Sosyal Medya

Makale

İnsanoğlu kendi başına, tesadüflerin sevkiyle varolmamış, yaratılmıştır

Yaratan eserini herkesten daha iyi bildiği için ona verdiği bilgi, akıl ve iradenin amacına ulaşmasına yeterli olmadığını göz önüne alarak gerektikçe peygamberler ve kitaplar göndermiş, insanların akıl ve iradelerine yardımcı olacak lütuflarda bulunmuştur.

Son Peygamber’i (s.a.) rehber edinen müslümanların çocukları doÄŸdukları günden itibaren -en azından nazari ve farazi olarak- ilahi lütuflara mazhar olmakta, müslüman çevreleri tarafından doÄŸru hayat çizgisini seçecek bir biçimde eÄŸitilmektedirler. Çocuklar büyüyüp ergen ve ergin çaÄŸa girdiklerinde kendi iradeleriyle ya kemalin, ya zevalin; ya ahsen-i takvimin, ya esfel-i safilînin; ya Hakk’a kulluÄŸun ya nefse köleliÄŸin, hasılı ya cennetin, ya cehennemin yolunu seçeceklerdir.

Din eÄŸitim ve öğretimini kendi iradeleriyle seçmiÅŸ, yahut da bu okullara geldikten sonra içinde bulunduÄŸu durumun ÅŸuuruna ermiÅŸ, sorumluluÄŸunu idrak etmiÅŸ olanların seçtikleri ve seçecekleri yol bellidir, ancak yolu seçmek, belli bir mesafeyi katetmek her ÅŸey deÄŸil, yalnızca bir ÅŸeydir, bir ömür boyu sürecek olan kemal yolculuÄŸunun küçük bir parçasıdır. Burada kemalden “insan-ı kâmil”in erginlik ve olgunluÄŸunu kastediyoruz. Kâmil insan aynı zamanda kâmil kuldur, kulluk kemale doÄŸru yol aldıkça iÄŸreti, emanet, gölge varlık hakkındaki ÅŸuur da kemale doÄŸru ilerler; sonunda gerçek varlığın, kemal ve malikiyetin kime ait olduÄŸu, yakinin bütün dereceleriyle kavranmış, idrak edilmiÅŸ olur. Kemale yolculukta insanın yakıtı veya azığı ilim, iman ve ameldir. Hiçbir beÅŸer bu üç unsurun tamamını, eksiksiz olarak elde etmiÅŸ olamaz, hayırlı ömür bunlardan, mümkün olan en fazlasını elde etme çabasıyla geçirilen ömürdür. Belki en büyük âfet kiÅŸinin kendini, ilim, iman ve amelde zirveye eriÅŸmiÅŸ bilmesi ve sanmasıdır.

İlim, iman ve amel üçlüsü birbirinin hem sebebi, hem de sonucudur; ilim imanı, iman ameli getirir, amel imanı arttırır, artan iman ve amel yeni marifetlere pencere açar...

Din öğretimi mezunu herÅŸeyi bitirmemiÅŸ, yalnızca bir menzili katetmiÅŸtir. Åžimdi onun önünde bir ömür boyu ulaÅŸmak için yol katedeceÄŸi daha nice menziller, konaklar vardır. Gerçi “insanı kemale doÄŸru götüren yollar insanların sayısı kadardır” denilmiÅŸtir, ancak bu yollar deÄŸiÅŸik yollar deÄŸil, tek yolda, tek amaca doÄŸru yürüyüş biçimleridir. Umumi bir yürüyüş biçimi, (kemal yolculuÄŸunda ilke) zikretmek gerekirse ÅŸunları söylemek mümkündür: Ä°lim okumak, dinlemek, düşünmek ve müzakere etmek suretiyle geliÅŸtirilir. Ä°man bir hidayet meselesi olmakla beraber ilmin, eÄŸitimin ve amelin iman üzerindeki tesiri inkâr edilemez. Amel -ki bunun içinde ibadet, hayat düzeni ve ahlak da vardır- ilim ve iman yanında eÄŸitimle geliÅŸtirilir. EÄŸitimde en önemli unsur çevredir, kâmil veya kemal yönünde ilerleme cehdi içinde olan insanlar ile beraber olanların onlardan etkilenmemesi düşünülemez:

Ak üzümler mor olur yahut kara

Mor üzümle komşu olsa bir ara

Kâmil insan sohbetinde daim ol

Gül kokar gül bahçesinden geçse yol

Örneğin Allah Resulü yol Kitab

Nurunun pervanesi bin âfitâb

İslâmda fertlerin, diğer fertlere ve topluma karşı da ödev ve sorumlulukları bulunduğu için ameli hem ferdî, hem de sosyal alanlarda düşünmek ve yürütmek zarureti vardır. Gemi batarsa suçlu suçsuz, kusurlu kusursuz bütün yolcularıyle birlikte batar. Gemisini kurtaran kaptandır, ama unutmamak gerekir ki, gemiler yolcular içindir. Toplum gemisinde herkesin kendi güç, kabiliyet ve imkânlarına göre vazife ve sorumluluğu vardır. Özellikle halkı irşadı iş edinenlerin vazifesi insanlara kemal yolculuğu şuurunu kazandırmak ve bu yolculukta yardımcı olmaktır.

Haydi hep beraber kemale yani Hak kulluğuna, yani gerçek insanlığa doğru kanat açalım, Mevla kanatlarımıza güç versin, versin ki, bizim için mukadder olan en ileri menzile ulaşalım.

KAYNAK: YENÄ° ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.