Sosyal Medya

Makale

Ben şu anda ne yapıyorum ya da ne yapmıyorum?

İnsan uyku ve ölüm dışında mutlaka bir şey yapıyor ya da yapmıyor. Bu varoluşsal bir sabite olarak aklı olan, iradesini kullanabilen her insan teki için yeryüzündeki görev ve sorumluluklarımıza denk gelen bir olgudur. Bu durumda; bilmemiz, isimleri öğrenmemiz, şeylere yüklediğimiz anlamlar, tariflerimiz neyi içermektedir? Afakımızda ve enfüsümüzde neler oluyor? Her anım da nefsimin takvası ve fücuru neye tekabül ediyor?

Her hâl ve şart karşısında, her durumda bir şey, bir şeyler yapıyorum. O halde büyük soru şu olmalı değil mi? Ben şu anda ne yapıyorum?

Bir yazı yazıyorum, neden?

Çok önemli konuları kapsayan yoğun ve büyük okumalar sonrası, çekimini tamamladığım görüntüyü, sosyal medyada yayına vereceğim, neden?

Uluslararası ilişkiler yazarı olarak, çok güçlü bilgi ve belgelere dayanan bir araştırmamın sunumunu yapacağım, neden?

Her gün en az bir kitap, onlarca yazarın günlük, haftalık yazılarını okuyorum, neden?

Bir grup arkadaşla bazı konular üzerinde müzakere yaptım, neden?

Bir mecliste uluslararası mevzularda oradakilerle tartıştım, neden?

Çok sevdiğim eski bir arkadaşımla uzun yıllardır konuşmuyorum, neden?

Uzun yıllar küs olduğum amcamı ziyaret ettim, elini öpüp halleştim, neden?

Bulunduğum ülkeyi yönetmeye talip olarak siyasi bir parti kurdum, neden?

Bulunduğum şehirde mesele edindiğim, sorun gördüğüm mevzulardan hareketle bir vakıf, bir dernek kurdum, neden?

Şu anda bulunduğum mekânda oturuyorum, neden?

Ezan sesini duydum, namaza gidiyorum, neden?

Yolda karşılaştığım insanlara selam veriyorum, bir hasta ziyaret ediyorum, neden?

Elindeki çöpü sokağa atan amcayı uyarıyorum, etrafı taciz eden bir genci sakin olmaya davet ediyorum, neden?

Üç kişinin aralarına alıp patakladıkları adamı onlardan kurtarmak için müdahale etmem gerektiğine inanıyorum ve fakat üzülerek oradan uzaklaşıyorum, neden?

Bir cephede, bir kavgada karşımdakini bertaraf etmek için silahın tetiğine basıyorum, neden?

Çok yoğun olarak haber ve yorum yazıları okuyor, programları izliyorum neden?

Çok bilen, sevilen, sayılan biri olarak sürekli etrafımdakilere bir şeyler anlatıyorum, neden?

Hafta sonu yaşadığım şehrin takımının komşu şehir takımıyla oynayacağı maça gideceğim, neden?

Caddede karşılaştığım dilenciye cebimdeki en küçük parayı verdim ya da vermedim, neden?

İçinde bulunduğu sorununu bana açmakta çok zorlanan komşuma zar zor talep ettiği konuda infakta bulundum ya da bulunmadım, neden?

Her gün akraba ziyaretleri yapıyorum ya da yapmıyorum neden?

Her gün komşu ziyaretleri yapıyorum ya da yapmıyorum, neden?

Aslında yukarıda yazılanların ne kadar sıradan gibi durduğunun farkındayım. Zira ciltler dolusu yazılsa da yapılanların sonunu getiremeyeceğimi biliyorum. Yani her insan ölü ya da uykuda değilse mutlaka bir şeyler yapıyor. Bir şeyler yapmıyor ise de yapması gerektiği halde yapmıyor demektir. Evde yangın çıkmış ve ben bir şey yapmayacağım derse yapması gerekeni yapmamış olacak yani, ya evinin, eviyle birlikte kendisinin yanmasını yapmış olacak…

Çok fazla şey biliyor, çok fazla şey yaşıyor ve fakat ne bildiğimizin ne de yaşadıklarımızın ne olup olmadığının farkında olmayarak tüketiyoruz anlarımızı ve kendimizi. Çok yaygın bir israfın ve elbette israf olmakla birlikte ifsadın maruzlarıyız. Afakta ve enfüste ne olup bittiği ve gittiğinin açık bilgisi; nefislerimize ilham edilen takva ve fücur ile tebeyyün etmesiyle ortaya çıkacaktır.

Özetle çok bilmenin ötesinde neyi, neleri bilmek, her şeyi yapmak yerine neyi, niçin nereye kadar yapmak temel öneme sahip olsa gerek ki anlarımda bir şeyleri üretiyor, imar ediyor muyum yoksa bir şeyleri tüketiyor, bozuyor muyum?

Ben şu anda ne yapıyorum?

2 Yorum

  1. GEREKSİZ...

    Ocak 14, 2025 Salı 10:29

    İş, eğlence, ibadet, tartışma ya da bir diğer günlük eylem olsun, her insanın yaptığı şeyler belli bir niyet ve amaç barındırır. Ancak bu amaçların çoğu zaman yüzeysel ya da farkında olunmadan belirlenmesi, bireyi kendi eylemlerine yabancılaştırabilir. “Neden?” sorusunun ardındaki çııkmazlar, bu yabancılaşmayı dışa vurur. Örneğin, bir makale yazmak, sosyal medyada bir paylaşım yapmak ya da bir arkadaşla uzun zamandır konuşmamak şu soruyu doğrurur: “Bunun ardındaki sebep nedir?” Ancak bu soru çoğu zaman yanıtsız kalır. Sorular sormak kadar, bu sorulara cevap aramak da önemlidir. Eğer sorduğumuza yanıt vermiyor, sadece çözülmemiş bir sorgulama bırakıyorsak, bu durum zihinsel bir kaosa neden olabilir. O halde öncelikle şu soruyu soralım: Yaptıklarımızın anlamını belirleyen kriterler nelerdir?..........Yolda bir kişiye selam vermek, bir hasta ziyareti yapmak ya da başka birine yardımcı olmak takva bilincini pratiğe dökmek anlamına gelir. Buna karşın, gereksiz bir tartışmaya girmek veya bilinçsizce kaynakları tüketmek fücur’un bir yansıması olabilir. Burada önemli olan, bireyin her anının bu iki kavram çerçevesinde farkına vararak yaşamasıdır...Bireylerin yaptıkları ya da yapmadıkları her şey, bir şekilde dünyayı şekillendirir. Bu nedenle, “Şu anda ne yapıyorum?” sorusu, bireyin kendi eylemlerini sorgulaması kadar, bu eylemlerin etkisini de anlamasını sağlar.............

  2. Fikri Tüzen

    Ocak 13, 2025 Pazartesi 11:54

    İnsan, kül aklın cüz'isidir. Böyle olunca, ilâhi aklın da cüz'üdür. Allah'ef'âl ve esmâsınca insanda meyil ve fiil imkân dahilinde olması demek gibi cüretli bir söz ortaya konmuş oluyor, ancak ama unutulmaması gereken şey ilk mahluk'un ya da yaratılanın akıl olmadı hakikâti, ardından nefsin yaratılması ve tüm esma ve fiillerin imkânının yaratılmış olan Adem'e verilmesi, haliyle Adem'in de nakısiyetten/günâh ve hatadan beri olamaması, onun bir nedâmet/pişmanlık ve hatasını telâfi imkânını bahş eder. Aklın merkezi kalp olunca, tasviye, tezkiye ve tefekkür elzem olur. İnsan-ı Kâmil, mertebe ve derecesine terfi eder, fenâ âleminden beka âlemine yükselir, İdris-i Nebi, İsa Rasûl ya da Muhammed'inil Mustafa, el-İnsanı temsilen yükselişi ifade eder. Ez cümle natıramızda/ sadr-ı inşirâhımızda var olarak, vizrimiz, nedâmet imkânımızda mevcuddur.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.