Sosyal Medya

Makale

Ülkü Tamer için

Ülkü Tamer’in vefat haberini yolculuk esnasında öğrendim. Eve gelir gelmez kütüphaneye yürüdüm. Onun kitaplarının olduÄŸu rafa. EmeÄŸin ve çabanın biriktiÄŸi yer.

Atilla Özkırımlı, Fethi Naci, Hüsamettin Bozok, Salah Birsel, Tarık Dursun gibi birçok isme özel imzalanmış kitaplar. Kendisine dört farklı zamanda kitap imzalatmışım. Son tarih 2014. Onu bir daha hiç görmedim. Üzüntü.

Ülkü Tamer’le tam yirmi beÅŸ yıl evvel tanıştık. Murat MenteÅŸ’le birlikte. Bizi evine davet etmiÅŸti. Bu yazı vesilesiyle geçmiÅŸ günleri hatırlamaya çalışıyorum. Bir etkinlikte beraber ÅŸiir okumuÅŸtuk. BaÅŸka bir sohbetimizde ‘arsenik’ kelimesini niçin tercih ettiÄŸini sormuÅŸtum ona. Sanki böyle bir soruyu bekliyormuÅŸ gibi uzun uzun anlatmıştı.

“Genç ÅŸairler mutlaka türkü olacak ÅŸiirler yazmalı” demiÅŸti. GüneÅŸ Topla Benim İçin ve Memik’e Ağıt, onun ÅŸiirleridir mesela. Yunus Emre ile KaracaoÄŸlan’a özel muhabbet duyduÄŸu kesindi.

Tamer’in okuduÄŸum ilk kitabı Pullar Savaşı olabilir. Bu kitabın yeni baskıları yapılmadı diye biliyorum. Pullar Savaşı, hem küçüklerin hem büyüklerin okuyabileceÄŸi bir eser. Ülkü Tamer’in yayınevi açısından ÅŸanslı olduÄŸu söylenemezdi. Kitapları çok farklı adreslerden çıktı.

1937 Gaziantep doğumlu Ülkü Tamer, memleketine aşkla bağlıydı. Tiyatro ve sinema da onun aşkları arasındaydı. Oyunlar çevirdi, roller alıp sahneye çıktı.

Ülkü Tamer’de yerel ve evrensel bir aradadır. Alleben Öyküleri, bu yönünü gayet iyi yansıtır. Devamında Alleben Anıları’nı yazdı. Alleben neresi? DoÄŸup büyüdüğü memleketinde bir akarsu.

Ezra Pound, William Faulkner, Anton Çehov, Lorca, Oscar Wilde gibi birçok yazarın eserini dilimize kazandırmıştır. Çevirmenlik işinin şiirini olumsuz etkilediğini düşünüyorum. Yaşamak Hatırlamaktır kitabında yer alan Düş, bunun hazin bir anlatımı olarak gelmiştir bana.

YANARDAĞIN ÜSTÜNDEKİ KUŞ

Defalarca okuduÄŸum ÅŸiirlerini bu yazı vesilesiyle tekrar okudum. Ülkü Tamer’in nezaketi ÅŸiirlerine de yansıyor. SevdiÄŸim ÅŸiirleri yine deÄŸiÅŸmedi: O Eski Bir Güvercindi, Uzak Ev, Yazın BittiÄŸi ve Düello.

Uzak Ev ÅŸiirinde yakaladığı ses ve duygu, oldukça etkileyicidir: “Saçlarını yalnız minarelere açmış / Her gece yeniden ölen annesi, / Ama yangınla sahiden ölen.”

Åžair talihsizliÄŸidir bu. Bazı ÅŸairler, sanatlarını tam manasıyla temsil etmeyen ÅŸiirlerle bilinir hale gelir. Ahmet Muhip Dıranas’ın Fahriye Abla ÅŸiiri gibi. Ülkü Tamer’in bu dizeleri de öyledir: “Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci / Hem dersini bilmiyor, hem de ÅŸiÅŸman herkesten.” (KonuÅŸma)

Ülkü Tamer için kuÅŸların ve çocukluÄŸun ÅŸairi diyebiliriz. Birçok ÅŸiirinde kuÅŸlar geçiyor, uçuyor. Bu dize de ona ait: “KuÅŸların çokluÄŸu insanı ürkütüyor.” (Denize DoÄŸru) Åžiirlerini topladığı kitabın isminde de kuÅŸ var: Yanardağın Üstündeki KuÅŸ. (Can Yayınları, 1986) Neredeyse kuÅŸbilimci gibi çalışmış, yaÅŸamış.

Ülkü Tamer, tabiata ve mevsimlere yakın durmuÅŸ bir isim. “Kar ufkumuzu geniÅŸletiyor”, “AÅŸk mıdır kış gelince baÅŸlayan”, “Yazın bittiÄŸi her yerde söylenir” gibi baÅŸarılı dizeler buralardan doÄŸuyor. Bu dizenin konumuzla bir ilgisi olabilir mi? “İnsanları da severdim, hiç görmemiÅŸtim oysa.”

Åžairin ÅŸiirlerinde yoÄŸun bir ironi olduÄŸu sıklıkla söylenir, yazılır. Ben bu kanaatte deÄŸilim. Buradayım: “Senin atının durgun bir yanı vardır.” Alışkanlıkların ve ezberlerin dışına çıkmak bazen böyle anlaşılabilir. Misal: “Yapraklarına bak bir gülün.” (Bir Adın Yolculuktu, Islık Yayınları, Mart 2014, sayfa 46)

Åžiirlerindeki renk mavidir. Gökyüzünü, hür ve sonsuz olmayı temsil eder. Bazı deÄŸiÅŸik örnekler de görmüyor deÄŸiliz: “Sen mavi bir tilkiydin, binmiÅŸtin mavi ata / Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.”

Ülkü Tamer, halk edebiyatından da sıklıkla faydalanmıştır. Özgünlüğü elden bırakmadan. “Gece vakti azrailde kol uzun”, “Dünü göresim geldi”, “Geceleyin karanlıkta / Suya attım ben sesimi” gibi. Böylece bu dizeyi de pekiÅŸtirmiÅŸ oluyor: “Kaynağın bekçisidir ÅŸiir.”

Ülkü Tamer ÅŸiirinin bir diÄŸer özelliÄŸi de yenilgiye uÄŸrayanları dikkate almasıdır. Düello ÅŸiirindeki bu dizeler, yenilginin korkulacak bir ÅŸey olmadığını gösterir: “Yenilirsem yenilirim, ne çıkar yenilmekten? / Seninle çarpışmak kiÅŸiliÄŸimi pekiÅŸtirir benim.” Bu da farklı bir bakış açısı: “Hançer tek yenilgisini bizden almıştır.” (Hançer) Yenilenlerin Tarihini anlattığı ÅŸiirinden: “Senin yüzün her savaÅŸta beklenir.” Nedir, kimdir bu?

YAÅžAMAK HATIRLAMAKTIR

Ülkü Tamer’in kuvvetli yönlerinden biri de hatıralarını öykü tadında yazmasıdır. Günlük tutmamış, hatırladıkça yazıya dökmüştür. Tiyatro tutkusunu ve diÄŸer ilgilerini asıl buralarda görüyoruz. Kendisi, Haldun Taner’in KeÅŸanlı Ali Destanı’nda oynamıştır.

Yaşamak Hatırlamaktır kitabı, futboldan edebiyat matinelerine, yayın dünyasından çocuk dergiciliğine kadar hareketli bir hayatı gözler önüne seriyor.

Unutamadığım yerleri ise askerlik anıları. Askerliğini öğretmen olarak yapıyor. Okmeydanı semtinde, Şark Kahvesi civarında. İstiklâl İlkokulu.

“Öğrencilerden önce yoksulluÄŸu görmüştüm sınıfta. Çocuklardan çoÄŸunun defteri bile yoktu.” Çocukları sevindirmek için Cüneyt Arkın ve Yılmaz Güney’i getirir okula. Cem Karaca’ya müzik dersleri verdirir. Münir Özkul ziyarete gelir. NeÅŸeli günler.

Ülkü Tamer, hatırladıkça yazdığı anılarını “karanlıkta beyaz kuÅŸlar” olarak tanımlar. Ne güzel bir ifade.

Ülkü Tamer artık yok. Åžair aramızdan ayrıldı. Fakat ‘ÅŸiir her gün yeniden baÅŸlar.’ Toplu ÅŸiirlerinin ilk dizeleri, yazımızın sonu olsun: “O eski bir güvercindi, gittikçe hatırlanan / … uçması da iyiydi bana kalırsa.”

YENİ ŞAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.