Sosyal Medya

Kürsü

Affetmek kişinin kendi adına hayır vesilesidir

Resulullah, kendisine büyük haksızlıklar yapan müşriklere karşı kin ve öfke beslememiş, onlar için hayır duada bulunmuştur. Affetmek, insanların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlıyor nefret ise mutsuzluğa, yalnızlaşmaya ve depresyona sebebiyet veriyor.



Allah, evreni ve insanı öyle bir denge üzerine yaratmış ki, bu dengeyi bozmaya kalktığımızda her ÅŸey tersyüz oluyor. Misal; duygularımız bizi insan kılan ve iliÅŸki düzeneÄŸimizi belirleyen yapıtaÅŸlarımızdır. Fakat duyguların kullanımında itidal sınırlarını aÅŸtığımız takdirde hem insani iliÅŸkilerimizde sorun yaÅŸamaya baÅŸlarız hem de can sıkıntısına ve ruhsal buhranlara kapılırız.

Seküler kültürün ÅŸekillendirdiÄŸi fertlerin kin ve nefret duygularını abartılı ÅŸekilde yaÅŸadıklarını görmekteyiz. Neden? Çünkü bu kiÅŸiler ben odaklı yaşıyor ve affetmenin kazanımlarını önemsemiyor, gündelik hayatta ayaklarına basan kiÅŸilerle daha farklı iliÅŸkiler kurma ÅŸansları varken onlar ÅŸiddeti tercih ediyorlar. Oysa affetmek, kalpleri yumuÅŸatır ve insani iliÅŸkilerin kalitesini yükseltir.

Sahabeden Ukbe (r.a) Resulullah’ın kendisine yaptığı tavsiyeleri ÅŸöyle anlatır: “Bir gün Resulullah ile karşılaÅŸtım ve ya o benim elimden veya ben onun elinden tuttum. Buyurdular ki, ‘Ey Ukbe sana dünya ve ahret ehlinin en üstün ahlakından haber vereyim mi, gelmeyene gitmen, vermeye vermen ve sana kötülük edeni affetmendir.’”

Resulullah, kendisine büyük haksızlıklar yapan müÅŸriklere karşı kin ve öfke beslememiÅŸ, onlar için hayır duada bulunmuÅŸtur. Hatırlarsınız Taif’te kalpleri taÅŸlaÅŸmış kiÅŸiler kendisini taÅŸ yaÄŸmuruna tutmuÅŸtu, o ise yüzünden kanlar akarken dahi bu kiÅŸiler için hayır duada bulunmuÅŸtu. Resulullah’ın izinde yürüyen dava adamları da nefislerine dokunan kiÅŸilere karşı nefret beslemediler, tepkilerini ancak Allah’ın dinine zarar getiren kiÅŸilere karşı gösterdiler. Onlar koca yürekli insanlardı, o yüzden küçük meseleleri büyütüp kin ve nefrete kapılmadılar, hata edenin hatasını affedip yüreklerini bütün insanlara açtılar. Onlar kimseye kem söz söylemediler, kalp incitmediler. Ä°nandıkları dava için çalıştılar ve hayatlarına Ä°slam’a adadılar.

Son yıllarda Batılı psikolog ve psikiyatristlerin affetmenin getirdiÄŸi kazanımlardan söz ettiklerini görmekteyiz. Konuyla ilgili araÅŸtırmalar yapılıyor, makaleler hazırlanıyor ve depresyon hastalarına iki ÅŸey kuvvetle tavsiye ediliyor: Ä°nsanların kusurlarını affetmek ve iyilik yapmak… Affetmenin faydaları üzerinde duran Batılı bilim adamları bunu ruhsal tedavinin bir parçası olarak görüyorlar. Psikiyatristler kendilerine haksızlık yapan kiÅŸileri affeden kiÅŸinin kin beslediÄŸi kimse ile bağını kopararak bağımsızlaÅŸacağını söylüyorlar. Affetmek ruhsal iyileÅŸmenin yanında kiÅŸileri kalp hastalıklarına, sinirdim sistemi rahatsızlıklarına ve hormonal rahatsızlıklara karşı da koruyan bir etken olarak görülüyor.

Affetmek, insanların kendilerini daha iyi hissetmelerini saÄŸlıyor nefret ise mutsuzluÄŸa, yalnızlaÅŸmaya ve depresyona sebebiyet veriyor. Bu kiÅŸiler stres kaynaklı kalp sorunlarına, tansiyon, dolaşım ve sindirim sorunlarına karşı hedef haline geliyorlar. Fakat insanlarımıza nefret sevgiden daha sevimli geliyor ve bu ÅŸekilde hem kendilerine hem de karşı tarafa zarar veriyorlar. Ä°nsanlar öç alma hevesiyle hareket edip güç elde edeceklerini düÅŸünüyorlar. Fakat huzur ve sükûnet intikam duygusu ile hareket edenlerin deÄŸil affedenlerin gönüllerine konuyor ve burada hayat buluyor.

EN GÜZEL SÖZ

“Öfkesini yenenler, insanların suçunu bağışlayanlar da cennetliktir. Allah iyilik edenleri sever.” (Âl-i Ä°mrân Sûresi / 134)

Fatma Tuncer / Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.