Sosyal Medya

Yorum - Analiz

Kenan Alpay: İnönü Kemalizmi Saptırmadı, Sağlamlaştırdı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e milletin sonsuz hürmet duyduğu sıklıkla ifade ediliyor. Peki, Atatürk milletine sonsuz bir hürmet duyar mıydı? Benim bu milletle en küçük bir sorunum, hiçbir sıkıntım yoktur diyor muydu? Anlaşılan Atatürk adına sapmanın 1938’den sonra İnönü eliyle ve sonrasında 27 Mayıs’la birlikte bir silsile haline dönüşen askeri ihtilallerle oluştuğu iddiası yine alıcı bulacak bir miktar. Ancak şu sorunun cevabı önemli değil mi? Atatürk bu ülkeyi neden ölüm döşeğine düşünceye kadar Tek Parti rejimiyle yönetti? Milli Mücadele’nin en önemli simalarının kurduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı ilk fırsatta ve muvazaalı Serbest Fırkayı 90 gün içinde boğma yoluna girdi? Kemalist Cumhuriyet’in halka dayanmak, halk için çalışmak ve halktan meşruiyetini almak gibi bir endişesi yoktu da onun için. Tepeden inmeci bir modernist cumhuriyet modeli diğer ülkelerde ne yaptıysa, nasıl zecri tedbirlere sarıldıysa Kemalist Cumhuriyet de benzerlerini yaptı en son vakte kadar.



Neden Rahmet Okunsun, Nasıl Ortak Değer Olsun?

 

Kenan Alpay - Yeni Akit

Atatürk’ü Atatürkçülerin tekelinden kurtarmak” ÅŸeklinde özetlenebilecek milli bir strateji yürürlüğe sokulmuÅŸ durumda. Bu söylem ve gayretin ne kadar doÄŸru, tutarlı ve faydalı olduÄŸuna iliÅŸkin birkaç itirazı dışında pek bir ÅŸey yansımadı kamuoyuna. Medyada Ortodoks Kemalistlerin ve onlarla bitiÅŸik nizam hareket eden sol-sosyalist çevrelerin alaycı yaklaşımlarını bir kenara bırakırsak ciddi bir eleÅŸtiri hatta kapsamlı bir şüphe dahi dile getirilemedi. Bu eleÅŸtiri ve tereddütlerin ifade edilememiÅŸ olması yokluÄŸu anlamına gelmiyor şüphesiz.

Atatürk’ü Atatürkçülükten, Mustafa Kemal’i Kemalizm’den ayrıştırma gayretleri yeni deÄŸil ama kabul edilmeli ki içinde yoÄŸun bir korku barındıran çıkış yolu arayışlarıydı. Atatürk çok iyiydi, çok güzeldi de çevresi ve yolundan gidenler mi Atatürkçülüğü tahrip edip kirlettiler? Despotik sapma, askeri darbeci karakter ve topluma karşı sergilenen zulümler 1938’de onun ölümüyle mi baÅŸladı? Ä°yimserliÄŸe, gönül bağışlamaya ve uzlaÅŸma arayışlarına itiraz edemeyiz ama tarihi yeniden yazmak ne akla ve mantığa uyar ne de siyasal ve toplumsal hayatın adalet üzerinde inÅŸa edilmesine hizmet eder. Siyasal iradenin niyetini, buradan ulaÅŸmak istediÄŸi hedefi, bu açılımın sürdürülebilirliÄŸini bir tarafa koyarak gücümüz yettiÄŸince hakikati konuÅŸmaya mecburuz. Ne kadar iyi niyetli olursa olsun hakikatin üstünü ÅŸu veya bu gerekçeyle örtmenin bedelleri hep ağır olmuÅŸtur çünkü.

Atatürkçülük Tahrif mi Edildi?

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e milletin sonsuz hürmet duyduÄŸu sıklıkla ifade ediliyor. Peki, Atatürk milletine sonsuz bir hürmet duyar mıydı? Benim bu milletle en küçük bir sorunum, hiçbir sıkıntım yoktur diyor muydu? Anlaşılan Atatürk adına sapmanın 1938’den sonra Ä°nönü eliyle ve sonrasında 27 Mayıs’la birlikte bir silsile haline dönüşen askeri ihtilallerle oluÅŸtuÄŸu iddiası yine alıcı bulacak bir miktar. Ancak ÅŸu sorunun cevabı önemli deÄŸil mi? Atatürk bu ülkeyi neden ölüm döşeÄŸine düşünceye kadar Tek Parti rejimiyle yönetti? Milli Mücadele’nin en önemli simalarının kurduÄŸu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı ilk fırsatta ve muvazaalı Serbest Fırkayı 90 gün içinde boÄŸma yoluna girdi? Kemalist Cumhuriyet’in halka dayanmak, halk için çalışmak ve halktan meÅŸruiyetini almak gibi bir endiÅŸesi yoktu da onun için. Tepeden inmeci bir modernist cumhuriyet modeli diÄŸer ülkelerde ne yaptıysa, nasıl zecri tedbirlere sarıldıysa Kemalist Cumhuriyet de benzerlerini yaptı en son vakte kadar.

Mustafa Kemal’i siyasal bir kararla tartışma konusu olmaktan çıkarmak ve bütün bir toplum için ortak deÄŸer haline getirmek kimileri için çok hoÅŸ bir proje olarak hızlıca sahiplenildi. Tarihten seçici birtakım modeller oluÅŸturmaya heves etmek sıklıkla görülen bir ÅŸey olsa da genellikle iflasa sürüklenmesi fazla zaman almaz. Mesela Mustafa Kemal’in askeri baÅŸarılarını, ülkenin bekası yolunda sergilediÄŸi tavırlarını daha fazla nazara vererek toplumun kaderi üzerinde oynadığı yıkıcı rolleri nasıl gözlerden kaçırılacak? Ãœstelik bu iÅŸi yıkılan, yaÄŸma edilen bir medeniyeti ihya etme iddiasıyla yola çıkanların yapabilmesi mucize üstü bir iÅŸ olacaÄŸa benziyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk tamlaması bir kurtuluÅŸ reçetesi olarak neÅŸeyle telaffuz edenlere hatırlatalım: Ä°smet Ä°nönü, Savuma Bakanı olduÄŸu dönemde Fevzi Çakmak’a “Mustafa Kemal’e gazilik tevcih edelim” önerisinde bulununca Çakmak “erken” diye reddeder, bu tevcih dört ay sonra karşılanır. Mustafa isminden hiç hoÅŸlanmazdı, Kemal’i bırakıp Kamal olarak deÄŸiÅŸtirdi adını. Son olarak Atatürk adını da millet veya Meclis vermedi, kendi seçti ve kendi verdirtti. Bunlar teferruat kabilinden ÅŸeyler gibi görülebilir ama perspektifi ve iÅŸ yapma tarzını gösterir.

Bu mu Şükran Duyacağız Ulu Önder?

Türkçe Ezan ve Türkçe ibadet dayatması bizzat Atatürk’ün emriyle, mahkeme dayatması ve jandarma dipçiÄŸiyle devreye sokulmuÅŸ bir despotizm örneÄŸidir. Harf Ä°nkılabı veya Åžapka Devrimi adına sergilenen modern barbarlıkların doÄŸrudan sorumlusu olan kiÅŸi henüz 1926’dan itibaren ülkenin hemen yerine anıt heykellerini diktirmek üzere emir ve talimatla projeler yaptırmıştır. Küçük bir adli olaya karşı sergilediÄŸi tavır Org.Mustafa MuÄŸlalı komutasında kurdurduÄŸu Ä°stiklal Mahkemeleri’ne “Menemen’i yakın” emrini ulaÅŸtırmak olmuÅŸtur. 

Ali Şükrü Bey’in suikastla ortadan katledildiÄŸi günlerden Åžeyh Said ve Dersimhadiselerine kadar yaÅŸanan derin acılara, Türk Tarih TeziVatandaÅŸ Türkçe KonuÅŸ kampanyalarına, ırkçı ve militer resmi bayram geçitleriyle dayatılan seküler hayat modeline deÄŸin hemen her ÅŸey ortada. Minnet duyulması istenen, şükran ifade edilmesi beklenen bu icraatlar mı? Bu acıları yaÅŸattığı, toplumun Ä°slami kimliÄŸine, etnik vasıflarına Türkçü-Atatürkçü bir deli gömleÄŸi giydirmek üzere devletin tüm imkânlarını seferber ettiÄŸi için mi rahmet okumamız isteniyor? Yaklaşık 100 senedir bütün bir toplum saygı duruÅŸuna mecbur kılınmamış, siyasal ve ideolojik sadakate mahkum edilmemiÅŸ gibi bir iÅŸaretle saygı, sevgi ve rahmet duygularıyla dolup taÅŸmamız bekleniyor. Tuhaf bir biçimde bizden özenle seçilmiÅŸ birkaç hamasi olay dışında her ÅŸeyi unutmamız, hiçbir hesabın peÅŸine düşmememiz ve tüm iddialarımızdan vaz geçmemiz bekleniyor. Tüm kiÅŸilik ve kimlik haklarımızdan soyutlanarak teslim olmaya davet eden bu teklife hiç tereddüt etmeden yüksek sesle hayır diyeceÄŸiz elbette.

Kimse kusura bakmasın; CHP’yle, MHP’yle, Vatan Partisi’yle, Meral AkÅŸenertakımıyla, TÃœSÄ°AD’la, askeri cuntalarla, Emin ÇölaÅŸanlarla Atatürkçülük yarışına girmem, giremem. Dileyen istediÄŸi modelde Atatürkçü olsun, nasıl iÅŸine geliyorsa öyle Atatürkçülük yapsın. Kimselerin elinden Atatürk’ünü, Atatürkçülüğünü almaya hevesim yok, sahiplerine mübarek olsun. Ancak ÅŸu ya da bu Atatürkçülük modelleri arasında seçim yapmaya kimseyi zorlamanın da âlemi yok. Milliyetçi, ulusalcı ve Atatürkçülük dozu artırılmış siyasetin, medyanın, yargının, akademinin bu ülkeye ne gibi musibet ve belalar getirdiÄŸi hiç kimseye sır deÄŸil.

Lamı cimi yok; Atatürk demek Tek Parti ve faÅŸist rejimleri model alan Åžeflik rejimi demektir. Ä°slami deÄŸer ve sembolleri kamusal alandan arındırarak seküler bir toplum ve ülke inÅŸa etmek üzere devletin topluma karşı zorbalıkla iÅŸ görmesi demektir. Tarihi hakikatlere, toplumsal gerçeklere sadakat olmadan barış ve bütünleÅŸme niyeti basit bir hayal olur ancak. Zulme ve zalimlere meyletmek yazmaz ki bizim Kitabımızda! Bu yüzden türedi ‘ortak deÄŸer’e rahmet okuma teklifinizi kabul etmem, edemem.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.