Sosyal Medya

Makale

Dünya düzeni, anarşi ve terör

Hükümetler terörü bitirmek için silahı kullanırken “Bu iÅŸ silahla olmaz, siyasi, sosyal, ekonomik… tedbirler gerekli” diyenler, AK Parti hükümeti çözüm sürecini baÅŸlatınca “Bu ihanettir, terörist ile görüşülmez, silahlı mücadele ÅŸarttır” dediler. Öyle anlaşılıyor ki, muhalefetin amacı üzüm yemek deÄŸil, baÄŸcıyı dövmek.

Silah çekeni silahla durdurmak makul ve meşru olmakla beraber anarşiyi ve terörü bitirmek veya azaltmak için yalnız yurtta değil, dünyada da öldürmekten başka tedbirlere ve bunların başında da zalim dünya düzeninin adil olan ile değiştirilmesine ihtiyaç var.
“Büyüme ve Ä°stihdam İçin Daha Kapsamlı Bir Çerçeve” baÅŸlıklı ana oturumunun açılışına da katılarak bir konuÅŸma yapan CumhurbaÅŸkanımız, toplumdaki tüm kesimlerin, refah artışından hak ettikleri payı almaları gerektiÄŸini vurgulayarak, “Biz kapsayıcılığı, daha fazla ve kaliteli istihdam oluÅŸturulması, hayat standartlarının yükseltilmesi, eÅŸitsizliklerin giderilmesi ve refahın yaygınlaÅŸtırılması olarak görüyoruz” derken bu düzen deÄŸiÅŸikliÄŸine iÅŸaret ediyordu.

Çareyi yalnızca vurmada, öldürmede gören iri Batılı ülkelerin akıllı çocukları bu yolun çıkmaz olduğunu, çarenin adil bir dünya düzeninde bulunacağını defalarca yazdılar, söylediler. Daha önce de naklettiğim bazı ifadelerini yeniden hatırlatmanın tam zamanıdır:

“Dünya sistemleri analizi” anlayış ve çalışmalarının önde gelen isimlerinden biri olan Amerikalı Immanuel Wallerstein “liberal kapitalizm”den ibaret olan yeni dünya düzeninde var olan eÅŸitsizlik ve adaletsizliklerden söz ettikten sonra dünyanın nereye doÄŸru gittiÄŸi konusunda dikkat çekici ve uyarcı ÅŸeyler söylüyor: “Liberalizm umut afyonunu sundu ve bu afyon bütün bütüne yutuldu. En baÅŸta da dünyanın, umut vaadiyle harekete geçen sistem karşıtı hareketlerinin liderleri tarafından yutuldu... Ä°yi tanınan bir umut yolu gönül rahatlığıyla terk edilemez. Çünkü bütün bunlar, insanlığın yedide altısının ezilmiÅŸ ve kendilerini gerçekleÅŸtirememiÅŸ insanlar olarak kaderlerine sessizce razı oldukları anlamına gelmez... (Özet: Kısa vadede devletler güvenliÄŸi saÄŸlamada önemli iÅŸlev yüklenmiÅŸ olabilirler, ama diÄŸer beklentiler gerçekleÅŸmez de devlet, halk nezdinde meÅŸruiyetini kaybederse) bireyler ve ÅŸirketler kadim çözüme; yani kendi güvenliÄŸini kendi başına saÄŸlama çözümüne dönerler. Özel güvenlik bir kere daha bir toplumsal bileÅŸen haline gelir gelmez, hem hukukun üstünlüğüne duyulan güven ve hem de dolayısıyla yurttaÅŸlık bilinci çözülme eÄŸilimine girer. Kapalı guruplar tek güvenli sığınak olarak ortaya çıkarlar ki bu guruplar hoÅŸgörüsüz, ÅŸiddet yanlısı ve bölgelerini her türlü yabancıdan arıtmaya eÄŸilimlidirler. Guruplar arası ÅŸiddet tırmandıkça, lider kadroları gittikçe Mafyöz - gurup içinde kas kuvvetiyle sorgusuz sualsiz bir biçimde itaat edilmesini saÄŸlamakla vurgunculuÄŸu birleÅŸtirme anlamında Mafyöz- bir karaktere bürünürler. Etrafımızda bütün bunları görmekteyiz, ileriki yirmi otuz yılda daha fazlasını da göreceÄŸiz....” (BildiÄŸimiz Dünya'nın Sonu, 83,84).
Wallerstein kitabının başka yerlerinde bu tehlikeli gidişten geri dönmenin yolunu, dünyanın aklı başında insanlarının bir araya gelerek/gelmeyerek daha adil, daha insanca bir dünya düzeni oluşturmaları olarak göstermektedir.

Bu sözlerin günümüzde önemli bir gerçekleÅŸme örneÄŸini 12 Haziran 2002 tarihli Zaman'da “Amerikan gençliÄŸi hızla yayılan çetelere üye oluyor” baÅŸlığı altında okuyoruz: “Adalet Bakanlığı'na baÄŸlı Çocuk Hakkı ve ÇocuÄŸun Suç Ä°ÅŸlemesini Önleme Ofisi tarafından düzenlenen ve hukukçular, araÅŸtırmacılar ile sosyal eylemcilerin katıldığı toplantıda ABD gençliÄŸinin hızla çetelere üye olduÄŸu vurgulandı. Kuzey Carolina'dan Ulusal Gençlik Çete Merkezi araÅŸtırmacılarından James Howell, nüfusu 100 binin üzerindeki kentlerin yüzde 93'ü veya daha fazlasında aktif ÅŸekilde çetelerin faaliyet gösterdiklerini söyledi. Howell, çetelerin nüfusları 50-100 bin arası kentlerin en az üçte ikisinde, 25-50 bin arası olan kentlerin de hemen hemen yarısında örgütlendiklerini, çete patlamasının ise 1990'lı yıllardan sonra olduÄŸunun tespit edildiÄŸini ifade etti. Toplantıya sunulan araÅŸtırma sonuçlarına göre çetelere çok genç yaÅŸlardan itibaren üye olunuyor. Son dönemlerde çete üyesi kızların sayısında da hızla artış oluyor. AraÅŸtırmada ülke genelindeki 24.500 aktif çeteye 750 bin kiÅŸinin üye olduÄŸu belirtiliyor. California'dan araÅŸtırmacı Al Valdez ise sadece bölgesi Orange'da Hispaniklerin (Ä°spanyol asıllıların) kurduÄŸu 18. Cadde çetesinin 50 bin üyesinin bulunduÄŸunu, bu çetenin uluslararası bir boyut kazanarak, Meksika, Honduras, Kanada gibi ülkelerde de örgütlendiÄŸini söyledi. Çetelerin baÅŸka ülkelerdeki üyelerini, ABD'den sınırdışı edilen kiÅŸiler vasıtasıyla saÄŸladıkları belirtiliyor. Suç oranları yönünden ABD'nin en önde gelen ÅŸehirlerinden biri olan Chicago'dan emekli polis memuru John Guzman ise, geçen yıl gerçekleÅŸen 666 adam öldürme olayının yüzde 25-30'unun bu çeteler tarafından gerçekleÅŸtirildiÄŸini ifade etti. Guzman bu çetelerin uyuÅŸturucu ve ecstasy hapları ticareti yaptıklarını, ayrıca sahte hüviyetler de düzenleyerek binlerce dolar para kazandıklarını söyledi. Guzman, çeteleÅŸmenin ulusal bir salgın hastalık olduÄŸunu da vurguladı. Bazı çetelerin artık ırk ve coÄŸrafik sınırları aÅŸtığı; modern iÅŸletmeler ÅŸeklinde örgütlendikleri de belirtiliyor. Çetelerin adam toplamak için kullandıkları en önemli alan ise internet.”

Bu acı gerçekleri kaydettikten sonra meşhur hakim Bidbay'ın Kelile ve Dimne'de kaydettiği bir misali aktararak yazıyı noktalayalım: Bir kedi yolda bir törpü görür, kemik zannederek yalamaya başlar, yaladıkça dili kanar, kanı emdikçe -dilinin acısını ve giderek tükenmekte olduğunu farketmeyecek kadar büyük bir iştiha ve zevk aldığı için- yalamaya devam eder, sonunda bir de bakar ki dili bitmiş, dilsiz kalmış, çaresiz bir pişmanlık içinde bir kenara çekilip ölür.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.