Sosyal Medya

Makale

Gerçek Hayat

İyi eserler, samimi emekler, bir gün mutlaka karşılığını buluyor. Ziyan olmuyor.

İbrahim Kiras’ın Gerçek Hayat isimli ÅŸiir kitabını kaç kez okudum, hatırlamıyorum. Bizim kuÅŸağın eskimeyen kitaplarından biridir o. Bir adım daha atarsak, hakkı pek verilmemiÅŸ.

Gerçek Hayat’ın çıkışını dün gibi hatırlıyorum. İz Yayıncılık, 1997. Kitaptaki ÅŸiirlerin kendine ait bir sesi, rengi, iklimi var. Kısılmıyor, solmuyor, deÄŸiÅŸmiyor. Åžair, dili oldukça özenli kullanıyor, çoÄŸunlukla çalışkan kelimeleri tercih ediyor.

O yıllarda, Murat MenteÅŸ, Yazarlar BirliÄŸi’nin İstanbul Åžubesi’nde Nöbetçi Åžair isimli bir program yapıyordu. Siyaset ve ayrımcılık, bu güzide kurumlarımıza henüz sirayet etmemiÅŸti. Yirmi yaşındaki bir genç, orada söz sahibi olabiliyordu. Güzel ve temiz günler. Muhitler henüz yıkılmamış. İnsanlar daha sahici. Sözler söz. Öncelik maddiyatta deÄŸil, maneviyatta. Esas olan, emek ve meziyet. İşte böyle.

Salondaki beÅŸ altı dinleyiciden biriydim. İbrahim Kiras’ı ilk o gün gördüm, dinledim. Bir daha da hiç görmedim. Yirmi dokuz yaşındaydı. Åžimdi ellisine yaklaşıyor. Özetle: “Çığlık atarak geçen gençliÄŸim” (Sayfa 35), “KoÅŸarak aylar ve yıllar.” (39) Bir de bu: “Gelecek yoktu aklımızda / Åžimdi gelecek geçmiÅŸ oldu.” (22)

Eski notlarımı karıştırıyorum. “KeÅŸke kitabıma Türkçe Åžiirler adını verebilseydim” demiÅŸ. Mehmet Emin Yurdakul’u ve eserini sevgiyle anmış.

Evet, Gerçek Hayat’ın bendeki yeri ayrıdır. Fakat bunu gösterme imkânım pek olmadı. Gösteremedim. Nasip bugüne imiÅŸ.

***

Gerçek Hayat, adından kapak fotoÄŸrafına kadar, bir yolculuk kitabıdır. Yolculuk esnasında yaÅŸananlar, görülenler, ÅŸahitlikler.

Bir DönüÅŸ YolculuÄŸu, kitabın ilk ve en uzun ÅŸiiri. DönüÅŸ O’na. Bu ÅŸiirde, kalbin etrafında dönmekten ve yolculuÄŸun sonunda kendine gelmekten bahsedilir. Yürüyerek döndüÄŸümüz o çok uzaklar. Yüz yirmi sekiz dizelik bu ÅŸiiri okurken, hep aynı duyguyu yaşıyoruz: “Kalbine dön! Eve dön! Åžarkıya dön!” Korku ve ümit arasında yapılan bu yolculuk, üzüntüyü ve ÅŸaÅŸkınlığı da beraberinde getirir. Åžair / yolcu, uÄŸradığı yerlerde kötülük gördüÄŸünden bahseder. “ArkadaÅŸlarım eÄŸlenmeye devam ediyor” der. (15) EÄŸlenmek; durmak, beklemek, oyalanmak, yolculuktan vazgeçip ikamet etmek anlamlarına da gelir.

İbrahim Kiras’ın Bir DönüÅŸ YolculuÄŸu ve İsmet Özel’in Of Not Being A Jew ÅŸiiri. Her ikisinin de bitiÅŸ tarihi 1993 yılı. İlginç ve anlamlı.

İbrahim Kiras’a göre, dünya hayatı, yokluÄŸun varlığını yoklamaktan ibaret. “Bilmiyor arkadaÅŸlarım / Ben nasılsa biliyorum” der. (14) ArkadaÅŸların daima dışarıda bırakılması, yalnızlık deÄŸil de, bir başınalık olarak okunabilir. İnsanın kendi kaderi ve yolculuÄŸu.

Yolculuk devam ettikçe, Büyük Beyaz BoÅŸluk da geniÅŸler. Sorular gelir: “BoÅŸuna mı yaÅŸadık / Biz bunca tuhaf ÅŸeyi / Diye soruyorum ben ÅŸimdi.” (28)

YolculuÄŸun sonuna doÄŸru, beyaz, yerini siyaha bırakmaya baÅŸlar. “Kimsenin adını bilmediÄŸi / Karanlık bir ÅŸey” gelir. (39) Åžair, “Anlaşılmaz kavgalar oluyor” diye dert yanar. (53) Ne gibi kavgalar, tartışmalar? “Bunu bilmiyor kaptan / Denizin varlığı tartışılıyor / Bir takım insanlar arasında.” (29) Bir başınalık, yalnızlığa dönüÅŸmek üzeredir: “Kendimin kıyısındayım yalnızca.” (66) Kaçmak ya da sabretmekten bahseder. (62) Ve sonuç: “Rabbime sığınırım her neredeysem.” (63) Böylece, tekrar kitabın ilk sayfalarına, yani kalbimize, evimize döneriz. BaÅŸladığımız yere.

***

İbrahim Kiras, insana ve dünyaya mahsus birçok durumu deniz ve kıyı üzerinden anlatır. İnsan hayatı bazen dalgalı, bazen durgun olur. YaÅŸananların derinliÄŸi ve günlerin zorluk derecesi sürekli deÄŸiÅŸir. Ayrıca, denize pek güven olmaz. İnsanlara da.

Bir de böyle: İnsan, bir yaÄŸmur damlası olarak, topraÄŸa düÅŸer. DiÄŸer damlalarla birleÅŸip bir pınarda, gözede, kaynakta buluÅŸurlar. Yolculuk baÅŸlar. Amaç denize, yani O’na ulaÅŸmaktır. Çaylar, dereler, ırmaklar ve nihayet deniz. Ne var ki, her damla denize kavuÅŸamaz. Nedenleri malum.

Üçüncü bir okuma ÅŸekli de, denizin iyi bir imkân olduÄŸudur. Dünyevi zenginliÄŸi beraberinde getirdiÄŸidir.

Åžimdi, Yüzümde Sorular baÅŸlıklı ÅŸiirde geçen bu iki dizeyi nasıl okumamız, anlamamız gerekiyor? “Denize yürüyen arkadaÅŸlar denize varıyorlar / Ben olduÄŸum yerde kalıyorum.” (58)

Belki bir ipucu: “Biz uzak daÄŸların birinden geldik / YaÅŸamadık ama yaÅŸasak ne olurdu? / Hayatın ortasında cevapsız kaldık.” (55)

Zor iÅŸ.

***

Åžair basireti, feraseti diye bir gerçek var. Sözgelimi, Sezai Karakoç’un, İsmet Özel’in yirmi - otuz yıl önce söyledikleri, bugün birer ikiÅŸer çıkıyor, gerçekleÅŸiyor.

Aynı hissi, Gerçek Hayat’ı okurken de çok yaÅŸadım. Her ÅŸeyden evvel, hayat bilgisi kuvvetli ÅŸiirler bunlar.

İbrahim Kiras’ın 1997 yılında yazdıkları ve bugün yaÅŸananlar: “Her ÅŸeyi biliyor gibiydim / Yırtılan kâğıt gibi on yıl / Gürültüyle geçti, bilmedim.” (23) Bunu da 1990 yılında yazmış: “Bir hain var aramızda, ona yer açıyorum.” (35) Benim için en anlamlı olanlar: “Herkesin kendi elinde tuttuÄŸu kâğıtları / Yanındakine göstermeden okuması / Zor biliyorsun ama ben bilmiyordum.” (34)

Bütün bunların üstüne, ÅŸunu demek ÅŸart oldu: Halimizi, derdimizi anlatamadığımız bir zamanın içindeyiz. “Kalbimden arta kalan boÅŸlukta / Kimsenin sevmediÄŸi bir çiçek yetiÅŸseydi” (48) diyen bir ÅŸair ve baÅŸka ÅŸeyler. Nasıl anlatalım? Hayat.

Kimsenin Kalbi’ni Yahya Kemal’in “Gördüm ve anladım yaÅŸamak mâcerâsını” dizesiyle baÅŸlatmıştım. Bunu sonradan fark ettim. İbrahim Kiras, Gerçek Hayat’ı aynı dizeyle bitirmiÅŸ.

Cuma namazının vakti yaklaşıyor. Son söz İbrahim Kiras’ın olsun: “YaÅŸamaya fırsat bulamamış bir ÅŸair / Tarihe nasıl geçer? / Sorusunun cevabı / Her cuma içindedir.” (71)

YENİŞAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.