Sosyal Medya

Makale

Türkiye'ye inanmak

Defterimi açıp bakıyorum. Sayfalar dolusu not. Son günlere, olaylara ait. Yüksekova'da ÅŸehit edilen üç askerimiz, direÄŸe baÄŸlanıp kurÅŸuna dizilen korucumuz, sığındıkları evden çıkarılıp linç edilen müslüman gençlerimiz ve iki dilli bazı politikacılar. Nereden ve nasıl baÅŸlayalım?

Bitlis ilinin Tatvan ilçesinde direÄŸe baÄŸlanıp kurÅŸuna dizilen köy korucusuyla ilgili haberleri okurken, bir okuyucu yorumuna takılıp düÅŸtüm. Evet, düÅŸtüm.

Haberin altına yazılan ÅŸuydu: 'Bu insanların tek suçu, Türkiye Cumhuriyeti'nin büyüklüÄŸüne bizden daha çok inanmaları ve güvenmeleridir.' Bu yorum veya durum üzerine ne söylenebilir, bilmiyorum.

Allah düÅŸmanın bile mert olanını versin. Hatta nasip etsin. 'Bunu yapan insan olamaz' denilen ne varsa, rahatlıkla yapılabiliyor.

Görüntü net: 'Kobani düÅŸerse, insanlık düÅŸer' diyenlerin bir kısmı, insanlığı defalarca ayaÄŸa düÅŸürdüler. Yetmedi, çiÄŸnediler.

Diyarbakır'da linç edilen dört müslümanın 'hikâyesi'ni mutlaka okumuÅŸsunuzdur. Yaralı olarak saÄŸ kurtulan on sekiz yaşındaki Yusuf Er'in anlattıkları. Kurban eti dağıtırlarken olaylar patlak veriyor. Canlarını korumak için, mecburen, bilmedikleri bir eve sığınıyorlar. O andan itibaren 'kutsal emanet' olmaları gerekir. Dünyanın bütün kötü vasıflarını üzerinde taşıyan evsahibi, dışarıdaki gözü dönmüÅŸ kalabalığa onları ihbar ve teslim ediyor. Peki, hiçbir kutsalı olmayan bu evsahibi için yasal iÅŸlem yapılmayacak mı? Ölen, öldüÄŸüyle mi kalacak?

Ve Hakkâri ilinin Yüksekova ilçesindeki alçak cinayetler. Hemen söyleyelim; ilk kez olmuyor.

Çarşı iznine çıkan ve sivil giyimli olan üç askerimizin ÅŸehit edilmesi. Gündüz, herkesin içinde, gözler önünde. Ne acıdır ki, hiç görgü tanığı yok. Kanlar içindeki kardeÅŸlerimizin fotoÄŸrafını çekip sosyal medyada paylaÅŸan ise çok.

Cadde ortasında pusu kurabiliyor, kalabalığı siper yapabiliyorlar.

Aynı ilçede, buna benzer üç hainlik daha olmuÅŸtu. Toplam beÅŸ ÅŸehit. Dört saldırının neredeyse tek ortak özelliÄŸi, gündüz gerçekleÅŸtirilmesi ve ÅŸahidin bulunmaması. Sahi, bu kadar ah nereye gidiyor?

Åžehit askerlerimizden birinin babası, bütün o babalar gibi, ÅŸunu söyledi: 'Ne diyeyim, vatan saÄŸ olsun.' 'Ne diyeyim' ifadesini biraz açalım: Sadece vatan deÄŸil, vatandaÅŸ da saÄŸ olsun.

Özellikle askerimiz, korucumuz diyorum, çünkü Berat Demirci'nin ÅŸu sözü her daim aklımda: 'Olaylar üzerine konuÅŸan, yazan birinin milliyeti anlaşılmıyorsa, fikri batıldır.'

Yüksek sesle yazalım: Asker deÄŸil, askerimiz. Korucu deÄŸil, korucumuz.

***

Kötülük yapmak kolaydır. Zor olan, kötülüÄŸü durdurmaktır. Çünkü bir yıkıcı, bin yapıcıya bedeldir. Bin dost az, bir düÅŸman çoktur. Kötülük yayılmacıdır. Örgütlüdür. Aynı anda birçok yerde olabilir. Nereden çıkacak, ne yapacak, nasıl vuracak, bilemezsiniz. Yüzsüzdür. Batıda demokrasi için oy ister, doÄŸuda kendinden olmayanı, kendi gibi düÅŸünmeyeni katleder. Yalancıdır. Yapar, 'yapmadım' der.

İsmet Özel, 'Kötü kötüleÅŸtirir, iyi iyileÅŸtirir. Birini iyileÅŸtirmek için iyi olmamız kâfidir. Kötülük yapmak için kendimizin de kötü olma önÅŸartı vardır' diyor. Madem kötü, baÅŸkalarını da kötüleÅŸtiriyor, yapılması gereken bellidir: Kötünün etkisiz, kötülüÄŸün çaresiz hale getirilmesi. Muhatap kabul edilmemesi. Ayrıca daha iyi olunması. Bütün bunlar için lazım gelen, edepli bir cesaret, kararlı ve adil bir yönetimdir. Daima yaÅŸadığımız, gördüÄŸümüz gerçek ÅŸudur: 'EÄŸilirsen basamak, dik durursan sığınak olursun.'

Büyük acının sonrasında yapılan açıklamaları dinliyoruz. Sebep olanlarda hiçbir utanma, mahcubiyet, nedamet belirtisi yok. Derler ki, 'utancı giden kimsenin kalbi ölür.' Kalbini kaybeden, kendini de kaybeder. İşte bunları yapar. Böyleleri için hep aynı sözü kullanırız: 'Utanması olmayanın kendisi de yoktur.'

Üzgün ve öfkeliyiz. Üslubumuzun sertliÄŸi bu yüzden. Öte yandan, biliyoruz ki, bu, iyilik ile kötülüÄŸün, ahlak ile ahlaksızlığın, merhamet ile merhametsizliÄŸin mücadelesidir. Hak ile batılın. Meselenin özü, mahiyeti budur.

KardeÅŸlik, barış. Dış güçler, karanlık eller. 'Yıllarca karşılıklı kız alıp vermiÅŸiz' gibi sözler. Hepsine tamam. Çözüm sürecine ve iÅŸin zorluÄŸunu göÄŸüslemeye elbette evet. Sancılı geçecekti, geçiyor. Hata ve suistimal olacaktı, oluyor. Onca olumsuzluÄŸa evet, fakat arsızlığa, haksızlığa hayır. Aziz milletimizi rencide etmeye hayır.

Artık bitirelim, bitsin: Doların, altının ve borsanın güne nasıl baÅŸladığıyla ilgilenmiyoruz. Bizi ilgilendiren, insanımızın, milletimizin güne nasıl baÅŸladığıdır. Derdimiz insan.

YENİŞAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.