Sosyal Medya

Makale

Zaman sermayesi eriyor!

Takvim yaprakları bir bir yırtılıyor. Yıl bitiyor...  Ä°nkarın, imanın, kargaÅŸanın, kavganın, sevginin, nefretin, tuÄŸyanın, boÅŸ vermiÅŸliÄŸin sofrasından sızarak gelip geçen günler geride kalıyor... Zaman ve tarih el ele, iç içe gidiyor... Ä°nsanlık zararda, hakikaten isyan ve inkar bataklığında... Ahlaksız güçler, gasıplar, iÅŸgalci çeteler iÅŸ başında... Bu güçlerini mazlum ve mahrum bırakılmış halkları, Müslüman coÄŸrafyayı yok etmek, talan etmek, sömürmek için kullanıyorlar...

 Duygular körleÅŸti, insanlar makineleÅŸti. Ruhlar kirlendi, bir kalp tufanı yaÅŸanmakta. Gözler karanlığın sütunlarına tosluyor. Yürekler, gönüller arasında buz daÄŸları oluÅŸmuÅŸ.

Takvim yaprakları bir bir yırtılıyor.

Ruh baharını arıyor yeniden açmak için.

Yeni insan, yeni toplum inşası gerek.

Vahiyle değişmek... Bir daha değişmemek için değişmek gerek.

Sünetullah gereği ilahi bağışı hak etmemiz için zamanı iyi kullanıp muvahhid bir kimliğe bürünmemiz gerek...

 Tarihi deÄŸiÅŸtirmek, hakikat tacını yeniden başımıza geçirmek istiyorsak tahkiki imanımızla Ä°brahim’i teslimiyet içinde olmamız ÅŸarttır...

 Takvim yaprakları yırtılırken ölmeden önce ölmek gerekir. Sonra dirilmek, ayaÄŸa kalkmak... kıyama...

İnsanlık aklıyla, şuuruyla, izzetiyle, acısıyla ayağa kalkmalı...

 Tarihin kördüğümlerinden kurtulup, hakikatin ışıklarıyla yeniden ruhları aydınlatarak insanlığın kalbindeki azabı dindirmek mümkün olacaktır.

 Umudu yükseltmeliyiz. Yeni bir zihin hamlesi yapmalıyız. Uçurumsuz bir zeminde kadim bir kardeÅŸlik bilinciyle, latif ve yumuÅŸak sözlerle yüreklerden tutmalıyız, düşünmeliyiz, düşünmeliyiz...

 Bak ömür sermayesi eriyor, zamanın dili yok ki konuÅŸsun ey insan! Belki de bir nefeslik ömrün kaldı.

“Aldın vermedin olacak” her ÅŸeyin sonundasın belki... O halde vahyin sofrasından bir tevhid, bir vahdet niyetiyle çokça nasiplenmeye çalış...

 Zaman tükeniyor... Unutma kesin virajlardasın. Ruhuna damar damar vahyin aşısını vur, ölüm soluÄŸu yayılmadan bedenine... Ruhunu unutan varlığına sahip çıkamaz...

 Zaman çabuk geçiyor, takvimler deÄŸiÅŸiyor... Artık fıtratının sesini dinle... Gölgelerin girdabından kurtul ve gecenin en tenha, en müstesna vaktinde kendini dinle, secde et, dua et... Ömrün bereketli olsun. Kalbinin pıhtılaÅŸmasına izin verme. Vakit geçiyor... Bir an önce vahiyle mütmainlik sükunetine ermelisin... “ De ki: Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm alemlerin rabbi olan Allah içindir.” Ayetini her sabah hayatın içine dahil ediyor musun???

 Her güne umut kaynağın olan sloganla baÅŸlıyor musun? Bismillahirrahmanirrahim...

 Ã–mür bitiyor. Allah ile ülfetin kavi midir? Zamanın ve tarihin kıyısında, Eyyüb sabrıyla, Ashab-ı kehf duyarlılığı ve acısıyla, Ä°brahim’i teslimiyetle, Muhammedi mücadelenle durabiliyor musun?

          

 

 Yoksa içinde piÅŸmanlıklar üreterek günleri devirmenin telaşında mısın? Hayatını anlamlı kılan varoluÅŸ kaygısıyla örülü deÄŸerler üzerine oturmuÅŸ ne var elinde avcunda???

 Günler eriyip gidiyor dünya tarlasında... acaba hasadı alınmış bir hayat mı yaÅŸadım, yaşıyorum, yoksa zarar mı etmekteyim, zararda mıyım sorusunu sürekli canlı tutmamız, kendimize sormamız gerekiyor...

 O halde;

Zamanı tırnak içine al

Dünya bir oyun bahçesidir unutma!

Vazgeç oynamaktan

Vazgeçmeyen yola giremez

Takvim yaprakları tek tek yırtılıyor

Dünya kayıp gidiyor ayaklarının altından

Küf kokuyor her yer

Bir kelime yaÅŸama merhem:

La ilahe illallah...

 

 

 

                                                       Bünyamin DOÄžRUER

 

 

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.