Sosyal Medya

Makale

İmamlar Böyle Yaparsa Cemaat Ne Yapmaz ki

Sosyal medyada Ä°hsan Åženocak’ın Mustafa Ä°slamoÄŸlu için attığı twiti gördüm. Twit şöyleydi:

“Gün senin günündür yürü Ä°slamoÄŸlu!

Kalemin hezimete uÄŸrayınca, DaiÅŸ’e en fazla reddiyesi olan Allah’ın bu kulu için, “Susturun ÅŸu Ä°ÅŸidciyi (!)”dedin, seni adam yerine koyanlar da gereÄŸini yaptı.

Bil ki, kaleminle yıkamadığın Medeniyet Sarayımızı talimatlarınla da yıkamayacaksın.”

Bu üslup Şenocak Hocaya yakışan bir üslup değil.

Sadece Şenocak Hoca değil; hocalarımızın önemli kısmı aynı üslup/tavır içindeler.

Karşısında bir kamera veya kitle gören her hoca bir diğer hocaya sallamayı kendine bir vecibe görüyor.

Bazı hocalarımızın sohbetlerini görüyoruz; sohbetlerinde başka camianın hocasına söylenmedik söz bırakmıyorlar. Hakarete varan, küfürle ithama varan söylem içindeler. Bundan vazife çıkaran talebeler de alt sohbetlerinde ve sosyal medyada bu düşmanlığı katlayarak devam ettiriyorlar.

Sonuçta; aynı dine, aynı Allah’a, aynı Kitaba, aynı Peygambere inanan ama birbirine selam vermeyen, fırsat bulduÄŸunda diÄŸer kardeÅŸini bir kaşık suda boÄŸacak bir Müslüman topluluk ortaya çıkıyor.

İlim ehli arasında tarih boyunca ihtilaflar, görüş ayrılıkları oldu ve bundan sonra da olacak.

Tabii ki herkes kendince yanlış gördüğü fikri eleştirme hakkına sahiptir. Ama eleştiri ile münakaşayı birbirine karıştırmamak lazım.

Bir düşünce şeklini/fikri, ahlak sınırları içinde tenkit etmek eleştiridir ama ahlak sınırlarını aşarak ve şahsiyeti hedef alan her türlü itiraz münakaşadır. Münakaşa da bir din âlimine yakışır şey değildir.

Bu üslup öncelikle kendilerine olan itibara/saygınlığa zarar veriyor.

Hocasını başkasına söverken gören bir talebe kendisinde de başkalarına sövmeyi hak görmeye başlıyor.

Hakaret edilen belki özne olabilir ama o öznenin temsil ettiği önemli bir makam var:

İslam Âlimliği makamı.

Makamın hakkını veriyor veya vermiyor o ayrı mesele ama sonuçta o makamla anılan birine hakaret edip aÅŸağıladıkça sizin de oturduÄŸunuz “Ä°slam ÂlimliÄŸi makamını” da kirletmiÅŸ/aÅŸağılamış olursunuz.

Hocaların sevabı da günahı da katlanarak artar. Çünkü büyük kitlelere yön veriyorlar. Vur deyince öldür diye anlayan tebaaları var. Bu yüzden sorumlulukları çok ağır.

Bu yaşadıklarımız gösteriyor ki tek başına bilgi/ilim bir anlam ifade etmiyor. Özellikle bir din âlimi için bilgisinin yanında ahlak ve mütevazılık yoksa o ilminin de bir anlamı kalmıyor.

İlim ve ahlakı ayrı ayrı değerlendirmek doğru değil tabii ki ama şahsen tercih etmek zorunda kalsam ahlaksız bir ilim ehlindense ahlaklı ama ilmi eksik kişiyi tercih ederim.

Unutmayalım ki enerjisini ve öfkesini kendi içinde (kardeşlerine karşı) tüketenler düşmana karşı takatsiz ve korkak kalır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.