Sosyal Medya

Makale

Cennet Tasavvurunda Sapma

Adeta Cehenneme çevrilen Suriye’den kaçan Müslümanlar, memleketlerinden bakınca cennet gibi görünen Avrupa’ya sığınmak uÄŸruna boÄŸulmayı göze alıyorlar. Öte yandan Avrupa vatandaşı Müslümanların bir kısmı, kaçak olarak Suriye’ye girmeyi orada savaşıp ÅŸehit olmayı cennete açılan bir kapı olarak görüp her türlü badireyi göze alıyorlar. Yani birine göre cennet sayılan diÄŸerine göre cehennem olarak görünüyor. Ortak olan nokta ise cennet olarak gördüklerine ulaÅŸmak için her türlü zahmete katlanmayı göze almaları…

Cennet algısı dünyayı ÅŸekillendiriyorsa, dine dünyayı cennete çeviren bir misyon yükleniyorsa, cennet nasıl bir yerdir? Cennet’e iman edenler aslında neyi istemektedirler?

Yahudiler, “Cennete sadece Yahudiler girecek” diyorlar. Hıristiyanlarda “Cennete sadece Hıristiyanlar girecek” diye iddia ediyorlar. Oysa bu iddiaları onların boÅŸ kuruntularından ibarettir…(Bakara / 111) Ayetine göre Ehli kitap, cenneti sadece kendine yakıştırmakta kendi dışında kimseyi layık görmemektedir. Bu delilsiz iddianın sahiplerinin muharref kitaplarını esas alan sistemlerinde kendi gibi olmayanların coÄŸrafyalarını cehenneme çevirmekte beis görmezler. Dünyada üç yüz bin kiÅŸi, vur patlasın çal oynasın ÅŸeklinde yaÅŸam sürebilmek için 7 milyar insana cehennemi yaÅŸatırlar. Onlar tıka basa doyarken diÄŸerinin açlıktan ölmesini, mutlu azınlığı üstün(!) kılan Tanrı’nın yazgısı sanırlar…

Cennet, sıcağın yakmadığı, soÄŸuÄŸun dondurmadığı, ihtiyarlığın ve mecburiyetlerin olmadığı, hurilerin, altlarından sular çaÄŸlayan köşklerin, baldan ırmakların, genç hizmetçilerin, olduÄŸu bir yerdir tanımlamasını yeterli gören Müslümanların Ehli Kitap’tan bir farkı yoktur. Ana baÅŸlığı unutarak ‘zevkü sefa’ üzerinden tanımladıkları cennet fikri onları, saÄŸcı, liberal, kapitalist, faizci ve batıcı kılması kaçınılmazdır. Sahip olduklarının %2,5’unu verdikleri sürece kalan %97,5 ile iÅŸtahlarının ve dünyevi ÅŸehvetlerinin peÅŸinde koÅŸmakta beis görmezler. Kendilerinin zengin olmasının diÄŸerlerin de fakir kalmasının paylaÅŸmayıp yığdıklarından dolayı deÄŸil Er Razık olan Allah’ın tasarrufu olduÄŸu iftirasına sığınırlar.

Kendilerinden görmediklerinin sonlarının cehennem olacağı iddiası, güçleri nispetinde ötekilere hayatı dar etmeyi helal(!) kılar. Karşı tarafı cehennemlik olmakla suçladıklarından otomatikman cennetliktirler. Åžii’lere göre Sünniler, Sünniler göre Åžiiler cehennem ehlidir. Ehli kitabın iftirasını sürdürene bu da yetmez. Mezhep, tasavvuf, cemaat, hizip, selefilik üzerinden ötekini cehennemlik görme azgınlığı Ä°slam coÄŸrafyasını cehenneme çevirmektedir.

Allah, darüsselâma çağırıyor ve dilediÄŸini bir doÄŸru yola hidayet buyuruyor’ Yunus suresi 25. ayetinden anlaşılan odur ki cennet darüsselâmdır. Yani insanların mallarının, canlarının ırzlarının diÄŸerlerinin elinden, dilinden ve belinde emin olduÄŸu sonsuz emniyet yurdudur. Tüm kibirlerinden ve üstünlük iddialarından sıyrılmadan oraya girilemez. Cennetlik müminler diÄŸer müminlerin kardeÅŸidir ve onların aralarının açılmasını hoÅŸ görmezler. Ellerindekini yığmak yerine cennet karşılığında baÅŸa kakmadan ihtiyaç sahibi kardeÅŸleriyle paylaşırlar. Müminlerin cennet tahayyülü, bulundukları her yeri emin belde kılmaktır. Onlar selam verdiklerinde karşısındakinin canın, malının, ırzının kendisine emanet edildiÄŸi ÅŸuurundadırlar. Davranışları selamlarına uygun olarak merhamet ve karşısındakinin bereketini artırmak üzeredir. Selam üzerine kurdukları, adalet, merhamet ve paylaÅŸmak üzerine ÅŸekillendirdikleri beldelerini korumak için canlarını vermekten kaçınmazlar.

Zulüm sistemine mecbur kalsalar bile müminler, darüsselâm olan cennete olan imanları nedeniyle karşılıksız iyiliklerini yeterli görmezler. Ä°htiyaç sahipleriyle paylaÅŸacak bir ÅŸeylerinin olmamasından üzüntü duyarlar. Cennete varana dek müminliklerinin bir iddia olduÄŸunu bildikleri ve üzerinde titizlendiklerinden dolayı kimseyi suçlamazlar. Cehenneme düşecek olanları bu yoldan vazgeçirmek uÄŸruna gayret göstermekten geri durmazlar. Gerçek müminler herkesin cennete girme ihtimali olduÄŸunu düşünenlerdir. Öte yandan takva dışındaki tüm üstünlük iddialarının dünyayı cehenneme çevirdiÄŸini unutmazlar. Salih amellerinin devamından dolayı Allah’tan bir lütuf olarak verilecek Cennete, uydurulmuÅŸ unvan sahiplerinin yardımıyla gidilemeyeceÄŸini bilirler ve kandırılamazlar.

Ebû Yahya Ãœseyd Ä°bni Hudayr  (rah) rivayetine göre Medinelilerden bir adam:

 — Ey Allahın Resulü, falan kiÅŸi gibi beni de vali tayin etmez misiniz?  dedi.

Resulullah (sav); “Siz, benden sonra adam kayırma olaylarına ÅŸahit olacaksınız. Bunlara itibar etmeyin. Nihayet (kıyamet günü) Kevser havuzunun başında bana kavuÅŸana dek sabretmekte kararlı olunuz!” buyurdu ( Buhârî, Fiten 2,; Müslim, Ä°mâre 48, Fedâil 27,28)

Hadisinde de görüldüğü üzere, liyakati mahveden, adam kayırmanın kötü sonuçlarının selam sistemini bozacağından dolayı Resulullah (sav), cennete kendisi için hazırlanan makamı bile paylaşmayı önermiştir. Zira iktidarın dağıttığı sahte cennetlere sahip kılınan unvanlar ve bunlara oluşturulan protokoller o beldeyi cehenneme çevirecek ve takva dışındaki üstünlükler, sonunda kan dökülen kavgalara neden olacaktır.

Sahi senin ve cemaatinin cennet beklentisi, insanlığa nasıl bir sistem öneriyor?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.