Sosyal Medya

Makale

Mücahidlere ve mültecilere yardım edelim

Suriye'de, Irak'ta, teröre maruz kalan bölgelerde can, mal ve namus güvenliğini kaybetmiş, kendini savunmaktan aciz yaşlılar, çocuklar, kadınlar, hastalar ve sakatlar var; bunların yapabilecekleri tek şey yer ve yurdunu bırakarak güvenli bir yere sığınmaktır; işte onlar da bunu yapıyor, muhacir ve mülteci oluyorlar.

Ellerindeki imkanlar az ve yetersiz olmasına rağmen yurdunu, yuvasını, namusunu, maddi ve manevi varlığını korumak için zalimlere ve teröristlere karşı savaşan, meşru savunma yapan kahramanlar var; bunlar da mücahidlerdir.

Ülkelerinde rahat yaşayan, maddi ve manevi nimetler içinde müreffeh ve mes'ud olan diğer insanların bir vazifeleri, bir sorumlulukları yok mudur?

Elbette vardır, mazlumlar ile başkaca yakınlık bağları olmasa bile insanlığın onlara yüklediği vazifeler, sorumluluklar ve yükler var.

Ama gel gör ki, yağmadan mal kaçırmanın peşinde olanlar, mal ve can yağması yaşanan ülkelerde vicdanları isyan ettiren şeyler yapıyorlar; çıkarları için zalime yardım ediyorlar, mültecilere sınırları kapatıyorlar, aç ve açıkta kalanlara, göz göre göre ölenlere yardım etmiyorlar, uluslararası hukukun ve ilişkilerin gereğini yaparak ateşi bir an önce söndürecek yerde âdî menfaatleri veya vicdansız duyarsızlıkları yüzünden facianın uzadıkça uzamasını katkıda bulunuyorlar.

İnsan, şu dünyanın dört bucağında zulme uğrayan, aç, açık, tedavisiz ve çaresiz kalan insanları ve bu milyarlarca mazlum karşısında duygusuz ve duyarsız kalarak keyfine bakan insanları görünce bütün parlak laflara, belgelere, iddialara rağmen insanlığın öldüğüne hükmetmekten kendini alamıyor!

Her ÅŸeye raÄŸmen kötüyü örnek almak mümkün ve caiz deÄŸildir. Gerçi kendini unutmuÅŸ, iki arada bir derede kalmış bir kısım vatandaÅŸlara göre “Biz de çıkarımıza bakmalı, akan kana, dökülen gözyaşına, yıkılan hanümana aldırmamalı, sınırlarımıza yığılan mazlum ve maÄŸdurlar katledilseler bile onları içeri almamalı, kim güçlü ise ve ülkesine hakim olacaksa alçak ve zalim olsalar da onlarla iÅŸ tutmalı imiÅŸiz; tutulması gereken yol bu imiÅŸ, mevcut iktidar böyle yapmadığı için hatalı imiÅŸ, zalimleri bize düşman etmiÅŸ, komÅŸularla sıfır problemi bir yana bırakmış…! Evet böyle diyen ve böyle düşünen insan suretinde birçok yaratık varsa da öz deÄŸerleri ile hala alakasını kesmemiÅŸ olanlara iki türü yardım vacib oluyor: Zulümden kaçanlara kucaklarını ve ocaklarını açmak, zalimlere karşı savaÅŸanlara her türlü yardımı yapmak.

Ä°ran, Rusya, ABD ve daha baÅŸkaları silahları ve savaşçıları ile Irak'a, Suriye'ye, Libya'ya, Yemen'e… açıkça veya gizlice giriyorlar, bize göre zalim olanlara kendi çıkarları için her türlü yardımı yapıyorlar, sıra Türkiye'ye gelince birkaç tır yiyecek, içecek -velev silah olsun- gönderdi diye velvele koparıyorlar. Hadi yabancılar bunu yapıyorlar, ya bu ülkenin, tırları durduran, yardım için çırpınan ve hayatlarını tehlikeye atan görevlileri tartaklayan, fotoÄŸraflar çekip dünyaya gösteren, ülke aleyhinde propaganda yapan “vatandaÅŸlarına” ne demeli! Açıkça ve şüphesiz suç iÅŸledikleri için bunlardan hesap soranlara karşı cephe oluÅŸturan, bunu da bahane ederek ülkenin imajını kirletmeye koÅŸanlara ne etmeli!

Her şey bir yana biz vazifemizi bir daha hatırlayalım: Mücahidler neye muhtaç iseler onu, muhacirler ve mülteciler de nelere muhtaç iseler onları, gerekirse ihtiyaçlarımızdan bile fedâkârlık ederek sağlamak din, vicdan ve insanlık borcumuzdur. Zekatın da verilebilecek en uygun iki yeri şu günlerde şüphesiz Fukara (yoksullar, muhacirler ve mülteciler) ile mücahidlerdir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.