Sosyal Medya

Makale

Bizi Bekleyen Geleceğin Karanlığı...

''...Yani Müslüman şahsiyet, sadece kendisini, dinini savunarak var olmayacaktır, bilakis, bu yeni insansız dünyaya karşı insanlığı savunarak var olacaktır. Bu yüzden İslamsız bir dünya insansız bir dünyaya işaret eder. Bu gerçeği en yüksek perdeden haykırmak ise insan olan her insanın vacibidir...''

Tarihsel olarak bir geleceğimizin varlığı meselesi en önemli sorun alanı olarak ortada durmaktadır. Çünkü geleceğimizi belirleyecek olay, olgu ve düşüncelerin sağlıklı bir şekilde var olduğu bir zemin bulunmamaktadır. Bu zemini yok eden şey; iktidar aygıtlarını elinde tutan gücün geleceğe dair bakışı ve düşünceyi maniple edecek kültürel aygıtları sürekli gündeme taşımaları ve insanların çoğunluğunun meşgul olacağı devasa olayları gündemde tutma çabalarında saklıdır.

SüreklileÅŸtirilerek gündeme taşınan konuların ayartıcı boyutlarını dahi dikkatli bir gözle izlemeyenlerin bu durumun geleceÄŸi belirlemede nasıl bir etkiye sahip olacağı konusunda da bir belirsizliÄŸi taşıması normal hale gelir. OrtadoÄŸu’nun Ä°ran Ä°slam devrimi ile baÅŸlayan süreçte sürekli bir karmaÅŸa ortamına sürüklenmesini dikkatle izlenmesi gereken bir olguya iÅŸaret etmelidir. Ä°ran Irak savaşı, daha sonra Irak’a yönelik müdahaleler. Birinci ve ikinci müdahale ile Irak’ın parçalanması ve Irak üzerinden bölgeyi ateÅŸe atacak fitneni fitilinin ateÅŸlenmesi meselesi; Åžii Sünni çatışması… 

Daha sonra süreklileÅŸtirilerek etrafta olan Ä°slam coÄŸrafyasının her yerinde meydana gelen iç çatışmalar, etnik ayrıştırmalar, mezhebi kaygıların yoÄŸunlaÅŸtırılması, despot yönetimlerin desteklenmesi, halkın bu despot yönetimlere karşı isyan etmesine yönelik teÅŸvikler vesaire… Sürekli dinamik, canlı, atılgan ama enerjiyi boÅŸa harcayacak iÅŸlere yönelerek zamanın tüketilmesi… Çeçenistan, Afganistan, Bosna, Cezayir, Sudan, Pakistan, Tunus, Mısır, Filistin, Suriye ve Türkiye gibi ülkelerde sürekli bir iç çatışmayı körüklemek ve onların ayaÄŸa kalkmasını engelleme çabaları sürgit devam etmektedir.

Ä°ran iki yönlü bir ÅŸekilde kıskaca alınmaya çalışılmıştır. Devrimin geriletilmesi çalışmaları, iç çatışma arayışları, Sünni dünya karşısında güvensizlik ve etrafını sarma politikaları, Ä°ran’ın ise Sünni dünyaya karşı taarruzu, Sünni dünyaya verdiÄŸi güvensizlik ve böylece nifak tamamlanma aÅŸamasına taşınmaya ramak kaldı. Bu arada süreklileÅŸen Ä°ran ambargosu vesaire… 

Bütün bu olup bitenlerin tarafsız bir gözle deÄŸerlendirilmesi ve hem dünyanın hem de Ä°slam dünyasının geleceÄŸi konusunda daha derin tartışmaların yapılması gerektiÄŸi meselesini ciddiye almayı baÅŸarmalıyız. Yoksa ne mi olur? Hala potansiyel olarak Ä°slam’ın dünyanın geleceÄŸinde Müslümanların eliyle oynayacağı rolü kaybeder ve Ä°slam coÄŸrafyası kendi iç çatışmalarında kaybolup gider. Yaklaşık son on yıldır iç çatışmalar ile kaybolan yılları hatırlayın ve hala bu iÅŸler baÅŸlarken bahsedilen otuz yılı dikkate alırsak, kalan yirmi yılın bizi beklediÄŸini düşünelim bir daha… Bu kadar çatışmaların süreklileÅŸtiÄŸi bir zeminde güvenin yeniden tesis edilmesinin zorluÄŸu hesaba katılmalıdır. 

Bu arada cinsiyetsizliÄŸin temel bir parametre gibi dayatılması ve buna dair dökülen paralar. Kültür, sanat ve sinema üzerinden bunun propagandasının yapılması, gen mühendisliÄŸi, biyolojik devrim gibi temel yaklaşımlar, yapay zeka tartışmaları, robot devrinin geldiÄŸi savları beraberinde yeni bir dünyanın habercisi olarak ortada dolanıp durmaktadır. Yalnız, çok dar alanda bu tartışmalar yapılırken, geniÅŸ zeminde bu tartışmaların olmadığı zehabı yaratılmaktadır. Gündeme geldiÄŸinde ise kurgusal bir zemin oluÅŸturularak mevzu deÄŸiÅŸime uÄŸramaktadır. Çok önceleri yazılmış distopyalar bugünü anlatıyor. Bir akıl bu distopyaları gerçekleÅŸtirme arzusunu gerçekleÅŸtirmek üzeredir. 

Ä°slam dünyasının entelektüelleri yeni konvansiyonel emperyalizmi veya kültürel emperyalizmin sınırları konusunda çok geri kalmaktadırlar. Bu meseleleri tartışanlar ise uçuk olarak tanımlanmaktadır. Hâlbuki mesele çok vahim bir noktaya doÄŸru akmaktadır. Buna dur diyecek bir güç eÄŸer oluÅŸturulamazsa çok yakın bir zamanda insan denen bir ÅŸeye rastlamak mümkün olmayacaktır. Ä°nsanı bir akıl tanrılaÅŸtırırken, aynı akıl ötekileÅŸtirdiÄŸi insanı ÅŸeyleÅŸtirerek onu gereksiz, anlamsız ve yük olarak tanımlamaktadır. Ama bunu yaparken nisbi gerçekliklere vurgu yaparak kendi haklılığını ortaya koyma konusunda pervasız davranmaktadır.

Modern özne, cinsiyetsizdir. Öznenin sahip olduÄŸu akıl cinsiyetsizdir. Bu aklın inÅŸa ettiÄŸi birey, toplum ve devlet cinsiyetsizdir. Ayrıca aynı aklın ürettiÄŸi veya yarattığı robot da cinsiyetsizdir. Dolayısıyla bu cinsiyetsizliÄŸin üzerine bina edileceÄŸi bir dünya bizi bekliyor. Çünkü insanlık tarihi boyunca deÄŸer insanı aÅŸkın bir bilgi üzerinden temellendirilmiÅŸtir. EÄŸer eÅŸitliÄŸi ortaya koyar ve bütün varlığı eÅŸ deÄŸer hale getirirseniz, yani farkı ortadan kaldırırsanız, artık deÄŸeri üretecek bir zemin bulamaz hale gelirsiniz. O zaman gücü elinde bulunduran, ÅŸartları oluÅŸturanların ürettiÄŸi deÄŸere tabi olmaktan baÅŸka seçenek kalmayacaktır. Niçe’nin ‘Tanrı öldü’ sözünün gerçek anlamının ‘anlamın yok olduÄŸu’ anlamına geldiÄŸi bilinmektedir. Tam olarak bir kehanet olarak verilen bilginin süreklileÅŸtirilerek anlamın yokluÄŸa tevdi edildiÄŸi bir zemin inÅŸa ediliyor. Fark yoksa deÄŸer yoktur. Bu temel gerçekliÄŸi dikkate alalım… Osmanlı’ya ‘gavura gavur denmeyecek’ ilkesini dayatan akıl, geleceÄŸi tanzim ederken, Zeus olma hayalini kurmaktadır. Bu hayali boÅŸa çıkartacak olan Fravunlara karşı çıkan dinin bugünkü müntesiplerinin devre dışı bırakılması ÅŸarttır. Bunun altyapı hazırlıkları tamamlanmak üzeredir. 

Ä°slamcılığın modernliÄŸin en büyük muhalifi olduÄŸu bilinmektedir. Bu muhalefeti yok etmenin bin bir türünü harekete geçirdiler. Ve ÅŸu an Ä°slamcıyım diyene ‘deli’ gözüyle bakılmaktadır.Ayrıntılar yüzünden kavgaya tutuÅŸan, ayrışmayı derinleÅŸtiren yapılar, kiÅŸiler, aydınlar, entelektüeller, temel gerçekliÄŸe dair bize ne söylemektedirler. Ä°deolojik angajmanlar, mezhep tutarken takım tutar gibi davranışlar ve avuntular, sadece Müslümanların geleceÄŸini yok etmeyecek, insanlığın da geleceÄŸini yok edecektir. Yani Müslüman ÅŸahsiyet, sadece kendisini, dinini savunarak var olmayacaktır, bilakis, bu yeni insansız dünyaya karşı insanlığı savunarak var olacaktır. Bu yüzden Ä°slamsız bir dünya insansız bir dünyaya iÅŸaret eder.  Bu gerçeÄŸi en yüksek perdeden haykırmak ise insan olan her insanın vacibidir…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.