŸma gibi bir tehlikeye sokuyor mu? Yoksa biz helal iÅŸlerini gözeterek aldığımız için bunda dinen bir sakınca yok mudur?

3) Birinci sorumda A maddesi ya da B maddesi hangisinin gelirine haram karışıyorsa kiÅŸinin bu haram miktarı hesaplayıp vermesi dini bir zorunluluk mudur? Yoksa kiÅŸinin hisseyi alırkenki amacı o ÅŸirketin helal iÅŸlerine ortaklık olduÄŸu için, hisseden elde ettiÄŸi kârı ÅŸirketin helal kazancından geldiÄŸini düÅŸünüp bunu vermeyebilir mi?

4) Bu son sorum. Hayreddin hocam sizin ve H.D. hocamızın fetvalarını uzun yıllardır takip eden birisi olarak ayrıca eskiden beridir finans durumunda en güvenilir, bu iÅŸin içinde olup bize aktaran 2 hocamız olarak gördüÄŸüm için ÅŸunu sormak istiyorum:

Bu kurulmuÅŸ olan endeks, ÅŸirketlerin kriterlerini belirlerken aÅŸağıdaki durumları gözetiyor.

a) Åžirketlerin toplam faizli kredilerinin (ÅŸirketin) piyasa deÄŸerine oranı %30’dan az olmalıdır.

b) Faiz getirili nakit ve menkul kıymetlerinin (ÅŸirketin) piyasa deÄŸerine oranı %30’dan az olmalıdır.

c) Bahsedilen faaliyet alanlarından elde ettiÄŸi gelirlerinin toplam gelirlerine oranı da %5’ten az olmalıdır.

Günümüzde bu kriteri saÄŸlamayan hisseler faaliyet alanı helal de olsa endekse giremiyor. Bu endeks çıkmadan önce de birçok kiÅŸi gibi biz de borsada iÅŸlem yapıyorduk. Fakat kriter olarak ÅŸirketin faaliyet alanı meÅŸru mu deÄŸil mi buna bakılıyordu. Endekste belirtilen kriterler gibi bir inceleme yapılmıyordu.

Endeks öncesi iÅŸlem yapanların yaptığı iÅŸin caizliÄŸi noktasında ana iÅŸi helal olan hisseleri alanların kazancı helal midir? Detaylı inceleme yapmadığımız için bu kazançta haramlık söz konusu mudur?

Cevap

Ana iÅŸi meÅŸru olan ÅŸirketin hisse senedini alan, bu meÅŸru varlığın bir parçasına ortak oluyor. Bunu satarak para kazanıyorsa bunda sakınca yoktur. Temettü almadıkça gelirin haram kısmı ile ilgili problem yaÅŸanmaz.

Ä°ndeks öncesinde “ameller niyetlere göredir” kuralı geçerli olur inÅŸallah.

O tarihlerde temettü alınmış ise anaparaya tekabül edenden fazla olanı fakirlere vermek gerekir; bilinemiyorsa tahminen yaklaşık olan verilir.

BahsettiÄŸiniz ÅŸirketlerden bir kısmının fazla parayı faizci bankalara yatırmaları zaruri olmayan en kötü/günah olan davranıştır. Bunun günahı karar verenlere ait olur. Bankadan alınan faiz temettüye katılıyorsa, temettü alanların bilançoya bakıp o kadarını yoksullara vermeleri gerekir.

BaÅŸka ÅŸirketler varsa, asıl iÅŸi meÅŸru olsa da gerektiÄŸinde faizli kredi çeken veya bekleyen parayı faize de yatıran ÅŸirketleri tercih etmemek de takva olur.

Bir de ÅŸunu soruyorlar:

Az da olsa kazancına veya işine haram karışan şirketin hissesini almanın caiz olmasının delili nedir?

Bunun için -dahası da olabilir- üç delil ileri sürülüyor:

1. Azın hükmünün çoÄŸa tabi olması; yani çoÄŸu haramsa azı da haram, çoÄŸu helal ise az olan haram çok olan helali kirletemez. Mesela vücutta necaset -fıkıhta ölçüsü verildiÄŸi kadar- az olursa namaza mani olmaz. Çok olan temiz suya -fıkıhta ölçüsü verilen kadar- az pis ve haram karışsa suyu kirletmiÅŸ olmaz.

2. Parasını tasarruf edip yatırım yapacak olan Müslümanların yukarıdaki sıralamanın birinci maddesinde yer alan yeterince ÅŸirket bulmaları imkânsız gibidir (umumî elvâ).

3. Hem tasarruf sahiplerinin paralarının yastık altında kalmaması, hem de baÅŸka çare bulamadıkları zaman -oranı az olacak ölçüde- faizli kredi alan ÅŸirketlerin yatırım ve üretim yapmaları ülke ve toplum için zaruret sayılan büyük ihtiyaçtır…(maslahât-ı âmme).

Benim temennim ÅŸudur:

Katılım bankaları o kadar güçlensin ve iÅŸ ve ticaret adamları o kadar güzel ahlaklı olsunlar ki, ÅŸirketler, faizli kredi çekmek yerine katılım bankalarıyla, en geniÅŸ ölçüde ve yeterli olacak kadar ortak yatırım ve üretim yapsınlar. Katılım bankaları, caiz olsa da asıl amacı gerçekleÅŸtirmeyen murabahadan çok -ortağın hıyanetinden korkmaksızın- ortaklık yapsınlar, ÅŸirket ve holdingler de ortaklığı seçerek paylaÅŸmaya razı olsunlar. “Rabbenâ, hep bana” olmasın!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.