Sosyal Medya

Ölümün küresel adaletsiz egemen düzenden intikamı

Ölümle gelen eşitlik, tüm ötekileri ve sınıfsal barikatları ezip geçiyor. Dünyanın yaşadığı eşitsizlik felaketini burjuva ve egemenlerin yaşamına taşıyor. Ölümün eşitliği, kapitalizm ve küresel egemen düzenin eşitsizliğine çarparak intikam alıyor.



“Salgınla ilgili korkunç olan ÅŸey, hepimizi birçok açıdan eÅŸitliyor olması”. EÄŸlence dünyasının tepesinde yer alan biri diyor bunu. Burjuva sınıfının ayrıcalıklı steril dünyasında yaÅŸayan insan. Bu burjuva bilinç, her zaman açlık ve salgınla gelen ölümün yoksullar için olduÄŸu yanılsaması içinde yaÅŸar. Ölümden steril bir dünya inÅŸa eder kendisine. Kolay yaklaÅŸamaz onlara sanki! Ölüm, sınıfsaldır yani. Yoksulların açlığında ortaya çıkar. SavaÅŸlarda çoÄŸu alt ve orta sınıfları bulur. Güvenlik yoksunluÄŸunda yine fakirleri yakalar. Duvarlı siteler, kameralar, polisler, korumalar, elektronik sistemler, özel istihbaratlar… Devletin en geliÅŸmiÅŸ güvenlik sistemi de burjuva ve egemenlere amadedir. Ölüm, burjuva sosyolojisinde düÅŸük oranlarda yer alan bir istatistiktir. EÅŸitsizliÄŸi ve ayrıcalığı korur. Ancak koronavirüs bunu alt üst ediyor. Ä°ngiltere’nin kadim krallığının en önemli ikinci adamı Prens Charles’i yakalar, meÅŸhur ve zengin futbolculardan Kevin Durant’ı yakalar, meÅŸhur ve zengin sanatçılardan J. Hopkins’i yakalar. Siyaset, krallık, tüccar, bürokrat, futbol, sanat… Burjuva sınıfıyla örtüÅŸen tepe sınıfın bütün insanları, artık koronanın taşıdığı ölümle diÄŸer insanlarla eÅŸit hale geliyor. Bu virüs, ulus devletlerin sınırlarını tanımamakla kalmıyor, aynı zamanda en büyük toplumsal duvarlar olan sınıfların da sınırlarını tanımıyor. Oldukça eÅŸitlikçi bir ölüm iliÅŸkisi sunuyor! Kapitalizmin burjuva ve egemen sınıflara sunduÄŸu cennetin duvarlarını yerle bir ediyor. Ä°ÅŸçi sınıfının ve ona eÅŸlik eden Marxist ideolojinin yapamadığını yapıyor. Epidemik toplumun yeni sınıfsal durumudur bu. Salgınla gelen kapitalist eÅŸitsizliÄŸi düzleÅŸtirme durumu.
 
Epidemik toplumda devletin bütün kudretiyle eÅŸ güdümlü yürüyen güvenlik konsepti de çöküyor. GüvenliÄŸin klasik duvarları yerinden ediliyor. Ä°nsana her zaman “bilim her ÅŸeyi çözer” biçiminde yapılan telkinler boÅŸa çıkıyor. Paranın her ÅŸeyin üstesinden geleceÄŸi inancı yerle bir oluyor. Göçmenler için yükseltilen duvarlar, harekete geçirilen asker ve polisler iÅŸe yaramıyor. Artık asker ve polisler, belli sayıya dayanan ve mekânları da belli olan kitlelere karşı yürüttükleri güvenlik stratejileriyle çalışamıyorlar. Bütün toplum tehdittir! Epidemik toplum tamamen bir güvenlik haline gelmiÅŸtir. Devletler, hükümetler, polisler, yerel yönetimler bütün toplumu hasta/ salgın görüyor. Bundan dolayı da bütün toplum “düÅŸman” haline geliyor. Bununla baÅŸa çıkmak için bütün toplum kapatılıyor. Topluma kilit vuruluyor. Herkes eve dönüyor. Düne kadar evin ve ailenin sonunu ilan eden modern düzen, bugün herkesi yeniden eve davet ediyor.
 
Güvenlik siyaseti bütün kudret ve cesametiyle yeniden yükseliyor. Thomas Hobbes’ın Leviathan’ı( Tevratta adı geçen ejderha) yeniden sahneye çıkıyor. Toplumsal düzen sert, merkeziyetçi ve otoriter ruhuyla görünüyor. GüvenliÄŸin, düzenin ve ejderhanın en görünürlük dönemi epidemik toplumda meydana geliyor. Düzen, saklandığı yerlerden çıkıyor, karartma durumlarını kaldırıyor, rafine dili terk ediyor. Ä°nsanların korkuları, daha büyük bir korkuyla giderilmeye çalışılıyor.
 
Epidemik toplumla gelen sınıfsallığın ve toplumsallığın alt üst oluÅŸlarına ötekinin alt üst oluÅŸu da ekleniyor. Ötekinin toplumsallığını epeydir kimlik, etnisite, inanç ve cinsiyet üzerinden tartışıyoruz. Modernitenin sınıf ve ulus etrafında oluÅŸturduÄŸu öteki kimliÄŸi, post-moderniteyle cinsiyete, dine, etnisiteye kaymıştı. Türkiye’de bile son 20 yıldır bu ötekiler üzerinde tartışıyoruz. Laik-dinsel, Türk-Kürt, Alevi-Sünni, kadın-erkek öteki kimlikleri…Hem birbirlerini besleyen hem de dışlayan kimlikler, karşıtlık ve çatışma temelinde yürüyor. Epidemik toplumda, ÅŸimdi bütün bunları aÅŸan çok genel bir öteki etrafında birleÅŸiyoruz. Hem ulusal hem de küresel baÄŸlamda ortak öteki ortaya çıkıyor. Korona virüsüdür bu. Artık kendisine karşı tutum aldığımız ve mücadeleye koyulduÄŸumuz ötekimiz etnisite, sınıf, cinsiyet, din deÄŸil. DoÄŸrudan bir virüstür. Bunun etrafında ortak hale geliyoruz. Ona karşı insanı korumak için seferber oluyoruz. Belki de bu salgının en büyük ibret verici yönlerinden birisi de budur! ÇoÄŸul ötekiler içinde birbiriyle kavga eden toplulukları yeniden birleÅŸtirmesi… Artık tehdit, bizim ötekimiz olan kimlikler deÄŸil. Tehdit, hepimizi kuÅŸatan bir virüs.
 
Yeni öteki biyolojik, ürettiÄŸi etki ise sosyolojik. Ölümle gelen eÅŸitlik, tüm ötekileri ve sınıfsal barikatları ezip geçiyor. Dünyanın yaÅŸadığı eÅŸitsizlik felaketini burjuva ve egemenlerin yaÅŸamına taşıyor. Ölümün eÅŸitliÄŸi, kapitalizm ve küresel egemen düzenin eÅŸitsizliÄŸine çarparak intikam alıyor. Allah’ın, “ölçü ve tartıyı doÄŸru yapın” ikazı, yeniden zuhur ediyor!
 
 
Ergün Yıldırım / YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.