Sosyal Medya

Makale

Markalı Yaşamın Kurşun Askerleri

Birgün tv kanallarında gezinirken Fb tv’de “Fenerbahçeli olmak” diye bir yapımda söylenenler kanımı dondurdu. Adeta  Fenerbahçelilik adı altında ÅŸekillendirilen sahte bir dine davet ediliyormuÅŸum gibi hissettim... Kan beynime hücum etti... O yayında ne mi diyorlardı?

Fenerbahçeli olmak, nefes almak gibi, yaşamak gibi, canım gibi...

Fenerbahçeli olmak, çubuklu formayı görünce gözlerinin dolmasıdır...

Fenerbahçeli olmak, onu derinden ve her şeyden üstün tutarak yaşamaktır...

Fenerbahçeli olmak, bütün hayatını Fenerbahçe'ye göre planlamak demektir...

Fenerbahçeli olmak, 

Hiçbir maddiyat beklemeden yeryüzündeki tek taraflı aÅŸkın Fenerbahçe olduÄŸuna inanmaktır...

Fenerbahçeli olmak, aynı düşünceye sahip olan kişilerle hayatı paylaşmaktır...

Fenerbahçeli olmadan bu sevgiyi anlamanın imkansızlığını fark etmektir...

Fenerbahçeli olmadan hayattan zevk alınamayacağını herşeyden iyi bilmektir...

Fenerbahçeli olmak, niye’sini bir türlü söyleyemeden kendini bu yola adamaktır...

Fenerbahçeli olmak, inatçı olmaktır, dimdik durmaktır...

Fenerbahçeli olmak,

Her ülke ya da şehirde Fenerbahçe logolu ürünleri giyerek göğsünü gere gere dolaşmaktır...

Fenerbahçeli olmak ,

Çocuklarınla Feneriuma gidip aynı tişörtü alıp giymek ve sokakta birlikte yürümektir...

           Bu ifadelerde de görüleceÄŸi üzere hayatın bütününden koparak sadece bir sembole yoÄŸunlaÅŸmak ve hayatı bunun üzerinden deÄŸerlendirmek putperestliktir. Ama günümüzde putperestlik, markalı yaÅŸamak ÅŸeklinde yumuÅŸatılmış bir ifadeyle servis edilmektedir. Hâlbuki deÄŸersiz olan bir nesneye deÄŸer atfedip onun etrafında insanları toplamak ve bunun üzerinden sorgulanamaz maddi ve manevi güçler edinmek eski bir tezgâhın yeni bir versiyonudur.

           Burada Fenerbahçe markası üzerinden bir araya gelmek, birilerinin topluma ait kaynakları hesap vermeden sömürmesine imkân tanımaktır. Taraftarlık üzerinden, asla hak etmediÄŸimiz ÅŸartlarda yaÅŸamayı güzel gösteren zalim iktidarların sürmesine malzeme olmaktır. Dünyadaki pek çok rengi var edip hayatı bu renklerle süsleyen yaratıcıyı görmeyip yaÅŸamın merkezine iki rengi oturtmaya çalışmak, özgür ve eÅŸit olmayı bırakıp köleleÅŸmektir. "Yirmi beÅŸ milyon taraftardan biriyim." demek, yaratılıştaki farklılıkları göz ardı ederek bir kalabalığın içinde kaybolmaktır. KaybolmuÅŸ insanların kendilerine ait bir kimliÄŸi olmaz. Ä°pleri baÅŸkalarının elinde olur. Kuklaya dönerler. Aidiyet hissinin insana oynadığı bir oyundur bu. Bu ÅŸekilde bir ÅŸey olmanın, bir yere ait olmanın, bir grup içinde anılmanın verdiÄŸi psikolojik destek, zaman içerisinde kiÅŸiyi nereye konursa orada savaÅŸan kurÅŸun askere çevirir. Bu konuda Kur'an'da "Belki kendilerine yardım edilir diye Allah'tan baÅŸka tanrılar edindiler. (O tanrılar) Kendilerine yardım edemezler. Tersine kendileri onlar için hazırlanmış askerlerdir." (Yasin / 74, 75) denilmiÅŸtir. KiÅŸi kurÅŸun asker olduÄŸunda kendine yardım edemez. Öyle sanır. Aslında yardım gören ise merkeze konulan puttur. Bunun arkasında da her zaman birilerinin menfaatleri gizlenmiÅŸtir.

          Allah’a kul olmaya davet edilenler, merhamet adalet ve paylaÅŸma üzerinden cem edilenlerdir. Bunların dünyada da ahirette de dostları olan Allah onları terk etmeyecektir. Bir ambleme odaklanan kurÅŸun askerler ise ne dünya da ne de ahirette bir sevgi ve ilgi göremeyip yapayalnız, kullanılıp bir kenara atılmışlığın ÅŸaÅŸkınlığında bocalayacaklardır…

          Ne yazık ki günümüzde semboller üzerinden bizi sömürenler içimizden çıkarılan liberal muhafazakârlardır. Hâlbuki markalı yaÅŸamak Allah’a deÄŸil insanlara kul olmaktır. Bu farkına varılması zor bir çeliÅŸkidir. Zira bu sahte marka ilahları, taraftarlarının üzerinden nemalanırlar. Allah ise kendisine kul olanları rızıklandırıp onları özgür ve eÅŸit kılandır.

           "Ama hala Allah'a rakip gördükleri varlıklara inanmayı tercih eden ve onları (yalnızca) Allah'a özgü (olması gereken) bir sevgi ile seven insanlar var: Hâlbuki imana ermiÅŸ olanlar, Allah'ı her ÅŸeyden daha çok severler. Zulüm yapmaya ÅŸartlanmış olanlar, azaba uÄŸratıldıkları zaman görecekleri gibi, bütün kudretin yalnızca Allah'a ait olduÄŸunu ve Allah'ın cezalandırmada ne çetin olduÄŸunu da keÅŸke görselerdi!" (Bakara / 165)

            Allah, insanları eÅŸit, özgür ve ümitvar kılar. Yaratılmış her ÅŸeyi insanın önünde secde ettirerek insanın ÅŸerefini korur. Allah’ın sevgi ile emrettiÄŸi her hüküm insanın hayrınadır. Buna karşılık kutsanmış oldukları için sorgulanamayan markalar ise insanı bağımlı kılar, günden güne ümitsizliÄŸe terk eder, adaletten ve eÅŸitlikten uzaklaÅŸtırır. Emir almaya alıştırır. Sahte kutsallar üzerinden emir verenler taraftarlık üzerinden rant devÅŸirip hesapsızca hepimize ait varlıkları sömürenlerdir. Allah’ı sevmek adaleti, merhameti, eÅŸitliÄŸi ve karşılıksız vermeyi sevmektir. Bir amblemi sevmek ve onun etrafında kenetlenmek ise baÅŸarı uÄŸruna adaletsizliÄŸi, eÅŸitsizliÄŸi, bencilliÄŸi ve sömürüyü hoÅŸ görmeye yol açar.

"Ä°brahim, onlara dedi ki: 'Siz dünyada Allah’ın yanı sıra edindiÄŸiniz putları aranızdaki sevginin sebebi (kaynağı) saydınız. Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkâr edip tanımayacak; kiminiz kiminize lânet edecektir. Barınağınız cehennem olacaktır. Yardımcılarınız da olmayacaktır.' " (Ankebut / 25)

Ä°nsanları birbirine ünsiyet kurmak üzere yaratan Allah’tır. Bütün sevgi baÄŸlarını Allah var etmiÅŸtir. Taraftarlık veya markalı birliktelikler, Allah’a ait bu baÄŸların yerine oturur. Yalan üzerinden hareket ederler. Allah’tan gayri kurulan bütün ünsiyetlerin dünyayı yaÅŸanmaz bir cehenneme çevirdiÄŸi tarihle sabittir. Sonunda dünyada kardeÅŸlikten ve adaletten uzaklaÅŸtıran her türlü rekabet ve taraftarlık kiÅŸiyi ahirette de yalnız ve çaresiz bırakacaktır.

"Allah’a çağıran, sâlih amel iÅŸleyen ve “KuÅŸkusuz ben Müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir?" (Fussilet / 33)

Müslümanlar sadece Allah’a teslim olurlar. Daima iyilik üzere bir araya gelir ve arkalarında güzel ve doÄŸru bir örneklik bırakırlar. Markalara teslim olup rekabet üzerinden bir araya gelenlerin ise suç örgütlenmesine dönüşmesi kaçınılmazdır.

Bu anlamda ben, her türlü marka ve amblem üzerinden rekabete dayalı bütün taraftarlıkları reddediyor ve bunları kör bir taassup olarak nitelendiriyor,

Taklit ve taassuba dayalı birlikteliklerden uzak durduğumu ilan ediyor,

Bir takımı hayatın merkezine koymaktan, baÅŸkalarının emrine girip kuklaya dönüşmekten, arzu ve heveslerin iktidarına hizmet etmekten, biri çok sevinirken diÄŸerini kahrolduÄŸu taraftarlıkların tümünden Allah’a sığınırım.

Kim olursa olsun, kendileri dışında herkesi deÄŸersizleÅŸtirenleri ve markalı yaÅŸam adına bizi kurÅŸun askerlere çevirmeye çalışanları ve çıkarları uÄŸruna her ÅŸeyi yapmaya hazır bekleyenlerle mücadele etme gücünü vermesini Yüce Rabbimden niyaz ederim…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.