Laik Türkler ve kulaklarını sadece onlardan gelen seslere dayamış Batı’daki hamileri yeni yıla da ErdoÄŸan’dan nefret ederek girdiler. Demek ki bütün yılı böyle geçirecekler.

Ne büyük sürpriz!

Her an imanlarını saÄŸlamlaÅŸtırmak için yeni vesileler buluyorlar. Bu yıl ErdoÄŸan’dan nefret etmek için yeni bir nedenleri var artık. MeÄŸer diktatör, katil, IŞİD halifesi denmiÅŸ ErdoÄŸan esasında Hitler’e de özenmiyor muymuÅŸ!

Kısa bir süre sonra CumhurbaÅŸkanlığı tarafından düzeltilen bir yanlış ifadeden ErdoÄŸan’ın yine çocukluÄŸuna inildi, bilinç altındaki kahramanının  Hitler olduÄŸu şıp diye anlaşılıverdi. Peki bu büyük gerçeÄŸi ortaya çıkmasından sonraki gün ne oldu?

Ertesi gün de hayatlarına kaldıkları yerden devam ettiler.

Star Wars’e gidip, patlamış mısır yerken ileride Hitler gibi olmak isteyen “büyük diktatörü” eleÅŸtirecek tweet attılar. Ya da çözümü “ÖlerdoÄŸan” olan bulmacaları çözdüler...

Herhalde bugün de Hitler karşısında büyük kahramanlık destanları yazılmıştır gazetelerde. Komüncü hendeklerin önünde Kuzey Korecilik oynayanlar “Seni Hitler yaptırmayacağız” diye sloganlar atmışlardır. Nasıl olsa memlekette SS’lere SA’lara benzeyen bütün yapılar “demokratik Türkiye” için ErdoÄŸan’a karşı direniÅŸ cephesinde...

Kendinizi kandırmayın; Laiklik diye meydanlara çıkarken ÅŸeriat’ı getirmeyeceÄŸini biliyordunuz, diktatör diye rahatça yazarken çizerken karşınızda bir diktatör olmadığını da... Azınlıkların laik liderleriniz tarafından el konulmuÅŸ mallarını, kiliselerini, sinagoglarını iade eden ve iktidar yıllarında ilk resmî Holokost anması, ilk resmî Struma anması, ilk resmî 1915 taziyesi, ilk meydanda Hanukah kutlaması yapılmış ErdoÄŸan’ın baÅŸkanlık için Hitler’i örnek almadığının da farkındasınız.

O halde 2016 yılında kendiniz için ve Türkiye için iyi bir ÅŸey yapın ErdoÄŸan’ı kafanızdaki kötü adama benzetip mutlu olmak oyunundan vazgeçin, makul eleÅŸtirinin, muhalefetin önüne kazdığınız meczupluk ve nefret hendeklerini kapatın. ErdoÄŸan’la ve AK Parti’yle ve esas olarak da o partiye ve benzer partilere ve liderlere oy verecek yüzde 49.5 birlikte yaÅŸamayı öğrenin.  Batı’daki gazetelere buradan mazleme servis ettikçe burada yaprak kıpırdamıyor artık anlayın. Vakit bol. Bu yıl olmadı, bir dahaki yıl, olmadı ondan sonraki yıl, hatta bir sonraki yıla kadar rahat rahat düşünüp taşınabilirsiniz. 2019’a kadar iktidardalar nasıl olsa. Böyle giderseniz, daha düşünecek çok vaktiniz olacak.
 
2. Aradığınız duygusal kopuşa ulaşılamıyor!
 
Kürtler bu yıl da duygusal olarak Türkiye’den kopmadı. Özerklik ilanları yüz kiÅŸiyle yapılırken, özyönetim için kazılmış hendeklerin başında yüz kiÅŸi bile beklemezken, Ankara’daki parlamento için yapılan seçimlere katılım oranı yüzde 85’lerin üzerindeydi. PKK’nın ergenlik hayali Devrimci Halk Savaşı’nın bu yılki gösteriminde bolca devrimci bolca savaÅŸ vardı ama yine halk gelmemiÅŸti. Tarih tekerrür etti 90’larda devletin boÅŸalttığı Kürt köylerinden kaçanlar, Batı’ya Türklerin Kürtlerle birlikte yaÅŸadığı yerlere gelmiÅŸti. Åžimdi PKK’nın kurtarılmış alanlarından kaçanlar kurtarılmamış mahallere ÅŸehirlere sığınıyor. Demek ki Türkler/Kürtler ve Kürtlerle Türkiye zannettiÄŸinizden daha sıkı baÄŸlarla birbirine baÄŸlı. Bu baÄŸlar sadece duygusal da deÄŸil, maddi, pragmatik, ütopik devrimcilerin ancak ihanet gibi kelimelerle açıklayacağı kadar da iÅŸlevsel baÄŸlar. Belki çözüm süreciyle bu iÅŸin silahsız da çözülebileceÄŸi bizzat tecrübe edilmeseydi, bir duygusal kopuÅŸtan söz edilebilirdi. Ama artık onca ilerlemeden, müzakereden sonra PKK, Kürtleri devletin 90’ların devleti olduÄŸuna, çözümün de ancak silahla geleceÄŸine bir daha ikna edemeyecek. Cin ÅŸiÅŸeden bir kere çıktı.  2015’te bir duygusal kopuÅŸtan söz edilecekse PKK’nın ütopik, bedelleri ağır siyasetiyle, refah, huzur, konfor isteyen Kürtlerin talepleri arasındaki kopuÅŸ duygusaldan daha derin zamansal ve mekânsal bir kopuÅŸ. Hâlâ 1970’lerdeki ergenlik hayalleriyle yaÅŸayan, hâlâ 90’ların dünyasındaki gibi davranan, olmadı zorla kendini fikren en mutlu ve güvende hissettiÄŸi 90’ları geri çağıran Kandil’le, 2016’ya girmiÅŸ Kürtler aynı zamanın içinde yaÅŸamıyor artık. Aklı Suriye’deki Kuzey Korecilik oynadığı kantonlarında olan Kandil’le, Türkiye’deki kazanımlarını Suriye için feda etmeyecek Kürt halkı aynı zeminde de deÄŸil.

2016’da PKK, esas ağır sınavı devletin karşısında deÄŸil, orta sınıfı büyüyen, kaybedecek ÅŸeyleri artan, bu iÅŸin siyasetle çözülebileceÄŸini görmüş Kürtlerin karşısında verecek.

“Neden Hakkari, Batman Dersim gençliÄŸi eylem ortaya koymuyor, anlayamıyorum” diyen 60’ını devirmiÅŸ Duran Kalkan’ın anlayamadığı daha çok ÅŸey olacak 2016’da.

Hükümet bunun farkına varırsa Kürtlerle arasında açılmış hendeklerin üzerini kapatabilir, çözüm sürecini, Kürtlerin temel haklarını iade etmeyi sürdürerek -Anadilde eğitim için atılacak adımlarla- devam ettirirse sahadaki silahlı çatışmadan daha çok mevzi kazanır.

PKK ile halk arasında açılan bu zamansal ve mekânsal aralık en çok siyaset için bir fırsattı aslında. Ama HDP’li siyasetçiler Türkiye’yi yönetmeye talip olmaktan, Kandil’in bir numaralı adamı olmak için vazgeçince o fırsat heba edildi. Arkaik Türk solunun yükünü omuzlarından atarlarsa hâlâ geri dönüş mümkün, önlerinde korkmadan ve hain ilan edilmeden siyaset üretebilecekleri büyük bir alan açık duruyor. Öcalan da istedikleri manevi desteÄŸi verebilir. Onlar yapmazsa bunu yapan birileri çıkabilir 2016’da...