Sosyal Medya

Makale

Åžu saatten sonra...

Ülkemizin nereden döndüğünü her geçen dakika daha iyi anlıyoruz. Görüntüler, şahitlikler ve belgeler geldikçe, içimizden bir şeyler gidiyor. 'Uçurumdan dönmek' ifadesi bile yaşananları tam manâsıyla karşılamıyor. Ancak 'ölüm' olabilir.

Her şeyi gördük ve buna rağmen içimiz rahat değil. Üzüntümüz ve sevincimiz birlikte büyüyor.

Seviniyoruz, çünkü ihanet hareketi, millî uyanışa vesile oldu.Milyonlarca can hep bir ağızdan şunu söyledi, söylüyor: Annemiz, babamız, evladımız vatandır. Şeyhimiz, cemaatimiz, tarikatımız vatandır.

Seviniyoruz, çünkü hakikat, güneÅŸ gibi, nurlu bir sima gibi ortaya çıktı. Yalanın boyası döküldü, cilası söndü. Hüsrandalar. Yalanla bin ÅŸey yıkabilir, lâkin bir ÅŸey yapamazsınız.

Seviniyoruz, çünkü kahramanlar ve korkaklar ayan oldu. Millet, tek bir gövdeye dönüştü. Vatan, göğsümüze doÄŸru yürüdü. Esaret ile cesaret arasında bir harflik fark var. İşte o fark cumhurdur, cumhurbaÅŸkanıdır.

Üzüntümüz de büyük. Evvela ÅŸu: Milletimiz ve memleketimiz, her türlü fenalığı bekleyebileceÄŸimiz karanlık bir yapıyla karşı karşıya. Girmedikleri kılık, takmadıkları maske, almadıkları ÅŸekil kalmamış. Alçaklığın Evrensel Tarihi'ne yeni sayfalar, bölümler eklediler.Anlaşılan o ki, durmaya niyetleri yok. Fakat bizim durdurmaya niyetimiz var. Azimle, iradeyle, irfanla.

Evet, üzüntümüz büyük. Yabancıya hısımlık, yerliye hasımlık eden bir yapıdan bahsediyoruz. Onları hoş, bizi hor gören. Artık hepimiz sırtımızda bir hançerle yaşayacağız.

Milletimiz, inancımız ve tarihimiz, bu beldenin amir hükümleridir. Görmeyen gördü, anlamayan anladı, bilmeyen bildi.

***

Bayburtlu dedemizin konuÅŸmasından iki cümle alalım: “Seksen yaşındayım, böyle namussuzluk görmedim. Kime karşı yaptın bunu?” Bir soru da bizden: Kimin adına?


Daha ilk andan itibaren yazdık, söyledik: Bu, ihalesini ecnebilerin verdiği bir işgal girişimidir. Teşebbüs başarısız olunca, batı dünyasını yardıma çağırmalarının nedeni de budur.

Sonsuz Sahte, ülkemizin batılı güçler tarafından iÅŸgal edilmesi için çaÄŸrı yapıyor. “Türkiye'ye müdahale etsinler” diyor. İçinde zerre ahlak olan, haysiyet olan, böyle bir kimsenin peÅŸinden gitmez. Habire mikrofon uzattıklarına göre, demek ki son kullanma tarihi geçmemiÅŸ, bitmemiÅŸ. Geri çekilmeye yanaÅŸmaması da bunun belgesi.

Artık anladık. Bu oluÅŸumu, inkâr üzerine kurmuÅŸlar. İnÅŸallah o son noktaya gelmezler. Biz müminiz, evvela dua ederiz.

Manzaraya bakalım: Birbirlerini tanımıyorlar, hiçbir ÅŸey yapmamışlar, tesadüfen orada bulunuyorlar, haberleri yok vs. Hep yalan. Hakikatin düz yolu varken, daima yalanı dolanıyor, yalana dolanıyorlar.Her türlü haltı ye, hesabı ödemeye yanaÅŸma.

Korkaklık, karakterleri olmuş. Firar edenlerin, kaçak duruma düşenlerin sayısı hâlâ tesbit edilemiyor. Her meslek grubundan sayısız vatan haini.Bunun adı 'hicret' değil, sahibine sığınmaktır.

Öyle anlaşılıyor ki, ülkemize yönelik örgütlü kötülük hemen bitmeyecek. Her yolu deneyecekler. Olmadık ittifaklar ve iftiralar içine girecekler. Kim bilir daha neler göreceğiz, duyacağız?

Åžu saatten sonra, merhametimiz, felaketimiz olur.

***

Yazımızı bir baÅŸka dedemizle bitirelim. 15 Temmuz gecesi, sakat bacağına raÄŸmen koltuk deÄŸnekleriyle sekiz kilometre yürüyen Hacı Akkaya dedemiz: “Camiye zor gidiyorum, o gece uçuyordum.”


Uçuran Allah'tır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.