Makale
Mesajı önceden alabilmek için...
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, seçim zaferi için çıktığı AK Parti’nin balkonunda kendi oyunun 10 puan altında çıkan AK Parti oyu için şöyle dedi: “Milletimizin sandıkta partimize verdiÄŸi mesajı da aldık. Önümüzdeki dönem, milletimizin karşısına tüm bu eksikliklerimizi tamamlayarak çıkacağımızdan emin olunuz.”
295 milletvekiliyle Meclis’te çoÄŸunluÄŸu kaybeden ve MHP’yle koalisyon kurmak zorunda kalacak AK Parti, 1 Kasım 2015 seçimlerine göre 11 il dışındaki (Edirne, Hakkari, Şırnak, Siirt, Tunceli, Kars, Mardin, Van, AÄŸrı, Bitlis, Ardahan) 70 ilde ve yurtdışında oy kaybetti. MeÅŸhur kullanımıyla oylarını artırdığı ‘bölge’ illerinde de (Tunceli, AÄŸrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Gaziantep, Hakkari, Mardin, MuÅŸ, Siirt, Åžanlıurfa, Şırnak, Van) 24 Haziran’da Cumhur İttifakı’na çıkan toplam oylar, 16 Nisan referandumunda bu illerde çıkan Evet oylarının altında kaldı. (Rakamlar @rojesir)
***
1 Kasım genel seçimlerine göre AK Parti seçmen sayıları artmasına raÄŸmen İstanbul’da 500 bin, Ankara’da 240 bin, Konya’da 155 bin, Bursa’da 100 bin, Kayseri’de 100 bin, Urfa’da 75 bin, Samsun’da 75 bin, Kocaeli’nde 55 bin, Ordu’da 48 bin, yurtdışında ise 292 bin oy kaybetmiÅŸ görünüyor. (Rakamlar @sevketzaim)
Tabii ki 16 yıllık bir iktidar partisinin oy kaybetmesi için pek çok sebep olabilir. Bu sebeplerin bir kısmı ulusal politikalarla ilgiliyken, bir kısmı da yerel dinamiklerle açıklanabilir. Neyse ki yerel gazeteler, ulusal gazetelerden daha özgür, açıp okuyunca sorunların nerelerde olduÄŸu daha rahat görülebiliyor. ÖrneÄŸin Urfa’daki yerel basın tarandığında AK Parti’nin bölgedeki kalesindeki bu oy kaybının arkasındaki sebepler olarak Suruç’ta yaÅŸanan olay ve devletin ilk verdiÄŸi tepki, Ceylanpınar Belediye BaÅŸkanı’nın tehdit vari açıklamaları, Bakan Fakıbaba’nın bazı gafları ve DEDAÅž (Dicle Elektrik) ile yaÅŸanan sorunlar gösteriliyor.
Yine Ordu’daki yerel medyaya göre burada yaÅŸanan oy kaybının arkasında fındık fiyatı, listeler ve Ordu belediye baÅŸkanıyla ÅŸikayetler var. Konya’da listelere, özellikle ÅŸikayetçisi çok olan belediye baÅŸkanının listede ikinci sırada gösterilmesine, il baÅŸkanının aday yapılmak üzere istifa ettirilip listeye alınmamasına tepkiler sandığa yansımış. Ankara ve İstanbul’daki il baÅŸkanlarının da (15 Temmuz direniÅŸinde en önde olan) istifa edip aday olmalarına raÄŸmen listelerde yer bulamamaları teÅŸkilatlarının motivasyonu düşürmüş. DiÄŸer ÅŸehirlerde de baÅŸta listeler olmak üzere bazı ulusal ve yerel siyasetlere yönelik tepkiler sandığa yansımış, tepki oyları CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a desteÄŸi düşürmezken, milletvekilliÄŸi seçiminde ittifak ortağı MHP’ye kaymış. Rakamlardan bunu açık olarak görmek mümkün.
Sandık sonuçları ortaya çıktıktan ve CumhurbaÅŸkanı’nın “mesajı aldık, gereÄŸini yapacağız” açıklamasından sonra bu ÅŸikayetlerin bir kısmı sosyal medyada ve bazı iktidara yakın gazetelerde yazılmaya baÅŸlandı. Peki sandıkların açılmasıyla ortaya çıkan bu ÅŸikayetler, seçimlerden önce, seçim kampanyası sırasında medyada kendine yer bulabilmiÅŸ miydi? Yerel medyada evet ama ulusal medyada ÅŸikayetler bir tarafa, özellikle iktidara yakın gazetelerin ve televizyonların bu büyük oy kayıplarının yaÅŸandığı illerde tuttukları seçim nabızlarında bile bu herkesin dillendirdiÄŸi ÅŸikayetlerin hiçbirinin bahsi geçmemiÅŸti. Bu ÅŸikayetleri dillendirenler ise bozgunculukla suçlandı.
Hatta Suruç olayı gibi olaylarda iktidara yakın medya, toplumun tepkilerini yansıtmak bir tarafa, tam tersine olayı örtbas eden bir dille yayınlarına devam ederek, tepkilerin büyümesine neden oldu. CumhurbaÅŸkanı Urfa’da sorumlulara hesap sorulacağı mesajını vermese tepkiler sandığa daha net de yansıyabilirdi. Yani günün sonunda toplumun eleÅŸtirileri, ÅŸikayetleri yani mesajı yerine ulaÅŸmamış oldu. Bunun yapması gereken medya eleÅŸtirileri ve ÅŸikayetleri görmezden gelmeyi, böyle toplara girmemeyi, propagandayı seçti ama o eleÅŸtiriler ve ÅŸikayetler ortadan kaybolmadı. Hatta bu örtbas o ÅŸikayetlerin giderilmesini, dillendirilmiÅŸ olmakla tepkilerin boÅŸalmasını, temsil hissiyle insanların rahatlamasını engelledi. Ve sonunda da kimseye duyurulamayan, medyada temsil edilmeyen o eleÅŸtiriler ve ÅŸikayetler gizli bir kabinde oy vermenin güvencesiyle sandıktan çıktı.
***
Sonuçta bu tepkilerin sandıktan çıkmasıyla meydana gelen ve geri döndürülmez tahribat, eleştirel bir medyadan, sorunların üzeri örtülmeden tartışılmasından doğacağı düşünülen tahribattan büyük oldu. Yani mesajı seçim gecesi sürpriz olarak almak yerine, seçimden önce kontrollü olarak almak sadece ülkenin değil, siyasetçilerin de her zaman menfaatinedir. Var olan bir sesi rahatsız edici olsa da duymak, hiç duymamaktan daha güvenlidir.
Henüz yorum yapılmamış.