Makale
Ruhlar yeÅŸerirken!
Toprağı çorak, deresi kurumuş, umudu tükenmiş olanların hiç anlayamayacağı, bilemeyeceği, göremeyeceği ve bu yüzden de umursamayacağı, dönüp bakmayacağı bir mevzudur, bir ruhun yeniden yeşermeye başlaması.
Fıtrat denilen olguyu işitmemiş, bilmeyen, aslına ilişkin fikri olmayanlar, ruhun yeniden yeşermesini anlayamazlar. Zira dirilmemek üzere öldürüldü, derinlerin derinlerine gömüldü zannettikleri ruh; bir yerlerinde henüz kurumamış, ölmemiş fıtrat tohumunun çatlamasıyla; içerisindeki manaların yeşerip, boy vermesiyle, yeniden hayat bulmaya, yeşermeye başlamıştır.
Bu tohum, hamurun içerisindeki maya gibidir, hiç kimsenin şüphesi olmasın, varoluş zamanı kadar kadim bu maya, bu zamanın hamurunu da mayalayacaktır. Kabukları bin kat zırhla kaplanmış, asla kırılmaz, delinmez, çatlamaz zannedilen ruhlara sahip olanların zanlarına rağmen, fıtrat, bu kabuğu yarıp çıkmaya başlamıştır, zira manası budur.
Aynı yeni bir doÄŸum gibi. Kanalda uyanmış ve farkına varmış birinin ilk duyguları; karanlık, dar geçit ve sancılar olacaktır. Ancak farkındalık, fıtratın boy atan yeÅŸilliÄŸine özdeÅŸ olunca, bilinç bunun bir doÄŸum olduÄŸu gerçeÄŸinden şüphe duymayacağı için, sancılar travma oluÅŸturmayacak, en fazla nasıl bir dünyaya doÄŸulacağı merakı ve heyecanı hâkim olacaktır.
Birisi söylemiÅŸti, benzer duygulara sahip olan... Üç-beÅŸ yıl öncesinde "çok daha fazla ÅŸey biliyor ve çok daha fazla cesurca konuÅŸuyordum". Åžu anda hepsini unuttum ve sadece ne kadar aciz olduÄŸumu öğrendim. Bu bilgi bana, fıtratın yardığı kabuÄŸun ötesindeki dünyada, yani doÄŸacağım yeni âlemde, ruhun yeniden yeÅŸerdiÄŸi yerde; bilmenin, bulmanın, yapabilmenin, olmanın sahicisine ulaÅŸmak imkânını elde edebileceÄŸimi haykırıyor... Yani mahza umudu ve gücü.
Artık oyun parklarının, oyun çocuklarının ve onların mevzularının dedikodularının ne dinlemeye ne de yapmaya; hevesimiz, niyetimiz ve takatimiz yok, oyun ne kadar büyük ve karmaşık olsa bile.
Fıtrat, kabuÄŸu yarıp, manaları ayan edince; ruha su yürüyüp, yeniden yeÅŸermeye yüz tutunca; yâkin hâsıl olup, hakikatle yüzleÅŸmeye baÅŸlayınca; her ÅŸey asli kıymeti ile tebarüz ediyor ve az bir bahaya talip olanlarla iÅŸi kalmıyor, insanın.
Dediğim gibi, bu mevzu ancak; toprağı müsmir, ırmağı denize doğru akan, havası diriltici, umudu gümrah olanların anlayacağı, ilgileneceği ve dirileceği bir mevzudur; fakat mezar-ı müteharrikler için asla. Zira ölüler görmezler, işitmezler...
Murat Sayımlar
Henüz yorum yapılmamış.