Sosyal Medya

Makale

Beyaz atlı sekülerler gelmeyecek Aysel Hanım!

Nazi rejiminin meÅŸhur Propaganda Bakanı Joseph Goebbels'in Hitler'den ilhamla geliÅŸtirdiÄŸi “büyük yalan” stratejisi ÅŸunu tavsiye eder: "EÄŸer yeterince büyük bir yalan söylersen ve bu yalanda ısrarcı olursan, insanlar nihayetinde sana inanmaya baÅŸlayacaktır.” (Ceren Kenar’ın 2013 yılındaki bir yazısından. Goebbels 116 yaşındayken. Türkiye’nin solcuları hâlâ loserken. Ama Sinan Ogan’la ittifaka kadar mevzileri geriletmemiÅŸken  http://www.turkiyegazetesi.com.tr/ceren-kenar/577306.aspx)
Ama bazen yalanların da sonu gelir. 
PKK medyasının IŞİD’in Musul’u iÅŸgalinin arkasında gösterdiÄŸi Barzani’nin PeÅŸmergeleri, aynı medyanın IŞİD’in bir model öncesi muamelesi çektiÄŸi Özgür Suriye Ordusu’na baÄŸlı milislerle birlikte, IŞİD’in kurucusu olarak gösterilen Türkiye’nin üzerinden geçip Kobani’de IŞİD’le savaÅŸmaya gittiler dün…
Hem de 2011'de, bu yollar ikinci bir Dersim harekâtı için yapılıyor, denilen yollardan geçerek… (Alıntı: @beyruting)
2011 vurgusu mühim. Aynı zamanda çok acılı. Çünkü belki de bugünkü çözüm süreci 2011 yılında baÅŸlayabilirdi. Oslo’da Kandil’le yürütülen görüÅŸmeler çöktükten sonra İmralı’da yeniden baÅŸlayan müzakereler, seçimlerin ardından haziranda Öcalan’ın barış konseyleri kuruluyor açıklamasıyla zirve yapmıştı.
Sonrası malum. Silvan baskını ve aynı saatlerde Diyarbakır’da Aysel TuÄŸluk’un demokratik özerkliÄŸi ilanı. Ve bütün gerekçeleri bitmiÅŸ bir savaÅŸ için, PKK’nın Suriye kriziyle önüne açılan yeni imkânları kullanma fırsatçılığı uÄŸruna, Öcalan’ı da geri çekilmek zorunda bıraktırıp girdiÄŸi binlerce genci öldüren Devrimci Halk Savaşı denemesi…
Benzer günlerden geçiyoruz. Bir barışı daha ıskalayıp ıskalamayacağımıza karar verdiÄŸimiz günlerden. Belki kısa bir süre sonra mahkûm olduÄŸumuz önümüzdeki barış giriÅŸimine kadar binlerce gencin daha ölümüne neden olup olmayacağımıza karar vereceÄŸimiz günler. Kötü haberler gelmeye baÅŸladı bile.
Her ÅŸey 2011’e benziyor. Ortaya dökülenler bile.
Üç yıl önce bölgeye yapılan yolları, yeni katliam hazırlığı olarak yorumlayıp havayı zehirleyen canı sıkılan, action seven ablalar, bir tuzluk kadar dahi ilgileri olmadıkları bir meselenin hallinin konuÅŸulduÄŸu müzakere masasında oturanların sandalyesini sallamaya çalışıyor.
2012 yılında Devrimci Halk Savaşı sırasında Taraf’a yazdığı açık mektup da yeni stratejiyi savunan Aysel TuÄŸluk’un baÅŸka bir yazıyla geri dönmesi de o benzerliklerden biri.
Aysel Hanım’ın, kalemi taÅŸtan daha iyi kullandığı açık. Erken yaÅŸlarda PKK ile tanışmış, Öcalan’ın da uÄŸradığı bir evde büyümüÅŸ, avukatlığını yapmış, bu harekete gönülden baÄŸlı bir isim.
O yüzden onunkisi can sıkıntısından biraz da Kürtlerle ilgileneyim bari diyen bir NiÅŸantaşı hanımefendisinin, ya da dikkate alınmak isteyen emekli bir liberalin ya da bütün siyasi geleceÄŸini PKK taşına yatırmış loser bir solcununkinden farklı. 
PKK içerisinde kulak verilmesi gereken hakim bir görüÅŸü, çözüm sürecine inancı zayıf bir kanadı hatta toplumsal kesimi temsil etmesi açısından da kıymetli.
2007 yılında Cumhuriyet Mitingleri sürerken Radikal İki’ye yazdığı bir yazıda Kemalistlere, ulusalcılara yaptığı ittifak çaÄŸrısı sadece onun ÅŸahsi görüÅŸü deÄŸildi muhakkak. Åžöyle yazmıştı:
“AB üyelik süreci, ABD'nin Irak iÅŸgali, Türkiye'deki ve Irak'taki Kürt sorununun emperyalist müdahalelerle geldiÄŸi son aÅŸama ve AKP iktidarının ekonomik ve politik uygulamalarla uyumlu dış politikası çok ciddi kaygılara sebep oluyor. En azından dürüst olarak kabul edebileceÄŸimiz Türk yurtsever kesimlerce ve özellikle Kemalist aydınlarca bu kaygılar üst düzeyde yaÅŸanıyor. Burada bizim açımızdan sorulması gereken, Kürtlerin tavrının ne olacağıdır. Bize göre Türk halkının korku ve kaygıları ciddi düzeyde gerçekçidir, anlaşılmaya deÄŸerdir. Türk halkı tekrar Sevr tehlikesine benzer bir durumla karşı karşıyadır tespitini rahatlıkla yapabiliriz. Emperyalist müdahalelere güvenmeden ve de gerçeklik dışı olmayan açılımlarla çözüm arayışı gerekiyor.”
Ve 7 yıl sonra…
TuÄŸluk bu kez AKP’nin iÅŸbirlikçisi olduÄŸu Batı emperyalizminden, Sevr’den bahsetmiyor. Tam tersine. O köprünün altından çok sular aktığının eski ulusalcıların bardak hatta İngilizce tweetle AKP’ye karşı Batı’dan yardım isteyen eski ve meÅŸhur bir ulusalcı tabirle ‘iÅŸbirlikçilere’ döndüÄŸünün farkında…
Åžöyle diyor: “Uluslararası güçler nezdinde AKP çizgisi tüm yüzleri ile deÅŸifre edildi ve önemli oranda IŞİD’le aynı çizgi olduÄŸu da çeÅŸitli biçimlerde ifade edildi.”
Ama çaÄŸrının adresi deÄŸiÅŸmiyor. TuÄŸluk, yine sekülerlerin kapısının önünde. Çılgın ve vazgeçmeyen bir âşık gibi. Ümidini kaybetmiyor bir türlü:
“Hayır, kesinlikle Barış sürecini bitirmekten söz etmiyorum. Ama açıkça belirtmek gerekiyor ki, AKP kesin bir ÅŸekilde partner olmaktan çıkmıştır. Zira, IŞİD kartı ile sürece karşı en büyük komployu kurdu. Bu açıdan süreç konusunda devletin geleceÄŸini düÅŸünenler ve seküler güçler hızla sorumluluk almalıdır.”
“Süreç konusunda devletin geleceÄŸini düÅŸünenler”den kastı hakkında tecrübeli vatandaÅŸlar olarak hepimizin kafasında bir fikir oluÅŸuyor. Ama “o kadar da deÄŸildir herhalde” diye yıllarca devletle savaÅŸmış silahlı bir örgütün siyasi kanadından bir isme konduramadığımız bir fikir o...
Hızla sorumluluk almaya çağırdığı seküler güçlerin, AK Parti hâlâ iktidardayken nasıl hızla sorumluluk alabileceklerini yazarsa atıl ve yılgın haldeki seküler güçlere de bu moral olur muhakkak.
Belki bu tuhaflığı “TuÄŸluk, AKP’ye karşı eski Türkiye’ye seslenmiÅŸ” diye toparlayabiliriz. Yoksa Dersimli bir Kürt’ün derin devlete, eski muktedirlere ittifak çaÄŸrısı deyip boÅŸuna Stockholm’lere gitmeyelim yeniden. 
Peki TuÄŸluk’u böylesine çaresizce 7 yıl önceki gibi sekülerlerin kapısına getiren korkunç AKP ne yapmış yine?
90’lara dönmüÅŸ, her gün sokakta cinayetler iÅŸliyormuÅŸ, asker her gün operasyon yapıyormuÅŸ, Öcalan’la görüÅŸelim diyenler tutuklanıyormuÅŸ. Onları biliyoruz, tamam. ErdoÄŸan’ın Hitler’den, DavutoÄŸlu’nun Enver PaÅŸa’dan tek farkları bıyıkları. Onu da anladık. Kürt siyasetinin rüyalarındaki tarih 2014 deÄŸil, 1994. Hep maÄŸdur, hep haklı olduÄŸu güzel zamanlar…
Evet de. Peki başka. Okuyalım:
“IŞİD yukarıdaki çerçeveye baÄŸlı olarak, yıllara dayanan iliÅŸkiler sonucu DavutoÄŸlu/ErdoÄŸan çizgisi tarafından Orta DoÄŸu’da 'oyun kurucu ülke olmak' stratejisinin bir gereÄŸi olarak sahaya sürüldü.”  
“IŞİD’in baÅŸarısız olması durumunda bizzat hamileri, yani AKP en aktif haliyle devreye girer.”
“Belki insanların çoÄŸu farkında deÄŸildir ama AKP çizgisi Türkiye’nin bütünü için ÅŸu an yürürlükteki en büyük tehlikedir. Öyle IŞİD’in Türkiye’ye dönmesinden söz etmiyorum. Bizzat IŞİD ideolojisi ve yaÅŸam anlayışının AKP eliyle toplumun dokularına nüfuz etmesinden söz ediyorum.”
Yani: Siz hâlâ AKP’nin sadece IŞİD’i kurduÄŸunu mu zannediyorsunuz?
Bir level yukarıya çıkmış paranoya, haberiniz yok. AKP bizzat IŞİD’in kendisi.
EÄŸer sekülerler ve devleti düÅŸünenler bir ÅŸeyler yapmazsa da Üsküdar’da boÄŸaz kesme sezonu açıldı açılacak…
Yazıdaki bu cümle de çok ÅŸey anlatıyor:
“IŞİD, Suriye’nin iÅŸgali ve Kürt kantonlarının etkisizleÅŸtirilmesi amacına ulaşıldığı anda devre dışına sürülür ve Anadolu’da 'insani yardım kuruluÅŸu' olarak hayatına devam eder.”
Yok sadece yardım kuruluÅŸları-IŞİD eÅŸitliÄŸinden bahsetmiyorum. PKK’nın McCarthyci (öldüÄŸünü biliyorum) dünyası hakkında 6/7 Ekim olaylarında epey bir fikir sahibi olduk.
Bu cümledeki esas ilginç nokta IŞİD’in amacını tarif ettiÄŸi yer: “Suriye’nin iÅŸgali ve Kürt kantonlarının etkisizleÅŸtirilmesi…”
Özellikle de ÅŸurası: “Suriye’nin iÅŸgali…” Kürt kantonlarının etkisizleÅŸtirilmesinden bile önceki bir mesele olarak Suriye’nin toprak bütünlüÄŸü kaygısı.
Bu tuhaf kaygı 2011’de de 2014’te de PKK’yı çözüm masasından kalkmaya zorlayan tazyik hakkında çok ÅŸey söylüyor. Bu yazının temsil ettiÄŸi kanadın, Kürt hareketindeki bu toplumsal dokunun hassasiyetleri hakkında da…
Ama bütün bu yazı daha tuhaf bir ÅŸey söylüyor. TuÄŸluk’a göre Kürt meselesinde AKP’yle tek problem var ortada: IŞİD. Yani yarın IŞİD denen örgüt ortadan kaldırılırsa, ortada bir problem de kalmayacak. 40 yıldır Kürtlerin talepleri için ortaya çıkmış bir hareketin günün sonunda tek derdi IŞİD diye bir örgüt olmuÅŸ demek.
Ya da arkasına saklanılarak silaha meÅŸruiyet saÄŸlanabilen, çatışmaya odun olarak atılabilen, maÄŸduriyeti üzerinden siyaset yapılabilen son malzeme IŞİD.
AKP-IŞİD eÅŸitliÄŸini Batı’nın görmüÅŸ olması üzerine kurduÄŸu Batı’dan ümitvar cümleler, kadın gerillaların kapaklarını süslediÄŸi Amerikan dergileri, PYD’yle ABD yakınlaÅŸması, Amerikan gazetelerinden yavru ayılara biberonla süt içiren gerilla fotoÄŸrafları eÅŸliÄŸinde PKK’nın terörist örgüt olarak anılmasına karşı çıkan yazılardan gelen bir özgüven de görülüyor bu masayı yıkıp geçme rahatlığında.
Aysel Hanım’a gayet iyi bildiÄŸi Molla Mustafa Barzani’nin hayatını, Öcalan’ın uluslararası komplo denen yakalanış hikâyesini ve tabii Halkın Mücahitleri’nin Batı ile cerbezeli tarihini, belki nostalji olarak da 2007’deki yazılarını tekrardan okumayı tavsiye etmekten baÅŸka elden ne gelir
Bir de Türkiye’nin İran olmadığını, 60 yıldır NATO üyesi olduÄŸunu, ticaretinin büyük bir kısmını Batı’yla yapan dünyanın 17. büyük ekonomi olduÄŸunu, AB üyeliÄŸi için kapıda beklediÄŸini, yani PKK için harcanmayacak kadar büyük bir ülke olduÄŸunu hatırlatmaktan…
Ve tabii Batı-PKK iliÅŸkilerinde hâlâ son kertede belirleyici olanın uzun sakallı IŞİD’çilere karşı kadın gerillalarıyla direnen laik bir örgüt olmanın deÄŸil, silahlı mücadeleyi hele de bir NATO üyesi ülkede silahlı bir mücadeleyi sürdürüp sürdürmeyeceÄŸi hakkındaki kararının olacağını da…
Yani yine geldik o lanet olası çözüm sürecine. Bir türlü hızla harekete geçip iktidar olamayan, baÅŸka türlü iktidar olmayı da neyse ki artık beceremeyen sekülerler yerine IŞİD’çiliÄŸini içine atmış AKP’yle yapmak zorunda olduÄŸunuz çözüm sürecine...
Beyaz atlı sekülerler gelmeyecek Aysel Hanım.
İyi tarafından düÅŸünün, en azından bu AKP’lilerle anlaşırsanız günün sonunda tokalaÅŸtığınızda eliniz havada kalmaz.
Bu arada aradan iki yıl geçti. Bu iki yılda ölmesi beklenen gençler ölmedi. Yani ortada konuÅŸulmayan hâlâ tek büyük ÅŸey var Aysel Hanım...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.