Sosyal Medya

Makale

Söz, devlet sözü...

17 Mart 2013. Çözüm sürecinin yeni başladığı, barış için umutların zirvede olduğu zamanlar.

 

BaÅŸbakan’ın TRT’de İmralı’yla görüşüldüğünün açıklamasından ve ilk BDP’li (Barış ve Demokrasi Partisi) heyetin İmralı’ya gönderilmesinden üç ay sonra.

 

Kandil’de Anadolu Ajansı’nın da aralarında olduÄŸu yüzlerce gazetecinin katıldığı bir basın toplantısıyla Karayılan’ın PKK’nın Türkiye’den çekilme takvimini açıklamasından ise bir ay önce

 

Gözler, Diyarbakır’da 21 Mart günü düzenlenecek Newroz mitinginde okunacak Öcalan’ın PKK’ya silahlı mücadeleyi bırakma çaÄŸrısı yapacağı mektupta...

 

Ondan önceki Pazar günü İstanbul’da KazlıçeÅŸme Meydanı’nda BDP Newroz mitingi düzenliyor. Mitingin konuÅŸmacıları arasında BDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de var.

 

Sırrı Süreyya Önder, devletin ikinci heyetle İmralı’ya gönderdiÄŸi üç BDP’li vekilden biri. DemirtaÅŸ da mitingden bir gün sonra, üçüncü heyet içinde İmralı’ya gidecek.

 

100 bin kiÅŸinin toplandığı ve klasik tabirle “olaysız dağılan” KazlıçeÅŸme’deki Newroz kutlaması ertesi günkü gazetelerin birinci sayfalarında, sahnenin arkasındaki Öcalan posterini eleÅŸtiren bir kaç gazete (Sözcü, Posta) ve görmezden gelenler dışında (Zaman. Bugün), içinde barış ve çözüm kelimeleri geçen pozitif baÅŸlıklarla haberleÅŸtirilmiÅŸti. Bir kaçını hatırlayalım:

 

Barış Nevruz’u-İstanbul’da BDP’li Sırrı Süreyya Önder ve Sebahat Tuncel barış mesajları verdi. (Hürriyet)

 

Meydanlarda Barış Yemini- Şölen havasında geçen kutlamalar, barış özlemiyle yüklüydü. İstanbul KazlıçeÅŸme Meydanı’nda 100 bin kiÅŸiye seslenen BDP’li DemirtaÅŸ, “Çözüm için herkes elele” dedi. (Sabah)

 

Meydanlarda KardeÅŸlik Havası- Terör sorununu bitirmek için baÅŸlatılan çözüm süreci, erken kutlanan Nevruz’a da yansıdı. Åžiddetten uzak, çoÅŸku içinde geçen kutlamalarda kalabalıklar halaylar çekerken, kürsülerden pozitif mesajlar geldi. İstanbul KazlıçeÅŸme’deki kutlamalarda ateÅŸi BDP Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ yaktı. (Yeni Åžafak)

 

Nevruz’da Çözüm Havası- Binlerce kiÅŸi ÅŸarkılarla, halaylarla Nevruz’u kutladı. Meydandan çözüm sürecine destek mesajları yükseldi. Nevruz ateÅŸini yalan BDP EÅŸbaÅŸkanı DemirtaÅŸ “EÄŸer çözüm öneriniz yoksa susun, gölge etmeyin” dedi. BDP’li vekil Sırrı Süreyya Önder de “Barış iradesini yere düşürmemek için elimizden ne gelirse yapacağız” diye konuÅŸtu. (Star)

 

SavaÅŸ Cinayettir- İstanbul’da onbinlerce kiÅŸinin katıldığı konuÅŸan BDP Lideri DemirtaÅŸ, gençler birbirini öldürmesin diye çözüm sürecini desteklediklerini belirtti. (Cumhuriyet)

 

Mitingin ve yapılan konuşmaların barış ve çözüm mesajları ile dolu olduğunu düşünen sadece gazeteler de değildi.

 

Ekim 2013’te yürütülen bir soruÅŸturma için Bakırköy Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı’nın talebi üzerine, mitingin polis kamerası kayıtlarını inceleyen İstanbul Emniyeti de savcılığa gönderdiÄŸi yazısında mitingde yapılan konuÅŸmaları özetlerken benzer ifadeler kullanmıştı:

 

“17-03-2013 tarihli Nevruz etkinliÄŸinde konuÅŸma yapan Selahattin DemirtaÅŸ’ın konuÅŸmasında daha çok barış sürecine verilen destekten bahsederek “Ama barış süreci barışın dili ve insanların ölmeyeceÄŸi gençlerin birbirini öldürmeyeceÄŸi bir müzakere masasını desteklemeye devam edeceÄŸiz” ÅŸeklinde söylemleri kullandığı, yaÅŸanan sürecin devam etmesi gerektiÄŸi, Türk ve Kürt halkının barıl içerisinde birlikte yaÅŸayabileceÄŸini siyasetçilerin konuÅŸarak çözüm üretebileceÄŸini aktardığı tespit edilmiÅŸtir. Sırrı Süreyya Önder konuÅŸmasında yapılan mücadele neticesinde barış sürecine geçildiÄŸi, barış sürecinin sürdürülmesi gerektiÄŸinden bahsettiÄŸi, “Bundan sonra barış mücadelesini devam ettirmek için elimizden ne gelirse her türlü mücadeleyi yan yana omuz omuza yapacağız” ÅŸeklinde konuÅŸma ile barış sürecine verilen desteÄŸi aktardığı...tespit edilmiÅŸtir.”

 

Ve beş yıl sonra...

 

Geçen hafta İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir davanın karar duruÅŸması vardı.

 

Sanıklar, tutuklu HDP eski lideri Selahattin DemirtaÅŸ ve eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder’di.

 

Suçlama beÅŸ yıl önce emniyetin ve medyanın çözüm ve barış mesajları verildiÄŸini söylediÄŸi İstanbul KazlıçeÅŸme Meydanı’nda düzenlenen Newroz mitinginde yaptıkları konuÅŸmalarla "terör örgütü propagandası” yaptıklarıydı. BeÅŸ yıl sonra baÅŸka bir savcı, beÅŸ yıl önce emniyetin raporunda ve gazetelerin haberlerinde geçmeyen cümlelerde ve o günlerde kimsenin problem etmediÄŸi Öcalan posterinde suç bulmuÅŸtu:

 

“Sanığın terör örgütü lideri Öcalan’ın posteri ve yasadışı dövizlerin kullanıldığı Nevruz mitingi sırasında söylemiÅŸ olduÄŸu sözlerin ağırlığı, sanığın söylemde bulunduÄŸu tarihte BDP EÅŸ genel baÅŸkanı olması nedeniyle söylenen sözlerin toplumda oluÅŸturduÄŸu etki gücü, hitap edilen kitle tarafından algılama biçimi, sanığın özellikle “ Bir nöbet kulübesinde bir gece yarısı nöbet tuttunuz mu? Kandil’i dümdüz ederiz diyenler kendilerini davet ediyorum, omuzuna G-3 takıp gitsinler, bir gece Gabar’da nöbet tutsunlar bakalım. Kandil dümdüz oluyor mu?” sözleriyle silahlı terör örgütü olan PKK eylemlerin meÅŸru göstermesi ve övmesi, “Ben bu vesileyle Sakine, Leyla, Fidan arkadaÅŸlarımızın ÅŸahsında bütün ÅŸehitlerimizi saygıyla anmak istiyorum” diyerek PKK terör örgütü mensuplarını sözde ÅŸehit olarak göstererek, örgütün ÅŸiddet içeren eylemlerini övmesi.”

 

(DemirtaÅŸ’ın andığı için beÅŸ yıl sonra suçlandığı Ocak 2013’te Paris’te öldürülen üç PKK’lı kadının cenazelerinin Diyarbakır’a getirilip, bir törenle kaldırılmasına de devlet izin vermiÅŸ hata bazı bakanlar taziyelerini bildirmiÅŸ, hükümet bunun çözüm sürecine yönelik bir provokasyon olduÄŸunu söylemiÅŸti.)

 

Sırrı Süreyya Önder’in suçu ise “Size Kürt halk önderi sayın Öcalan’ın selamını getirdim” diye konuÅŸmasına baÅŸlaması ve Kürdistan ifadesini kullanması.

 

Mahkeme, beÅŸ yıl önce iktidara yakın, uzak gazetelerin övdüğü mitingdeki konuÅŸmalarda beÅŸ yıl sonra terör örgütü propagandası bulup DemirtaÅŸ’a 4 yıl 8 ay, Önder’e ise 3 yıl 6 ay hapis cezası verdi.

 

Halbuki, her iki ismi propagandasını yapmakla suçlandıkları örgütün İmralı ve Kandil’deki liderleriyle devlet tanıştırmış, devlet görevlileri onları resmi araçlarla defalarca adaya ve daÄŸa götürmüş, hapishanede birlikte fotoÄŸraflarını çekmiÅŸ, oralardan aldıkları mektupları meydanlarda okumalarına izin vermiÅŸ hatta o mesajlardan birinin okunduÄŸu Dolmabahçe Sarayı’ndaki basın toplantısını bizzat hükümet organize etmiÅŸti.

 

Aynı mantıkla başka bir savcının teröre destek, propaganda suçlarına sokabileceği bu işler, kırk yıllık bir meseleyi çözmek, ölümleri bitirmek için atılması gereken cesur ve akıllıca adımlardı.

 

Ama bu adımlar günün sonunda başarısızlıkla sonuçlanınca, bu sürecin yarattığı iklimde yapılan işlerin, rahatlıkla söylenen sözlerin suç haline getirilmesi o kadar cesur ve akıllıca değil.

 

Sadece iki siyasetçi değil, son dönemde pek çok memur, belediye çalışanı da dört-beş yıl önce televizyonların canlı yayınlandığı Newroz mitinglerine katıldıkları için, birdenbire ortaya çıkarılan polis tutanaklarından hareketle işlerinden oldular.

 

Beş yıl önce barış ve çözüm yanlısı konuşmalar olarak övülen, beş yıl boyunca bir suç unsuruna rastlanmayan konuşmalarda, işler bozulup, süreç akamete uğrayınca suç buluvermek hukukla bağdaşmaz.

 

Ama bu en çok da devletin güvenirliğiyle bağdaşmaz. Çünkü devlet tuzak kurmaz, intikam almaz, hukuku dönemsel ihtiyaca göre yorumlamaz, sözünü de tutar...

 

KARAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.