Sosyal Medya

Makale

Cemaatlerin meÅŸruiyeti meselesi

15 Temmuz Darbe GiriÅŸimi sonrası farklı ideolojik kesimler FETÖ’den boÅŸalan yerleri iÅŸgal etmek ve ideolojik zemin kazanmak üzere harekete geçtiler. Bunu suhûletle saÄŸlamak amacıyla da cemaat olgusunun meÅŸruiyetini sorgulamaya baÅŸladılar. Bir cemaat ruhuyla hareket ettiklerini de örterek. 

İşin garip tarafı ise, cemaat olgusu üzerine titremesi gereken kimi kesimlerin de cemaatlerin yozlaştığı, postmodern dönemde miadını doldurduğu, yeni arayışlara girilmesi gerektiğini vs. söylemeleriydi.

Gülen hareketinin bir cemaat olup olmadığı tartışılabilir. Ancak ülkeye travma yaÅŸatan kötü bir örnekten yola çıkarak cemaatlerin anlamını yitirdiÄŸini söylemek doÄŸru olmasa gerek. Tarih tecrübemiz, medeniyet birikimimiz bunu onaylamaz zira. 

Cemaatler miadını doldurdu diyenlerin, eğer samimi iseler, cemaati alıp da yerine ne koyacakları sorusuna ikna edici bir cevap verme zorunluluğu vardır.

Her dinin ve hatta her seküler ideolojinin cemaat yapıları vardır. Türkiye’de bile Musevî cemaati, Ortodoks cemaati gibi kavramlarımız mevcuttur. Burada cemaatten kastettikleri elbette İslâm’ın öğretilerine göre dini bünyesinde canlı yaÅŸayan birey, aile ve toplum inÅŸa etmeyi hedefleyen insanların biraraya gelerek kolektif hareket etmeleridir.  

Postmodern çaÄŸda insan yalnızlaÅŸmakta, sosyalleÅŸme ihtiyacını sanal dünyada gidermeye çalışmaktadır. Sanal dünya insana sahte ve suflî lezzetler sunmakta, onu sınırsız bir networkun ağında varoluÅŸ gayesinden uzaklaÅŸtırmaktadır. Dijitalin bencillik üreten atmosferinde insan sahte cennetlerin  peÅŸinde koÅŸmaktadır. Aklı ekrana baÄŸlı bireyler çağını idrak ediyoruz.

Geçen gün 12 saaltik uzun bir uçak yolculuÄŸu yaptım. Koca uçakta boÅŸ koltuk yoktu. Buna raÄŸmen koca uçakta çıt da yoktu. Kadın, erkek, yaÅŸlı, genç her yolcunun kulağında kulaklık önündeki ekrandan kimi film izliyor, kimi de oyun oynuyordu. Ama uçak onca kalabalığa raÄŸmen sessiz bir vaha gibiydi. Her ÅŸey gözün baktığı ekran ve kulaklıktan akan sesti... 

Derken uçağın kaptan pilotu anons yaptı. 10 dakikalığına bilgisayarların devre dışı kalacağını, endiÅŸeye bir mahal olmadığını özür dileyerek bildirdi. Ardından da bütün ekranlar karardı. 

Ekranlar kararır kararmaz bir uÄŸultu yükselmeye baÅŸladı. İnsanlar birbirlerini farketmeye, konuÅŸmaya baÅŸlamışlardı. Sanki herkes uykudan uyanmıştı. 10 dakika sonra problem giderildi ve insanlar tekrar kulaklıklarını takarak ekrana zihnen ve kalben baÄŸlandılar, yanlarındakini unuttular. Ekranın sunduÄŸu dünya daha cazipti çünkü.. 

İnsanların acılarını ve sevinçlerini sanal dünyada paylaÅŸtıkları, bilgilenme ihtiyaçlarını sanal dünya üzerinden giderdikleri bir vasatta yaşıyoruz bugün. Bu sanal düzlemde insanın İslâm’a göre bir kiÅŸilik inÅŸa etmesinin imkânı var mıdır? 

Talim ve terbiye kişinin tek başına yapacağı bir iş değildir. Bunu sanal dünyada yapması da mümkün değildir. O zaman hakikat arayışında olan, hakikate göre kişiliğini inşa etmek, bu istikamette hayat sürdürmek isteyen bir insan nereye gidecek, kimden yardım isteyecektir?

Cemaatler bu ihtiyacı giderecek gönüllü birlikteliklerin meydana getirdiÄŸi yapılanmalardır. Cemaatlerin esas gayesi de budur. İnsanı varoluÅŸ gayesinden uzaklaÅŸtıran, ahlâk dışı davranışlara zorlayan, bunu normalleÅŸtiren, dünyevîlik yarışına sokan, gücü kutsayan çıkar grupları İslâmî manada bir cemaat olamaz. 

Bu yapılar yok deÄŸil elbette. Bir ÅŸeyin hakikisi varsa sahtesi de vardır. Gerçek dolar olmasaydı sahtesi de olmazdı. Ama aslî görevinden uzaklaÅŸmış bu tür fasit yapılar yüzünden cemaatlerin varlığına savaÅŸ açmak da doÄŸru deÄŸildir.  

Cemaatlerin aslî vazifelerine dönmelerini hepimizin istemesi gerekir. Bu nasıl olmalı konusunu da ciddi ciddi masaya yatırmalıyız. Ama postmodern dünyada yalnızlığın cenderesinde kıvranan insanın önünde bir imkân olan cemaatleri yok etmeye kalkmak insanın sekülerleÅŸmesini zımnen teÅŸvik etmektir. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.