Sosyal Medya

Makale

Koridor Kavalcılığı

Kubbealtı mecnunlarından bir dostum, ayaküstü kâğıt bardaklarda çayımızı yudumlarken anlattı ve sordu.

Eskiden sohbet ederken, o toplantılara iştirak eden bir kadın vardı. Uzundur görmüyordum, geçenlerde tesadüfen karşılaştık. Hoşbeşten sonra felsefe derslerine katılıyorum dedi. Sonradan bu mevzu üzerinde epeyce düşündüm. İnsan neyi, neden öğrenmek ister diye.

Meselenin yüreğinden, ciğerinden, ruhundan bir şeyler öğrendi mi, artık oradan yürüyüp gitmek gerekmez mi? O yol hem götürendir hem ulaştırandır hem öğretendir. Fakat ruhundan öğrendiklerimiz bile bir yola sokmuyorsa, bunun altındaki nedeni anlamak mecbur olmaktadır.

Bir arkadaÅŸ görmüştüm, abdest alıyordu, sonra vesveseye kapılıyor, olmadı diyor ve tekrar alıyordu. Bazen bu durum saatlerce sürüyordu. Bir keresinde biz namazı kılıp camiden çıktık, baktık o hâlâ abdesti oldurmaya çalışıyordu. Bununla bir benzerlik kurulabilir mi acaba? Meselenin, bilginin, hakikate ulaÅŸtırmak, ameli ve hali inÅŸa etmek fonksiyonundan uzaklaÅŸtırılıp; mükemmel abdest vesvesesine benzer bir biçimde, fonksiyonsuz ve bilinçsiz bir amaçla, sadece elde edilmek amacına sahip kılınması olabilir mi?

Bu halde ortaya, bir şeye ihtiyacı olduğunun farkında olan fakat bunun ne olduğunu bilmeyen birisinin, kırk bin çeşit ürünün olduğu bir markete girmesine benzer bir durum çıkacaktır. Artık bütün raflardaki her ürüne tek tek bakıp, bu mudur diye hepsi üzerinde düşünüp, mülahaza geliştirmesi gerekecektir. Bu durumun oluşturacağı en tehlikeli yan etki ise, bir müddet sonra ihtiyacı olan bir şeyi bulmak amacının yok olup, sadece marketin koridorlarında dolaşarak, raflardaki bütün ürünleri kontrol etmenin amaç edinilmesi olacaktır.

Gözümün önüne komik bir tablo geliyor. Bunu fark eden market sahipleri yeni bir hizmeti devreye sokuyorlar. Kavalcılar koridorlarda dolaşıyorlar ve çaldıkları müziÄŸin ritmini beÄŸenenler de onların peÅŸine takılıyor ve onun kavalının refakatinde koridor turlarını sürdürüyorlar. Bu arada çapraz koridordan gelen baÅŸka bir kavalcının müziÄŸinin ritmi hoÅŸuna giderse, artık onun peÅŸindeki kafileye dâhil oluyorlar. Böylece eksenini ve bilincini kaybetmiÅŸ ya da bulamamış olanlar, turlarını sıkılmadan devam ettirebiliyorlar. Kavalcılara tur başına ödenecek cüzi ücretler ise turlara deÄŸer kazandırmak için icat edilmiÅŸ baÅŸarılı bir psikolojik unsur oluyor.

Bana sorsalar, bu turların ismini; hedefsiz tüketim turları koyardım. Sloganı ise; "ürünleri incelemek güçtür" olarak belirlerdim. Sen ne diyorsun bu duruma diye sordu.

Valla sen çalmayı, oynamayı birlikte yapabildiğin için bana bir şey kalmadı anlattıklarından da bir şeyi merak ettim. Meselenin ciğerinden, ruhundan öğrenip, sonra da yola girilmeyen bilgiler senin sohbetlerinde mi veriliyordu?

Bu soruyu soran sen olmasan diyeceğim farklı olurdu fakat sen olunca boynum bükük. Herkesin Rabbi olan Allah, her birisinin bir yola soktuğu ve o yolun hakikate götüren yollara bağlanıp, ulandığı bilgilere haiz bir kitap indirmiş. İşte o kitaptaki bilgilerden bahsettim. Zaten iki tane seçenek söz konusudur. Ya bu kitap gereğince Rabbaniler olmaya davet edersin, ya da küçük ücretler karşılığında koridor kavalcılığı yaparsın.

Ben ne diyeyim. Bu hususta söylenecek fazla bir ÅŸey yok. EÄŸer maksat hakikati bulmak, bu çerçevede bir hayat inÅŸa edip, yaÅŸamaksa; niyet de baÄŸlam da yol da usul de erkân da bilgi kadar önemlidir. Hatta bilgiyi elde etmek bunlarla anlamlı ve önemlidir. 

Çaylar soğudu, sohbetin keyfi kalmadı. Zaten karton bardakta, köşe başında, tek ayak üzerinde konuşmakta çok keyifli bir şey değildi!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.