Sosyal Medya

Makale

Hayat Bir Dilemmadır...

Dilemma nedir?

Ä°kilem ya da dilemma, ikisi de kesin olarak kabul veya tercih edilemeyen iki olasılıklı bir çeliÅŸki durumunu ifade eder. Ä°nsanı istenmeyen seçeneklerden birini, çoÄŸunlukla iki seçenekten birini izlemeye zorlayan tartışma, sorun veya usa vurma durumu. Bir ikilem, iki olası çözümü olan bir çatışma, sorun veya durumdur. Her köÅŸede insanın karşı karşıya kaldığı tercih durumlarının zeminini oluÅŸturur. Ä°kilem, kaçınılmaz bir durum ve tam bir kararsızlık halinin sebebi olur. Kararsızlığı aÅŸmanın yolu güvenle yola çıkılmasıdır. Fakat yola çıkıştan sonrada bu ikilemler sürekli insanın yakasını bırakmaz… 

Hakikat tabiatı gereği bir dilemmadır.

YaÅŸamın üzerine bina edildiÄŸi hakikatini kendisi de bir ikilemi içinde taşır. Bu ikilemin insan tabiatı ile ve insanın karşı karşıya kaldığı teklif gereÄŸi üzerine aldığı sorumluluÄŸun gereÄŸi olan imtihan olgusunun da katkısıyla kaçınılmazdır. Hakikat, tek boyutlu, tek renkli, tek yönlü bir konumu ihtiva etmez. O hep çok boyutlu, çok renkli ve çok yönlü olmuÅŸtur. Yoksa iyinin en iyisi, güzelin en güzeli gibi temel bir anlama ulaÅŸamayacaktık… 

Ä°nsanın yaratılışının çok yönlü oluÅŸu hakikatin çok yönlü oluÅŸunu ve dilemmayı içinde taşımasının nedenini bize verir. Aslında metafizik bir ilke olarak düÅŸündüÄŸümüzde Yaratıcı ve yaratılmış varlık bize bu ikilemi sunmaktadır. Yani gözlemimiz altında olan idrak ettiÄŸimiz nesne ve olguların her birinin görünen yüzü kadar görünmeyen bir yüze de sahip olduÄŸu tartışılmaz bir gerçekliktir. Bu da bize hakikatin dilemmasının neye tekabül ettiÄŸini de gözlemlememizi saÄŸlar. ÖrneÄŸin; bir aÄŸaç görürüz, dikilir, su verilir, serpilir, gürbüzleÅŸir, dallara ve yapraklara sahip olur. Görünürde bütün bu olup bitenleri neden açısından açıklayabileceÄŸimizi düÅŸünürüz. Hâlbuki daha ilk adımdan itibaren aynı sürece ilahi irade müdahil olmakta ve seyri belirlemektedir. Ä°ki iradenin iç içe varlığının tezahürü bütün varlık katmanlarında bulup idrak etmek imkân dâhilindedir.  Bu yaÅŸam formunun iÅŸleyiÅŸ zeminini de iÅŸaret eder. Ä°lahi irade hep arka fonda iÅŸlevsel olarak dururken insanın gözlem dünyasına farklı nedenler sunularak yaÅŸamın akıp gittiÄŸi hissine kapılması saÄŸlanmaktadır. Bu da insanın ne yapacağının görünmesi baÄŸlamında kendisine sunulan önemli bir sorumluluk durumudur. 

İnsan bir dilemmadır.

Ä°nsanın yaratılışında iyiye ve kötüye olan istidadı onun bir dilemma üzere varlık kazandığını bize gösterecektir. Aynı zamanda kendi sorumluluÄŸunu yerine getirme konusunda kendi iradesine yaslanarak varlık kazanması ve yaÅŸamın kontrolünü saÄŸlayabilmesinin zemini de buraya dayanmaktadır. Her varlık katmanı diÄŸer varlık katmanı ile çok yönlü iliÅŸkiye sahiptir. Bu insanın varlığında da mündemiç olan mümeyyiz bir vasıftır. Ä°nsan bu yüzden bütün dikkatlerini kendisine çeken bir var olma özelliÄŸine sahiptir. Ä°rade ve özgürlüÄŸü tadan insan, yaptıklarının sorumluluÄŸunu üstlenerek yeni yaÅŸam alanları inÅŸa edebilecek bir potansiyeli vardır. Ä°ÅŸte bu potansiyel onu sorumlu kılarken, yaÅŸamı belirgin bir ÅŸekilde etkileme imkânı da sunmaktadır. Ta ki ilahi iradeye takılı kalmaya mahkûm olmasına kadar… Ä°ÅŸte dilemma tam olarak burada devreye girmektedir. EÄŸer meseleyi varlık düzleminde çözüme kavuÅŸturmazsa insan, kafası karışarak ne yapacağına karar veremez bir halde kendisinden beklenmeyen iÅŸlere sürüklenebilir. Ayrıca kiÅŸinin duygusal zeminde de kapılıp tutkuyla yola revan oluÅŸu, bu dilemmayı unutturarak ona müstaÄŸnilik hissi kazandırır. Böylece azgınlaÅŸan bir insan, kendisini yaÅŸamı dilediÄŸi ÅŸekilde biçimlendiren bir irade ve güç sahibi zannederek FiravunlaÅŸabilir. 

Ä°nsanın anlam arayışında da bu durum kendisini gösterir. O yüzden hakikatin dilemması üzerine kafa yorarak kendi dilemmasını çözümleyerek varlık kazandığı zaman kendisine yüklenilen teklife uygun bir hayat yaÅŸama imkânı kazanabilir. Anlam arayışını da doÄŸru ve istikamet üzere temellendirebilir. 

Hayat bir dilemmadır. 

Hayatın varlığı ve onun oluÅŸturduÄŸu koÅŸullar insanı sürekli yeni bir seçime zorlar. Ancak her seçim gönlü diÄŸer bir seçimi de arkada bırakacağı buruk bir ağız tadı da yaÅŸamın kendisi olarak sürekli insana eÅŸlik eder. Ä°nsan, hangi tercihi yaparsa yapsın, olumlu ve olumsuz boyutlarını birlikte yaÅŸar. Olumluyu yaÅŸarken, aklı tercih etmediÄŸi baÅŸka bir tercihe takılı kalarak varlığını idame eder. Evli olursunuz, ancak hep bekâr bir hayatınızın varlığını özlersiniz, bekârsınız, bu seferde evli olaydım kaygısı ile hayatınızı sürdürmek gibi bir psikolojik vasata dayanmaya çalışırsınız. Veya herhangi bir iÅŸ koluna girdiÄŸiniz, seçmediÄŸiniz iÅŸ kolu sürekli zihninizi meÅŸgul edecektir. Tersi bir seçim olsaydı da bu sefer yine tercih etmediÄŸiniz ve bugün tercih ettiÄŸiniz seçenekte asılı kalırdı aklınız… 

Hayatını sürdürürken insan, sürekli yeni dilemmalarla karşı karşıya kalacaktır. Bu onun kaçınamadığı bir hayat gösterisi gibi geliÅŸmektedir. Elini neye atarsa, yönünü neye çevirirse, hatta hangi anlam dünyasına yönelirse fark etmez, yine de geride bıraktığını hep aklının bir köÅŸesinde saklı tutacaktır. Bundan müstaÄŸni olmanın tek ÅŸartı: ÅŸartlanmaktır… Yani neye yönelirsen, ona tutku ile baÄŸlanarak her ÅŸeyi geride bırakacak bir zemini sürekli canlı tutma hali… Bu durumun da tabii ki patolojik oluÅŸumlara neden olduÄŸunu gözlemleriz. Çok makul, sakin, tutarlı bir insanın aniden bambaÅŸka bir insan oluverdiÄŸini gözlemlediÄŸimizde hayretimizden küçük dilimizi yutarız. ‘Ne oldu bu adama ya’ nidası eÅŸliÄŸinde ÅŸaÅŸkınlığımızın içinde tuhaf duygulara kapılırız. Kendimizden korkar hale geliriz. 

Bu durumdan bir kurtuluÅŸ umudu var mı? Hayatı parçacı yaklaşımlara terk etmeden denge üzerinden yaÅŸamı farklı veçheleri ile tatmak ve mümkün mertebe ‘ya o, ya bu’ meselesini aÅŸarak, her olayın olgunun kendi içinde de bir ikilem/dilemma taşıdığını görmeliyiz. O ÅŸeyin tek anlamına takılı kalmak yerine onu da kendi bütünlüÄŸü içinde anlamaya çalışmalı ve dengeyi korumaya devam etmeliyiz. Evet, ‘hem o, hem o’ diyerek varlık sahasında dengeli bir yaÅŸamın varlığını oluÅŸturarak kendi psikolojik vasatımızı saÄŸlıklı bir zeminde inÅŸa edebiliriz. Böylece ani patlamalara gerek kalmayan bir vasatın sahibi de oluruz…

İlişki bir dilemmadır.

Hakikatin, insanın ve hayatın dilemma/ikilem üzere bir tabiata sahip oluÅŸu doÄŸal olarak iliÅŸkide de bu durum öncelikli hale gelir. Ä°liÅŸkinin temel sorusu: ben mi o mu? KiÅŸi, iliÅŸkide kendisini öncelediÄŸi andan itibaren iliÅŸki kurduÄŸuna da kendini önceleme imtiyazı tanımış olur ve böylece çatışma kaçınılmaz olacaktır. Ä°liÅŸki de kendinden çok diÄŸerini öncelemeye baÅŸladığı zaman ise diÄŸeri de kendisinden vazgeçmeyi öÄŸreneceÄŸi için ortada uyumlu bir iliÅŸki türü öne çıkar. Bu kolay bir ÅŸey deÄŸil, her durumda bunu saÄŸlamak doÄŸru da olmayabilir. Bazen kiÅŸi, kendisini tercih edebilir. Kendini tercih etmesinin zemini ise kendisini yanlışa, kötüye ve kendisine yakışmayacak her hangi bir davranışa olan davete yönelik reddi içermektedir. Bu, hayatın denge üzere kendi normal akışını sürdürmesi ve iliÅŸkiyi bu denge üzere kurarak varlığın barış içinde devamını saÄŸlamaya matuf bir olguya dönüÅŸmesine imkân tanımaktır. 

Ä°liÅŸkide öÄŸrenme temel bir baÄŸdır. Her iliÅŸki, kiÅŸiye bir tecrübe kazandırır. Her tecrübe, yeni bir iliÅŸkinin varlığının saÄŸlıklı bir zeminde var olması için bir öngörü saÄŸlar. Bu öngörü ile hareket edildiÄŸinde iliÅŸki, normallik ve meÅŸruiyet kazanarak iliÅŸkinin kendi dilemması içinde anlamlı bir zemin kazanmasına katkı sunar. Ki bu aynı zamanda iliÅŸkinin taraflarını dengede tutar. Bu iliÅŸki ister, insan Allah iliÅŸkisi baÄŸlamında olsun, ister insan ve tabiat iliÅŸkisi baÄŸlamında olsun, ister kiÅŸinin kendi kurucu beni ile kültürel beni arasındaki iliÅŸkide olsun dengede olacağı için hakikatin tecellisine kaynaklık ederek dilemmayı anlamlı bir zeminde tecrübe konusu edinerek onu anlamayı kolaylaÅŸtıracaktır. Bu zaten istenen ve beklenen bir durumu, duruÅŸu iÅŸaret etmelidir.

 Bu dilemmayı kavrayarak hakikate ayarlı bir yaÅŸamı doÄŸru bir ÅŸekilde yaÅŸama imkânı elde edebiliriz. Bu imkân yeni dilemmalarla nasıl bir iliÅŸki kurmamızın dersini verecektir. Hakikatin tecellisi olan insanın yaÅŸamı hayatı zenginleÅŸtirerek hakikatin dokunulabilir bir tecrübeye dönüÅŸmesini saÄŸlayarak insanı huzurlu kılar. Bu huzur hem insan ve hem de kâinat için gerekli ve yeterli bir zemini sunacaktır.

Böylece iliÅŸkilerimizin bu dilemma tabiatını dikkate alarak doÄŸru bir zeminde kurma imkânını bulabiliriz. Allah ile olan bağımızın bu dilemmanın tabiatını dikkate alarak fiziki olarak yapmamız gerekeni yaparak her ÅŸeyi de bu fiziki olana baÄŸlamayarak ilahi yardımı celbede biliriz. Böylece tedbir ile takdir arasında gerilimi dilemma üzerinden çözüme kavuÅŸturarak; yapmamız gerekeni yapmak ve sonucu Allah’ın yardımına baÄŸlayarak varlığımızı çatışmadan barışa taşıma imkânını kazanabiliriz.

Her adımımızda ilahi yardımın varlığını hissetmek ve yapılması gereken çabayı ortaya koymaya devam ederek, kendi bencilliÄŸimizi aÅŸarak varlığın bencilliÄŸini aÅŸmasına zemin oluÅŸturmak, hakikatin dilemmasının kodlarını çözüme kavuÅŸturarak insanın ve hayatın dilemmasının kodlarını da öÄŸrenerek tecrübe konusu edinerek bunu kaleme alarak insanlığa bir armaÄŸan bırakılabilir. Bu insan olmanın temel bir sorumluluÄŸudur. 

 Konu önemli ve derinlemesine ele alınmalıdır…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.