Sosyal Medya

Kürsü

Ömer Lekesiz'in kaleminden: İlahî Kelâm’ın Sırları

İlahî Kelâm’ın Sırları alt başlığıyla, Fikriyat Yayınları’nın ilk kitabı olarak okurlarıyla buluşturulan Letâifü’l-İşârât, ilk tercüme değil ama Demirli’nin eliyle eksiksiz olarak gerçekleşmesi bakımından kuşkusuz en güvenilir tercümedir.



Ä°slam metafiziÄŸine dair eserleri Ä°bn Sînâ, Muhyiddin Ä°bnü’l-Arabî, Sadreddin Konevî, en-Nablûsî, KâÅŸânî gibi aslî isimlerden, el-Afîfî, el-Hakîm, Schimmel gibi modern zamandaki isimlere kadar, tercüme yoluyla günümüz düÅŸüncesine kazandırarak, tasavvuf alanında neredeyse tek başına yeni bir kütüphanenin oluÅŸmasını saÄŸlayan Ekrem Demirli, son olarak Abdülkerim KuÅŸeyrî’nin (v. 1072) Letâifü’l-Ä°ÅŸârât’ını da tercüme ederek, önemli eksiklerden birini daha giderdi.

Kendisinin tasavvuf konusundaki telif çalışmalarını ise ayrıca zikretmememiz ve onlarla düÅŸünce hayatımızda neden olduÄŸu hareketliliÄŸi de takdir ve teÅŸekkürle vurgulamamız gerekir.

Ä°lahî Kelâm’ın Sırları alt baÅŸlığıyla, Fikriyat Yayınları’nın ilk kitabı olarak okurlarıyla buluÅŸturulan Letâifü’l-Ä°ÅŸârât, ilk tercüme deÄŸil ama Demirli’nin eliyle eksiksiz olarak gerçekleÅŸmesi bakımından kuÅŸkusuz en güvenilir tercümedir. Nitekim, kendisi de önsözünde, tercüme süreci ve tarzıyla ilgili ÅŸu bilgileri vermektedir:

“Elinizdeki tercümenin baÅŸlama tarihi oldukça eskilere gider. Tasavvuf alanındaki akademik araÅŸtırmalarımda Ä°bnü’l-Arabî ve Konevî üzerinde odaklansam bile Gazalî öncesi tasavvuf üzerinde araÅŸtırmalarımı bir düzene koymak üzere ilk yöneldiÄŸim metinlerden birisi tefsirdi. KuÅŸeyri’nin tefsirini tercüme ederek sonraki araÅŸtırmalarım için zemin belirlemek istemiÅŸtim. ancak araya giren baÅŸka eserler, özellikle beklediÄŸimden daha yoÄŸun bir mesai gerektiren Fütûhât-ı Mekkiyye, tefsirin tercümesini gerektirdi. Tefsirin ilk iki cildi 2006 civarında tamamlanmıştı. O iki cildi tekrar gözden geçirerek yayına hazırladık. Kalan ciltleri ise daha sonra tamamladık. (...)

KuÅŸeyri’nin metni dikkat gerektiren bir metindir. Bazı yerlerde metin akıcı bir üsluba sahip olsa bile, zaman zaman güçleÅŸir ve dikkatli bir gözden dahi kaçabilecek ÅŸekilde incelir. Bu konularda mümkün mertebe dikkatli olmaya çalışarak anlaşılır bir çeviri yapmak istedik. Metinlerdeki ÅŸiirler bazen eksik bazen anlaşılması güç ÅŸiirlerdi. Onları zayiatsız tercüme etmek için dikkat ettik. Bu bir tefsir tercümesidir; bu nedenle ayetlere meal verirken muhtelif meallerden –baÅŸta Elmalılı Hamdi Yazır’ın, Bekir Sadak Hoca’nın mealleri olmak üzere- olabildiÄŸince istifade ettiÄŸimi belirtmeliyim.”

KuÅŸeyrî’nin, bizde daha çok KuÅŸeyrî Risalesi adıyla yayımlanan er-Risâle’siyle bilindiÄŸi malumdur. Sûfîlik inanç ve ahlakına dair -ilk deÄŸilse de- en sistematik ilk çalışma olması bakımından tarikat ehlinin ve tasavvuf araÅŸtırmacılarının temel baÅŸvuru kitabı haline gelen er-Risâle’de, konunun kendiliÄŸinden itikat ve amel yönünden geniÅŸ bir yelpazeye oturması nedeniyle, oradaki tartışmalı durumlar pek öne çıkarılmaz ya da mezkur geniÅŸliÄŸe havale edilerek yumuÅŸatılmak suretiyle geçilir. Ancak konu Kur’ân tefsiri olunca sonuç aynı olmamakla birlikte, bilakis itikadî anlayışlar, daha açık bir söyleyiÅŸle EÅŸ‘arî anlayışa mahsus farklılıklar daha çok göze batmaktadır.

Her ne kadar Demirli yine önsözünde tasavvufun teÅŸekkül devrinde Kur’an, Sünnet ve Fıkıh merkezli üç ilkeyi belirleyerek ilgili farklılıkların bu üç esasta eritildiÄŸini ima etmiÅŸ olsa da, bu, Letâifü’l-Ä°ÅŸârât’ın Ä°ÅŸârî tefsir olarak, aynı zamanda EÅŸ‘arî bir tefsir olduÄŸunu söylemeye ve dolayısıyla orada zikredilen Allah’ın ve Peygamberinin sıfatları, yaratma, emr, amel, kesp, irade, teÅŸbih vb. hususlardaki farklılıkların, özellikle Mâturîdî dünya için iÅŸaretlenmesine yeterli gelmemektedir.

EÅŸ‘arîliÄŸin Ehl-i Sünnet’e dahil olması öyle birkaç gün içinde, rahatlıkla gerçekleÅŸmemiÅŸ; bu uÄŸurda nice baÅŸlar uçuÅŸmuÅŸ, nice ulema ve mutasavvıf büyük maÄŸduriyetler yaÅŸamıştır. Öte yandan, “EÅŸ‘arîliÄŸe gönülden baÄŸlı olan KuÅŸeyrî” Ä°mam EÅŸ‘arî’nin “hadis ehlinden olduÄŸuna ve Ehl-i sünnet akîdesine baÄŸlı bulunduÄŸuna dair” verdiÄŸi bir fetva ile hem Ehl-i Sünnet camiayı hem de zamanın iktidarını karşısına biridir. Gerçi Mâturîdî olduÄŸunu söyleyen bizler de birçok hususta gizli birer EÅŸ‘arî olarak davrandığımızı fark etmeyerek, ayrılıklar esasında uyumlu durumdayız, ama bu, itikattaki temel farklılıkların asla ortadan kalktığına yorulamaz. Dolayısıyla bu EÅŸ‘arî tefsir, onun sadece uzmanları tarafından okunmayacağından, geniÅŸ bir okur kitlesine hitap edeceÄŸinden hareketle EÅŸ‘arîlik hakkında genel bir bilgilendirme metnini zorunlu kılmaktadır.

Ancak son tahlilde, baÅŸta Ä°bnü’l-Arabî olmak üzere, büyüklerimiz tarafından “Allah’ın adamları”ndan biri olarak nitelenen KuÅŸeyrî’nin tefsirine dikkatlerimizi yöneltmemiz; onun ilminden istifade etmemiz, görevimizdir.

YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.