Sosyal Medya

Makale

Dibi delik kovaya su dolmaz

Allah'a ve ahirete iman etmeyenlerin dünya hayatı bakımından kendilerine veya başkalarına faydalı olan işleri ve eserleri, ebedî hayatımızdaki geçerlik ve fayda bakımından dibi delik bir kovaya su doldurmaya benzer; ömür boyu doldursalar onu alıp gideceklerinde bir de bakarlar ki, kova bomboş.

Allah Teâlâ böylelerini uyarıyor:

“O inkarcılar beni bırakıp kullarımı yardımcı edineceklerini (böylece korunacaklarını) mı sandılar; biz cehennemi inkarcılar için bir konuk evi olarak hazırladık./ De ki: Size iÅŸleri ve birikimleri bakımından en çok zarar edenleri bildirelim mi?/ Onlar iyi yaptıklarını sandıkları halde dünya hayatındaki çabaları boÅŸa giden kimselerdir./ Ä°ÅŸte onlar, Rablerinin âyetlerini ve O'na kavuÅŸmayı (ahireti) inkar eden, bu yüzden amelleri boÅŸa gitmiÅŸ olanlardır, bu sebeple biz, kıyamet gününde onlara ve amellerine bir deÄŸer vermeyiz./ Ä°nkar etmeleri, âyetlerimi ve elçilerimi alaya almaları sebebiyle iÅŸte cezaları cehennemdir (Kehf:18/102-106)”.

Hak dine inanmayanlar Allah'a ve ahirete de inanmazlar, bunların bir kısmı baÅŸkalarının inancına saygılıdır, bazıları ise kendilerini akıllı ve aydın, iman edenleri ise akılsız ve cahil olarak bilir, böyle deÄŸerlendirir, hatta onlarla alay ederler. Onları dünyada mutlu eden ve güvendikleri ÅŸeyler dostları, güçlü koruyucuları, faydalı iÅŸleri ve eserleri sebebiyle onları öven, isimlerini sözde ebedileÅŸtiren çevreleridir. Halbuki bunların tamamı dünyada kalır, ne dünya ebedîdir ne de dünyada ve dünya için yapılanlar; ebedî ve ebediyette deÄŸeri olan birinci kalb ameli imandır ve ondan sonra da müminin Allah rızası için yapıp ettikleridir. Bunlar “sevab ve ecir” denilen ve ahirette geçer akçe olan deÄŸerler olarak kaydedilir, kul ebedî âleme intikal edip de hesap defteri açılınca iÅŸte bu ecirler ve sevaplar -ki, iman edenlerin Allah rızası için yaptıklarıdır- önüne çıkar, onunla ve Allah'ın lütfu ile tarif edilemez mutluluklar yurdu olan cennete girerler.

Hak dine inanmayanlar dünyada kendilerine veya baÅŸkalarına faydalı olan ÅŸeyler yapmış olurlarsa bunların karşılığını dünyada görürler: Övgü ve takdir ile anılırlar, refah içinde yaÅŸarlar, arzularının önündeki engelleri kolayca aÅŸarlar… Ahirete gelince, inanmasalar da orada bulunacak ve hesaba çekilecek olduklarından defterlerinin boÅŸ olduÄŸunu göreceklerdir; çünkü onlar Allah rızası için, ahiret için, ecir ve sevap olsun diye hiçbir ÅŸey yapmamışlardır.

Allah Teâlâ hayatı ve ölümü, kulların hür iradeleriyle imkanlarını kullanıp imtihanı kazanmaları için yarattığını bildiriyor (Mülk: 67/2). İmtihan, iman ve imanlı amel ile kazanılacaktır. Kullara bütün imkanlar bu maksatla lütfedilmiştir. Hem ömür hem de çeşitli nimetler, imkanlar bu manevi ticaret için paha biçilemez bir sermayedir. Sermayesini yalnızca dünya için sarf edenler, ahirete bir şey bırakmayanlar zarar, hatta iflas edenlerdir; dünya için sarf ettiklerini bile Allah kulluğu bilinci ve imanı içinde sarf edenler ise kazananlardır.

Ashâb-ı Kiramın zenginlerinden, ama cennetlik olduğuna inanılan büyük sahâbî Abdurrahman b. Avf'ın şu düşünce ve duygusu bütün iman ehlince paylaşılmalıdır:

Oruçlu idi, iftar vaktinde önüne yemek kondu, yemeye baÅŸlamadan şöyle dedi: “Mus'ab b. Umeyr ÅŸehid edildi o benden iyi (hayırlı) bir kimse olduÄŸu halde kefen bulunamadığı için kısa bir hırka kullanıldı, başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açık kalıyordu. Hamza ÅŸehid edildi, o da benden iyi bir kimse olduÄŸu halde (dünyalık ÅŸeylerden fazla nasibi olmadı). Sonra bize dünya nimetleri verildikçe verildi, nimetler içinde yüzer olduk; ÅŸimdi ben bütün nasibimizin (amellerimizin karşılığının) dünyada verilmiÅŸ olup ahirete bir ÅŸeyin kalmamış olmasından korkuyorum”. Böyle dedi ve aÄŸlamaya baÅŸladı, yemeÄŸini de yiyemedi. (Buhârî).

Dünyada servet ve nimet ebedî saâdetin kazanılmasına vesile oluyorsa değerlidir, olmuyorsa Allah katında hiçbir değeri yoktur. Bunu da şu hadisten öğreniyoruz:

“EÄŸer dünyanın, Allah katında bir sineÄŸin kanadı kadar deÄŸeri olsaydı, kendisini inkar edene ondan bir içimlik su bile vermezdi” (Tirmizî).

Aman kovamıza mukayyed olalım, dibi delik olmasın!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.