Makale
aynı babanın evladıyız ama birbirimizi kuyulara atmaktan çekinmedik!
"yusuf’un kardeÅŸleri gibi olduk dostum… aynı babanın evladıyız ama birbirimizi kuyulara atmaktan çekinmedik!"
“kara kadının oÄŸlu, sen bu iÅŸten anlamazsın!”
duyduÄŸunuzda yürek burkan, iç yakan, adamın nefesini kesen bir söz…
bu söz, sadece bir adamı deÄŸil; bir ümmeti hasta etti…
tıpkı yusuf’u kardeÅŸlerinin kıskançlığıyla kuyuya atanlar gibi.
baba bir, ama anne farklı…
peki biz? resul bir, kitap bir, kıble bir; ama yürekler parçalanmış!
kardeÅŸleri demiÅŸti ki:
“yusuf ve öz kardeÅŸi babamıza bizden daha sevgilidir.
oysa biz bir cemaatiz. babamız açık bir yanılgı içinde.”
şimdi ne okuduk biz? neye benziyor bu sözler?
“biz çoÄŸuz, güçlüyüz. biz cemaatiz, biz halkız, biz hak mezhebiz…”
“o öteki, o azınlık, o sapkın, o yanlış…”
ve yusuflar hep kuyuda…
ve kardeşler hep çokluklarının sarhoşluğunda.
tarih boyunca ümmetin içine düşürüldüğü ayrışmaların en yakıcısıdır şii-sünni ayrılığı.
bir kan davası gibi taşınmış nesilden nesile.
halbuki ehl-i beyt, resul'ün hanesidir.
hazreti ali, onun kardeşi, damadı, yol arkadaşıdır.
hazreti ebubekir, sadakatiyle,
hazreti ömer adaletiyle,
hazreti osman hayâsıyla örnek olmuÅŸtur.
ama biz, onları birleştiren resul'ün mirasını parçalayarak taşıdık.
sıffin’de kardeÅŸ kanı aktı; kerbelâ’da yürek daÄŸlandı.
cemel’de ümmet birbirine ok çekti, nahrevan’da ah!
sorma dostum, bu ümmet ne zaman “biz” olduysa,
bir ötekisini de kuyuda unuttu…
ne zaman çoÄŸaldıysa, parçalanmayı da beraberinde getirdi…
ne zaman “cemaatiz” dedi, adalet terazisi ÅŸaÅŸtı.
tıpkı yahudilerin ismail’i dışlarken sadece ishak üzerinden baÄŸ kurmaları gibi... sebep? İshak “özgür kadının oÄŸlu”
ismail’i “kara, köle kadının oÄŸlu” diyerek, Allah’ın seçtiÄŸi bir nebiyi kabul etmemiÅŸlerdi…
işte o vakit ırkçılığın, nesepçiliğin, soy sop kibrinin fitnesi sarmıştı yeryüzünü.
ve bil ki: ırkçılığın ilk fısıltısı iblis’ten gelmiÅŸtir.
“ben ondan üstünüm, ben ateÅŸten, o çamurdan yaratıldı”
bu cümleyi her kim farklı bir dille tekrar ederse –ister mezhep adına, ister kavim, ister renk
iblis’in diliyle konuÅŸmuÅŸ olur.
onu içindir iÅŸte, hazreti peygamber’in azarı hâlâ kulaklarımızda yankılanmalı:
“sende cahiliye kalıntıları var ey ebu zer! insanları anneleri üzerinden mi yargılıyorsun?”
tekasür suresi’ni hatırla:
“mal çokluÄŸu ile övünmek sizi o kadar oyaladı ki mezarlara kadar vardınız.”
bugün mezheplerle, cemaatlerle, sayılarla övünenlerin de,
toprak altında eşitleninceye kadar süren bir gafletin içindeler aslında.
dostum, ulus devletlerin de dâhil olduÄŸu bu modern tufanda
"millet" kelimesi kur’ani anlamından uzaklaÅŸtırıldı.
artık “millet” bir dinin deÄŸil; bir ırkın, bir dilin, bir ulusun taşıyıcısı gibi sunuluyor.
oysa kur’an der ki: “ibrahim’in milleti…”
bu millet, ırka değil; takvaya dayalı bir topluluktur.
o yüzden deriz ya:
zulüm kimden gelirse gelsin karşı dururuz; mazlum kim olursa olsun, yanında dururuz.
bu; tevhid aklının adaletidir, soy aklının değil!
ey dost!
şii olan da sünni olan da,
türk, kürt, arap, acem olan da,
Allah katında ne sayısınca,
ne rengine göre üstün deÄŸil…
“en üstününüz, Allah’tan en çok sakınanızdır.”
ne mezhebinin çokluÄŸu, ne kavminin şöhreti… ne tarihinin gururu,
ne ÅŸecerenin dalları… istersen peygamber torunlarından seyyidlerden ol!
Allah’tan uzaksa, hepsi çöptür.
Allah’a yakınsa, hepsi birer rahmettir.
bir gün yusuflar kuyudan çıkar dostum… valla!
ama önce kardeşler pişman olmalı.
yoksa her mezhep kuyusunda bir yusuf kaybederiz.
her milliyetçilik uğruna bir değerimizi yitiririz.
her “biz” dememiz, bir “öteki”yi yok sayar.
gelin, yeniden ibrahim’in milleti olalım…
doğuştan değil, duruştan bir ümmet inşa edelim.
"sahi şimdi, siz ehli sünnet misiniz, şii misiniz? hele bi söyleyin.
ama bak söyleyeyim israil için ne olduğunuzun önemi yok; gazze'de de, iran'da da yaptığı katliamın sünni veya şii olduğunuz için değil
müslüman olduğunuzu bildiğindendir..."
ökkeş sözü aldı
kadim sunni - şii kavgasını bırakın demek, kardeşsiniz demek hayal, biliyorum. zorlamaya gerek yok!
ama İslam'ın düşmanlarına karşı ihtilafları bırakıp taraf ve birlik olmak dinî, ahlaki ve siyasi bir gerekliliktir
dedi ve sustu..
paylaşmaya değer gördüğünüz yazılarımın dilediği kısmı dahil dostlarınıza ikrama açıktır.
bir gönle daha temas etmek iyidir. valla!
Mustafa akmeÅŸe
Haziran 21, 2025 Cumartesi 16:40
vesselam rumuzlu kardeşim, katkılarınız ve dönüşünüz memnun etti.tsk ederim.cesaret verdiniz..
Vesselam
Haziran 20, 2025 Cuma 21:55
Mevcut şartlarda hassas bir dönemde ilaç gibi gelen yazı oldu... Etnik kimlikli kibir Mezheb merkezli takva Grub üstencilikli rekabet Ve tarikat öncelikli cennete girişlerin olduğu bir atmosferde aynı havayı soluyoruz. Soluyoruz solumasına da aynı ciğere mi temas ediyor ? Bir nefes bir ilaç gibi sağolasın var olasın. Kalemine sağlık muhabbetle