Sosyal Medya

Makale

Dostluk ve düşmanlık

DostluÄŸun başı, düÅŸmanlığın sonu yoktur. Bu yüzden atalarımız, “dost bin ise azdır, düÅŸman bir ise çoktur” demiÅŸlerdir.

Bana göre düÅŸmanlık, insanın silahı kendisine doÄŸrultmasıdır.

DüÅŸmanlık, ister iki kiÅŸi, ister iki toplum arasında olsun, yakıcıdır, yıkıcıdır. Güzelliklerin ve iyiliklerin üstünü örter, masumiyet duygusunu yok eder.

Lütfi Bergen, “dostluk, yürürken belirginleÅŸen bir ÅŸeydir” diye yazmıştı. ‘DüÅŸman ayaÄŸa bakar’ bahsine iÅŸte buradan yaklaşıyorum. Çünkü düÅŸman, yürümenizi, ilerlemenizi, iyi iÅŸler yapmanızı istemez. Bekler ki, ayaklarınız birbirine dolaÅŸsın.

DüÅŸmanlığa neden olan çok ÅŸey var. Sözgelimi, ÅŸiddetli kıskançlık, düÅŸmanlığı da beraberinde getiriyor. İmrenmek, daha insanî.

DüÅŸmanlık hissiyle dolmuÅŸ bir kimse, güzel iÅŸleri, iyi niyetleri ve incelikleri görmez. Hep kusur arar. Merhametsiz ve yıpratıcıdır. Sadece karşısındakini deÄŸil, kendisini de yıpratır.

Yeri gelmiÅŸken, Nietzsche’nin ÅŸu sözünü de hatırlatalım: “Dünyada hiçbir ÅŸey, insanı kin besleme duygusu kadar yıpratamaz.”

***

İnsanları hemen tanıyamayız. Çünkü ‘hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde’ olur. “Öl, diril, düÅŸmanını bil” sözü kulaÄŸa hoÅŸ gelse de, ne yazık ki böyle bir imkânımız yok.

‘DüÅŸmanın en büyük hilesi, dostluÄŸudur” deniliyor. Hak diyenden haksızlığın, merhamet diyenden merhametsizliÄŸin gelmesi gibi, dostluk diyenden de düÅŸmanlık görebilirsiniz. Åžaşırmayın, fakat üzülün.

Pek kullanılmayan, hatta kullanımdan düÅŸmek üzere olan bir kelimemiz var: Zırar.

Zırar, ‘karşılıklı zarar vermek’ anlamına geliyor. Bu kelime, bana kalırsa, cumhuriyet tarihini de özetliyor. Suni düÅŸmanların ve düÅŸmanlıkların üretilmesi, sonra da bunların gerçeÄŸe dönüÅŸmesi, dönüÅŸtürülmesi. Sıklıkla tökezleyip düÅŸmemiz bu yüzden. Durumumuzu en iyi anlatan, İsmet Özel’in ÅŸu dizesidir: “DüÅŸmanı gösteriyorlar, ona saldırıyoruz.”

ÖrneÄŸin son otuz yılda, çok acı olaylar yaÅŸandı. ‘Bunu yapan insan olamaz’ dediÄŸimiz yüzlerce çirkinlik ve ayıp gördük. Hayvan da yapmaz. O halde, kim yapmış olabilir? Elcevap: DüÅŸmanlık.

Tam da burada, aklıma, Nurettin Topçu’nun bir cümlesi geliyor: “DüÅŸmanlık, iki canavar benliÄŸin çarpışmasıdır.” Bir de soru soralım: O benlikleri ‘canavar’ haline getiren kimdir, nedir?

***

İlk yazılarımızdan birinde, ‘kardeÅŸlik ahlakından’ bahsetmiÅŸtik. DüÅŸmanlığı aÅŸmanın yahut ondan kurtulmanın birinci ÅŸartı budur. Åžimdilerde “kardeÅŸlik ve dayanışma hukuku”ndan bahsediliyor. Ahlak olmadan, bunların hiçbiri olmaz. Ahlaklı mıyız, deÄŸil miyiz, öncelikle buna bakmamız gerekiyor.

Nasıl nifak ile ittifak, iyilik ile kötülük bir çatı altında barınamazsa, dostluk ile düÅŸmanlık da öyledir. İkisinden birini tercih etmeli ve ona göre davranmalı, yaÅŸamalıyız.

DüÅŸmanlığın bir diÄŸer nedeni de, adaletin olmaması veya eksik olmasıdır. Adalet, dünyadan ibaret bir kavram olsaydı eÄŸer, onun için “mülkün temelidir” tanımını kullanabilirdik. Hayır, deÄŸil. Bu ve buna benzer gerekçelerden dolayı, ‘ekonomik nedenler’ gibi dünyevî ifadeler beni ikna etmiyor. Çünkü insan, mesela bir aÄŸaç gibi, dünyada baÅŸlayıp dünyada bitmez. Elbette, kardeÅŸlik de öyledir.

Tekrardan ve gönül rahatlığıyla, birbirimize “kardeÅŸim” demeliyiz, diyebilmeliyiz. Kim ne derse desin.

YENİŞAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.