Makale
Küçük Kara Balık yola devam ediyor
Ferzad Kemanger İranlı bir Kürt öÄŸretmendi. 2007 yılında PJAK üyesi olduÄŸu için tutuklandı. Af Örgütü’nün kayıtlarına da giren iÅŸkenceler gördü. İran’ın yakaladığı PJAK üyelerine verdiÄŸi ceza belliydi. Ölümü beklerken hapishanede yazdığı son mektubunda organlarını bağışlamayı vasiyet ederken ÅŸöyle demiÅŸti:
“Hangi dili konuÅŸuyor olursa olsun, kalbimin bir baÅŸkasının göÄŸsünde atmasına izin verin. Kalbimin bir çocuÄŸun göÄŸsünde atmasına izin verin ki bir sabah yapabildiÄŸim kadar yüksek sesle ve anadilimde -Kürtçe- haykırabileyim: Bu uçsuz bucaksız dünyanın bütün köÅŸelerine, bütün insanlığı sevme mesajını taşıyan bir rüzgâr olmak istiyorum.”
2010 yılında diÄŸer beÅŸ Kürt öÄŸretmenle birlikte idam edildiÄŸinde sadece 34 yaşındaydı.
Bir yıl sonra PJAK İran’daki askerî mücadelesini bitirip, gerillalarını sınır dışına çektiÄŸini açıkladı.
4 yıl sonra ise Kemanger’in adı, vasiyetine çok yakışan bir yere verildi. Diyarbakır BaÄŸlar’da bir ilkokula. Özel Okullar’da Kürtçe eÄŸitime izin veren düzenlemenin ardından Belediye, Kürdi-Der tarafından Kürtçe özel ilkokul izinsiz olduÄŸu için mühürlendi. HDP İl BaÅŸkanı öncülüÄŸündeki kalabalık mührü kırıp okula girdi. Bu sahneler üç kez tekrarlandı. Gerilim günlerce sürdü.
Milli EÄŸitim Bakanlığı, son tarihi 1 Eylül olan okul baÅŸvurusu tarihinin geçtiÄŸini, eÄŸer baÅŸvuru yapılırsa okula izin verilebileceÄŸini açıkladı. Kürdi-Der öncülüÄŸünde aralarında vekillerin olduÄŸu kalabalık bir grup valiliÄŸe okul için gerekli belgeleri götürdü. İki müfettiÅŸ gelip okulu inceledi. Fiziki eksiklikler bildirildi. Sınıf sayısı 3’ten 4’e çıkarıldı. Ve okul önceki gün MEB’e baÄŸlı özel okul statüsünde yeniden açıldı. 1.5 aylık bir gecikmeyle.
100 öÄŸrencisi olan ilkokulda çocuklar okuma-yazma, matematik, hayat bilgisi, resim, müzik derslerini anadilleri olan Kürtçe olarak görecekler.
Tam Ferzad Kemanger’in istediÄŸi gibi.
Diyarbakır’da Ferzad Kemanger İlkokulu resmen açılırken, PKK’nın Türkiye’de çözüm sürecini bitirip yeniden savaşın baÅŸlayacağı konuÅŸuluyordu. PJAK güçlerini İran’dan çeken Cemil Bayık, okulun açılmasından kısa bir süre önce Türkiye’den çekilen PKK’lıların geri döndüÄŸünü bile açıklamıştı.
Halbuki geri çekilme kararını hükümet ya da Öcalan’dan deÄŸil, bundan iki yıl önce Kandil’de Türkiye’den gelmiÅŸ yüzlerce gazeteci önünde Bayık’ın selefi Murat Karayılan’dan duymuÅŸtuk:
“Devam eden hazırlıklar temelinde geri çekilme, 8 Mayıs 2013 tarihinde baÅŸlayacaktır. Geri çekilme, kademeli gruplar halinde planlanmış olup, gerillanın hareket tarzı, gizliliÄŸi ve disiplini temelinde mümkün olan en kısa sürede tamamlanması hedeflenecektir.”
Karayılan, çekilirken müdahale edilmemesi dışında hiçbir ÅŸart öne sürmeden, süreci baÅŸlatacak ilk adım olarak geri çekilmeden bahsettiÄŸini gazetecilerin soruları üzerine teyit etmiÅŸti.
Zaten sürecin üç aÅŸamadan oluÅŸtuÄŸunu da Türkiye kamuoyu hükümetten ya da Öcalan’dan deÄŸil, ilk kez Kandil’den duydu.
Karayılan, birinci aÅŸamayı da bizzat kendisi tarif etmiÅŸti: “Uygulanmakta olan ateÅŸkes ve gerilla güçlerimizin baÅŸarılı bir biçimde geri çekilmesiyle birlikte birinci aÅŸama sona erecek ve ikinci aÅŸama baÅŸlamış olacaktır."
İkinci aşamada ne olacağını da:
“İkinci aÅŸama, sorunun kalıcı çözümü için, daha çok devletin ve hükümetin yükümlülüklerini yerine getireceÄŸi aÅŸamadır.”
Peki PKK geri çekildi mi? Hayır. Hem de Åžengal’de, Maxmur’da, Kobani’de askerî güce ihtiyacı varken. Hatta çekilen güçlerinin geri döndürüldüÄŸünü açıkladı.
Peki neden? Anadil için ya da özerklik için deÄŸil, içinde IŞİD, Rojava geçen belirsiz pek çok gerekçe göstererek.
Peki devlet ne yaptı? Devletin yaptıkları biraz Ferzad Kemanger okulunun hikâyesine benziyor. YavaÅŸ, bürokratik ama sonunda atılan adımlarla.
Hazıra konup Cahit Bülent’in Kürdistan’dan Notlar bloÄŸundaki herkese tavsiye Politik Kürtler yazısından bir alıntıyla özetleyelim:
“Hiçbir ÅŸey yapmıyor dedikleri hükümet, süreç baÅŸladıktan sonra Hatip Dicle dahil olmak üzere, KCK’li siyasi tutsakların serbest bırakılmasını saÄŸladı. DemokratikleÅŸme paketiyle ilkokul çocuklarına zorla okutturulan faÅŸist and kaldırdı. Kürtçe harf yasağını kaldırdı. Bugün Kürdistan’daki bütün belediyelerin üzerinde çift dilli tabelalar var. Adları deÄŸiÅŸtirilip, TürkçeleÅŸtirilen mahalle ve köylerin isimleri Belediye Meclisi kararıyla deÄŸiÅŸtirilebiliyor. Daha geçen gün Van’da İpekyolu Belediyesi onlarcasının Kürtçe ismini kullanmak için karar çıkardı. Özel okullarda Kürtçe eÄŸitim serbest, ilkokul dördüncü sınıflarda Kürtçe seçmeli ders almak mümkün. Devlet çok çok az sayıda da olsa, Kürtçe öÄŸretmenleri için ilk defa kadro açtı, atama yaptı. Göreve çaÄŸrılan 'Seküler Güçlerin' aÅŸiret reisi diye aÅŸağılamaya çalıştıkları Irak Kürdistan BaÅŸkanı Mesud Barzani, Åživan Perver’le Diyarbakır’a geldi. Kantar KavÅŸağı’nda Diyarbakırlılara Kürtçe barışa destek çaÄŸrısında bulundu. Çözüm iradesini ortaya koymanın en önemli adımı yasal zemindir diyorlardı. Hükümet barış sürecinin yasal zeminini oluÅŸturdu. Resmî Gazete'de yayınlandı. Öcalan bunu tarihî bir adım olarak karşıladı. Bakanlar kurulu kararı ile süreci yürütecek kurullar tek tek belirlendi. Bütün bunlar olurken Devlet heyeti Öcalan’la görüÅŸmeye devam etti, yol haritası üzerinde çalıştı. HDP’li vekillerden oluÅŸan İmralı heyeti defalarca Kandil’e ve İmralı’ya gidip geldi. TRT ÅžeÅŸ ve yüzlerce öÄŸretmen yetiÅŸtiren üniversitelerdeki Enstitülerden bahsetmiyorum bile...”
Bu iki yılda iki tarafın yaptığı en iyi ÅŸey ise çatışmaya girmemek, ateÅŸkese saygı duymak oldu. Devlet iki yıldır operasyona çıkmadı.
Ama PKK bu sırada karakolları taciz etmeye, yol kesmeye, mahkeme kurmaya devam etti. Åžehirlerde milisler örgütledi. Ve 6/7 Ekim’de bu ÅŸehir milislerinin baÅŸlattığı olaylar büyük bir felaketle sonuçlandı.
Ardından “Mahkûm deÄŸiliz”den, “seküler güçler göreve”ye kadar epey büyük laflar edildi. Ağır sözler söylendi. HDP kapatılacak diye ÅŸayialarla ortam zehirlenmeye çalışıldı. Hedef gösterildik lafları havada uçuÅŸtu. (Hedef göstermek deyince Kandil’in meÅŸhur isimlerinden biri yıllar önce JİTEM’in vurduÄŸu bir Kürt aydını için lümpenliÄŸin dibine vurup “Bu gibilerin üstüne de halk iÅŸeyecektir. Ya canlısının üstüne ya da mezarına!” diye bile yazdı.)
Ama ne söylendiyse söylendi, kimse o son cümleyi kurmadı.
Dün Yeni Åžafak’ta Süleyman Seyfi ÖÄŸün’ün yazdığı gibi:
“Ama konuÅŸmalarda açık kapı bırakan son vurgu; yâni 'süreci bitiren taraf biz olmayacağız' vurgusu, bana her ÅŸeyden daha önemli gözüküyor. Bu vurgu, sürecin her ÅŸeye, hattâ tarafların bizzât kendisine karşı da çalıştığını, iÅŸlediÄŸini gösteriyor. Yâni, süreç son derecede nesnel bir tabana oturmuÅŸ durumda.”
Çözüm süreci büyük bir badireyi daha atlattı. Sürecin üzerine oturduÄŸu o nesnel taban hâlâ yerinde duruyor çünkü.
Yakaladığı Kürt öÄŸretmenleri idam eden İran’da silahlı mücadeleyi bitirip, gerillalarını çeken PKK’nın, o öÄŸretmenin adıyla Kürtçe okul açılan (1.5 ay gecikmeyle de olsa) Türkiye’de savaşı baÅŸlatmasının bir nesnel tabanı yok çünkü.
Hükümetin de bunca badireden, politik riskten sonra, dün Al Jazeera’dan Sümeyye Ertekin’in nabzını tuttuÄŸu Trabzon’da bir ayakkabı boyacısına "Akan kan dinecekse, Öcalan’ı evimde de misafir ederim” dedirten toplumsal destek, her ÅŸeye raÄŸmen sürerken süreci bitirmesi nesnel deÄŸil. Ama AKP muhalifliÄŸinden savaÅŸ kışkırtıcılığına kadar gelen bir grubun hayallerini süslediÄŸi kesin.
Dün Cemil Bayık da tonunu yumuÅŸattı ve AKP’yi “halkın umuduyla oynamakla” suçladı. Bu kadarlık romantik bir sitemi kaldırabilir süreç.
40 bin insandan sonra son düzlükte, 50 insan daha kaybettik. BoÅŸu boÅŸuna, hunharca iÅŸlenmiÅŸ cinayetlerle.
Ama çözüm süreci devam ediyor. Belki Ferzad Kemanger İlkokulu’nda okuyan çocuklar, Yasin Börü Lisesi’ne gider. Sonra da Musa Anter Üniversitesi’ne…
Ferzad Kemanger idam edilmeden önce yazdığı mektuba Samed Behrengi'nin Küçük Kara Balık’ından bir alıntıyla baÅŸlamıştı. Onunla bitirelim:
“Bir zamanlar annesiyle ırmakta yaÅŸayan küçük bir kara balık vardı. Annesinin bıraktığı on bin yumurtadan bir tek bu yavru balık kalmıştı. Küçük Kara Balık bir gün annesini uyandırdı: 'Buralardan gitmeliyim.' Annesi sordu: 'Nereye gideceksin?' 'Gidip ırmağın sonunu görmek istiyorum'...”
TÜRKİYE GAZETESİ
Henüz yorum yapılmamış.