Sosyal Medya

İsmet Özel: Düşman ve kavga

Gerek kişi olarak ve gerekse mümkün olduğu taktirde ülke olarak kuvvetlilere karşı çıkmayacak mıyız? Kuvvet kapitalistlerin ve emperyalistlerin elindedir diye onlarla çatışmayı reddederek itaat yolunu mu seçeceğiz?



EÄŸer eylemci bir tabiata sahip olmak hoÅŸunuza gidiyorsa aklınıza sokup bir daha çıkarmamanız gereken vazgeçilmez ilke ÅŸudur: Kavga hiçbir zaman kuvvetli ile zayıf arasında cereyan etmez. Bir kavganın çıkabilmesi için kavgayı göze alan her iki tarafın da kendini kavgaya giriÅŸecek derecede kuvvetli sayması kaçınılmazdır. Bu bir uyarı. Söz konusu ilkeyi akıldan çıkarmamanızı istiyorum çünkü içinde yaÅŸadığımız kültür hepimizi aksi yönde ÅŸartlandırmaya mütemayildir. Bazı kanaat önderleri zayıfla kuvvetlinin kavgaya tutuÅŸtuÄŸunu söylemekle kalmaz galibiyet ihtimalinin çoÄŸu zaman zayıf tarafı sevdiÄŸini ima eder. Sonuçta ne olur? Ä°ÄŸfal edilmiÅŸ olan zayıf hasmını emniyetinden ÅŸüpheye düÅŸürmek için kuvvetliye meydan okur ve naneyi yer.
 
O halde gerek kiÅŸi olarak ve gerekse mümkün olduÄŸu taktirde ülke olarak kuvvetlilere karşı çıkmayacak mıyız? Kuvvet kapitalistlerin ve emperyalistlerin elindedir diye onlarla çatışmayı reddederek itaat yolunu mu seçeceÄŸiz?
 
Sapla samanı birbirine karıştırmaksızın bu soruları cevaplandırmak gerekir. Madde bir: Üzerimizde baskı kurmak suretiyle bizim yaÅŸama imkânlarımızı daraltan kuvvetlinin müdahalesini kendi imkânlarımızı geniÅŸletmek kastıyla sınırlandırma çabamız kuvvetliyi yere sermeyi zaruri kılmaz. Kendini savunmak, teslim olmayı reddetmek, kendine yönelen darbeleri ustalıkla savuÅŸturmak kavga olarak adlandırılmamalıdır. Madde iki: Kavga dediÄŸin taraflardan birinin hasmını tasfiye ettiÄŸi taktirde kavuÅŸacağı bir kazanç sebebiyle çıkar. Ortada kavga koparmaya sebebiyet veren öyle bir "meta" olmalıdır ki kuvvetini o metaı ele geçirmek isteyen rakibini bertaraf etmek suretiyle gösteren kazanca kavuÅŸsun. Kapitalistin kapitalistle, emperyalistin emperyalistle kavgaya tutuÅŸması anlaşılır bir ÅŸeydir. Kapitalizm ve emperyalizmden zarar görenlerin bu unsurlar karşısında en çok yapabileceÄŸi ÅŸey mümkün olduÄŸu nispette kendini tasalluttan masum kılmaktan ibarettir. Bir kiÅŸi veya ülke kapitalizmin ve emperyalizmin darbelerini savuÅŸturdu veya soygunculuk tecavüzleri karşısında bir muafiyet alanı temin etti diye kapitalizmin ve emperyalizmin sırtını yere getirmiÅŸ sayılmaz.
 
Mamafih zayıf düÅŸmüÅŸ birinin gerek kiÅŸi, gerekse ülke olarak kuvvetli birine yapabileceÄŸi en büyük düÅŸmanlık onun beslenme yollarına verdiÄŸi zarardır. Kimin gıdasına el uzatmışsan kendine düÅŸman olarak onu seçmiÅŸsin demektir. Bu bakımdan kuvvetli ve zayıf birbirinin can düÅŸmanı olabilir. Ne var ki düÅŸmanların kavgaya tutuÅŸmaları ancak her ikisinin de yek diÄŸerine el ense çekebilecek seviyeyi tutturmalarıyla mümkündür. Yeni çaÄŸda savaÅŸ kaybeden ülkelerin ilk ağızda müstemleke kaybına uÄŸramış olmaları, savaÅŸ kaybeden ülkeyi iÅŸgal etmenin galiplerce ikinci plana atılması hem kavganın kimle kim arasında koptuÄŸunun, hem de modern ülkeleri birbirine neyin düÅŸman haline getirdiÄŸinin bariz göstergesidir.
 
YeniÅŸafak-ArÅŸiv (24 Nisan 2001)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.