Sosyal Medya

Makale

Mabed Dindarlığı

Din, hayatın her alanına iliÅŸkin mesajlar-hükümler sunan bir ilâhi kanunlar manzumesidir.

Mabet dindarlığı, dini daraltmak olarak tezahür ediyor.

Zaten İslami literatürde mabet, mescid kavramıyla ifade edilir ki yeryüzü de bir inanan kimse için mescittir.

Yeryüzü yaşam alanı, saha, sahne olarak sunulmuş ve her ne yapacaksak buna dair ilahi bir öğreti va'z edilmiştir.

Hicr 99. Ayet bunu ayan beyan ifade buyurur: "Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et (her işinde Allah'ı dikkate al).

Mabed dindarlığında ise çok dar kapsamlı, küçük çaplı birtakım ayinler ritüeller ifa edilir ve görev biter.

Mabed dindarlığı mabedin içinde başlayan, mabedin içinde biten bir ritüeller uygulamasıdır.

Mabet dindarlığının mensubu dindarın;

Ticaretine,

Alışverişine,

Nişanına,

EvliliÄŸine,

Düğününe,

Boşanmasına,

Mirasına,

Vasiyetine,

YiyeceÄŸine,

İçeceğine,

EÄŸlencesine,

Tatiline,

Kılık kıyafetine, din hiçbir şekilde karışmaz-karışamaz.

Din, mabed dindarının;

Zamanına,

Hayat programına,

Kazanmasına,

Harcamasına, karışmaz-karışamaz.

Din, dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelere karışmaz.

Mabet dindarının, doğrunun, hak-hakikatin toplumda hayat tarzı olması için hiçbir katkısı yoktur.

Mabet dindarı bütün işlerini mabette, mabedin içinde hallettiği için din onun

EÄŸitimine,

Talimine karışmaz.

İmarına,

ÅžehirleÅŸmesine,

Yerleşke kurmasına kesinlikle müdahale etmez.

Hatta toplumsal hayat içerisinde

Siyasete,

Ekonomiye,

Sosyal hayata,

Aile düzenine,

Hukuki uygulamalara, cezai müeyyidelere, suçun nasıl karşılık bulması gerektiğine din asla karışmaz-karışamaz.

Bu bağlamda mabet dindarı Medokrat, yani nemelazımcıdır.

Mabed dindarı dini mabede Winziplemiş bir şuursuz müntesiptir.

Tabii bu tip ideolojiler için de harika bir muhatap ve güdülmesi çok kolay potansiyel bir kitledir.

Sıkıştırılmış kişilik, dini de sıkıştırmış ve kendisi de köşeye sıkışmıştır. Haliyle hayatına hükmeden şer-eşkıya "egemen sistemler ve rejimler" tarafından da aldatılmış, kandırılmıştır. Dindarımız, mabed içerisinde görevlerini yaptığını, işi hallettiğini-bitirdiğini sanarak şeytani bir tuzağa düşmüş-düşürülmüştür.

Teoride mensubu olduğu, tüm hayatı kuşatan, gerçeklik/din açısından son derece yanlış bir yerde durmuş ve konumlanmıştır.

Dindarımız, dini daraltmış, dini tüm hayatına hakim kılmamış ve varlığı ile yokluğu arasında bir fark kalmamıştır.

YASİN AYDOĞAN

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.