Sosyal Medya

Makale

Bu bilgiler kurban için yeterli

nsanlık tarihi ve diller, ne kadar zengin ve girift; bazılarımızın zihni ise ne kadar tekdüze ve yeknesak. Sanıyorlar ki, kelimelerin, kavramların dümdüz tek bir anlamları var. Kelime fakiri, sığ düşünce dünyalarında her ÅŸeyi açıklayıveriyorlar. Oysa yaptıkları sadece tarihin ve hayatın inanılmaz geniÅŸlikteki anlam dünyasını kendi küçücük sandıklarına tıkıştırmak, böylece onlara hâkim olduklarını sanmak. Elinde sadece çekici olan tüm her ÅŸeyi çivi olarak görür derler ya onlar da öyle…

Bugün gerek akademide gerek gündelik hayatta “ruh”, “nefs” hatta “akıl” “zihin” gibi kavramları, çok rahatlıkla birbirinin yerine kullanıyoruz. İlk bakışta birbirlerine çok yakın anlamları nedeniyle haksız da sayılmayız. Elbette bunlar birbirlerine çok yakın anlamları olan, birbirleriyle çok sıkı irtibatlı kavramlar ama tam olarak özdeÅŸ deÄŸiller. Kaldı ki anlamları da deÄŸiÅŸken. Kavramlar, içinde bulundukları söylem düzenlerine göre bir anlam ağına yerleÅŸiyorlar, ona göre kendi tarihleri oluÅŸuyor. Tefsir usulünde siyak ve sibak’ı vazgeçilmez bir yer tutması boÅŸuna deÄŸil ve her türlü kavram yorumu için geçerli. Bu nedenle hangi kavramın hangi anlam ağı içinde kullanıldığına mutlaka bakmak lazım… Hepsini aynılaÅŸtırarak hiç doÄŸru yapmıyoruz.

Bugün akademide psikolojik bilimlerin nesnesini tarif etmek için olarak kullanılan kavram, Grekçe “psükhe”den türeme. “Psükhe”, ruh ve can gibi anlamların yanı sıra hayat, canlılık, nefes, nefes alıp verme, bizzat insanın kendisi, diriltmek, güçlendirmek ve yaÅŸatmak anlamlarına da sahip. Bu kavram, 10. Yüzyıl'daki Arapça'ya ilk tercüme döneminde mütercimler ve müellifler tarafından genellikle “nefs” olarak karşılanmış. Zira “nefs” kavramının da hem bir ÅŸeyin kendisi, zatı hem nefes alıp verme, canlılık anlamları var. Arapça'daki “ruh” kavramı ise “rwh” kökünden geliyor; Aramice/Süryanice ve İbranice’de ona çok benzer sözcüklerle eÅŸ kökenli. O da nefes, soluk, rüzgâr, esinti anlamları taşıyor. DiÄŸer eserlerde “psükhe”, “nefs” diye tercüme edilirken daha çok Kelâm ve Tasavvuf disiplinlerinde nedense “nefs” yerine “ruh” kavramı tercih edilmiÅŸ…

Grekçe'den “psükhe” dışında Arapça'ya taşınmış bir baÅŸka çok benzer kavram daha var: “Penuma”. Modern tıpta akciÄŸer ve solunum yollarıyla ilgili dal anlamındaki “pnömonoloji”ye de kaynaklık ediyor. Yel, rüzgâr, esinti nefes alma, üfleme, tütme, rüzgârla dolma ve ÅŸiÅŸme manasına gelen “pneuma” kavramının da zaman zaman “nefs” olarak tercüme edildiÄŸi olmuÅŸ. Ama Eski Yunan metinlerindeki “pneuma”, Arapça'ya daha ziyade “ruh” olarak çevrilmiÅŸ. “Pneuma”, Aristoteles’in metinlerinde, iÅŸlevi fiziksel organlar ile psükhe arasındaki duyum ve hareket bağını saÄŸlamak olan bir yapı olarak da geçiyor.

Grekçe'deki “psükhe” ve “pneuma” arasındaki ayrıma benzer bir ayrım Latince'de “spirit” ve “anima” arasında da var ve bunların neler olduklarını ilahiyatçılar tartışıyorlar. Ruh kavramı, görüldüğü gibi daha ziyade nefes ve canlılık ile baÄŸlantılı. Avrupa dillerinde OrtaçaÄŸ'dan itibaren Latince “spiritus”tan kaynaklan, deÄŸiÅŸik dillerde versiyonları bulunan “soul” kavramları da “ruh” olarak kullanılıyor ama bu kullanımlar da maddi olmayan, manevi, cisimsiz, doÄŸa-üstü, bedeni aÅŸan (incorporeal) anlamlar da içeriliyor. Birçok dilde kimyasal maddelerdeki deÄŸiÅŸimi, görülmeyen varlıkları açıklamak için de bu kavramlardan yararlanılmış. Mesela Türkçe'ye “ispirto”, “ispirizma” kavramları buradan geçmiÅŸ hem cin, peri gibi cisimsiz varlıkları hem de “nane ruhu”, “tuz ruhu” vb.de olduÄŸu gibi kimyasal deÄŸiÅŸimi açıklamak için “ruh” kullanılmış. Åžu dikkatimizi çekiyor: Bu kavramların hepsi de en nihayetinde hayatla ve kaynağı olan nefesle, ölümü ve ölüm sonrasıyla ilgili.

Eski dünyada ruh ve nefs kavramlarıyla ilgili söyleyebileceklerimiz kabaca bunlar. Gelelim bugüne… Geleneksel Batı dünyasındaki ruh’a karşılık olarak kullanılan “soul” veya “spirit” ile ÅŸimdi akademide yerleÅŸmiÅŸ bulunan “mind” asla aynı ÅŸeyler deÄŸiller. Bu farklılıkları, hangi kavrama ilk defa hangi yüzyılda rastlandığını etimolojik araÅŸtırmalar, gösteriyor. Mesela Batı'da daha önceden hatırlama, hafıza baÄŸlamında kullanılan bir kavram olan “zihin” (mind) ve ondan türetilen “mental” (zihinsel), 18. Yüzyıl'dan itibaren ÅŸimdiki anlamını almaya baÅŸlıyor. Åžimdiki anlam ile, “akıl”, “zekâ” gibi “psikoloji”yi de artık sadece beyin iÅŸleyiÅŸinin bir iÅŸlevi olarak görmemizi anlatmaya çalışıyorum. Evet, bugün, “psüke”, “psikoloji” dediÄŸimizde sadece beynin iÅŸlevleriyle ilgili olguları anlıyoruz. Her ne kadar dilimize çok hatalı biçimde “Ruh saÄŸlığı ve Hastalıkları” diye tercüme edilmiÅŸ olsa da “psikiyatri” de beynin iÅŸleyiÅŸindeki sorunlarla ilgileniyor onları onarmaya gayret ediyor. 

“Nefs” kavramının geleneksel dünyadaki ve günümüzdeki kullanımları ise üzerine kitap yazılabilecek kadar geniÅŸ ve karmaşık…

kaynak: yenisafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.